Sağlık Bakanlığı verilerine göre Antalya'nın yüksek risk grubundaki iller arasında yer aldığını belirten ATSO Başkanı Davut Çetin, "Bu konu ticaret ve turizm için de hayati bir konudur. 20 gün seferberlik ilan ederek turizm sezonuna kadar bu sayıyı hızla düşürmemiz gerekiyor. Korona mücadelesinde ne kadar başarılı olursak normal hayata o kadar hızlı döneriz. Dolayısıyla herkese, hepimize büyük sorumluluk düşmektedir" dedi. Davut Çetin, turizm, hizmet sektörü, kalabalık işyeri çalışanları gibi öncelikli kesimlerde aşılamanın hızla tamamlanması gerektiğini söyledi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Şubat Ayı Meclis Toplantısı elektronik ortamda gerçekleşti. Meclis Başkanı Süleyman Özer toplantının açılışında yaptığı konuşmada geçtiğimiz ay yaşamını kaybeden Yönetim Kurulu Üyesi Erol Erkan'ın yerine Mücahit Turgut'un geldiğini, Erol Erkan'dan boşalan meclis üyeliği görevine ise oğlu Bayram Erkan'ın devam edeceğini belirterek, görevlerinde başarılar diledi.
ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, mecliste Oda faaliyetlerinin yanı sıra, kent ve ülke gündemine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına Irak Gara'da teröristlerce katledilen şehitlerimizi anarak başlayan Davut Çetin, "Büyük bir acı yaşadık. Şehitlerimizin ailelerine Odamız adına başsağlığı dileklerimi sunuyorum. Terörist katilleri lanetliyorum. Terörle mücadelenin siyaset üstü bir beraberlikle başarıya ulaşacağına inanıyorum. Bu vesileyle ulusal birlik ve uzlaşma çağrımızı bir kez daha dile getirmek istiyorum" diye konuştu.
EROL ERKAN İSMİ YAŞATILACAK
Bu yıl nisan ayında ikinci kez verilecek olan ATSO KÖK ödülleri için başvuru sürecinin devam ettiğini belirten Davut Çetin, "Bu yıl KÖK ödülleri eseri olarak Aksu Uçak Bakım Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisemize bir uçak hangarı yapıyoruz. Yönetim kurulumuz oraya sevgili Erol Erkan ağabeyimiz adını vermeyi kararlaştırdı. Konuştuğumuz bütün arkadaşlar bu kararımıza katıldılar. Bunun için yönetim kurulumuza ve hepinize teşekkür ediyorum" dedi.
ANTALYASPOR'A DESTEK OLMALIYIZ
Antalyaspor'un yeni yönetimine hepimizin sahip çıkması gerekiyor. Antalyaspor'a destek olmak, bir sosyal sorumluluktur. Antalyaspor kentimize hem tanıtım hem ekonomik olarak çok ciddi bir katma değer sağlıyor. Antalyaspor en önemli markamız. Şehrin takımına hepimiz destek olmalıyız.
ŞEHRİN SAHİBİ HALKTIR
Son günlerde basında Antalya'nın sahipsiz kaldığı yolunda yazıların yer aldığını belirten Davut Çetin şöyle konuştu:
"Düden Şelalesi'nin denize döküldüğü yerde balıkların ölmesi, Korkuteli'nde kömür ocağı gibi çeşitli sorunlar ortaya çıktığı zaman gazeteci arkadaşlarımız Antalya'nın sahibi yok mu diye soruyorlar. Bu biraz haksız bir sorudur. Çünkü artık Antalya bir metropol şehirdir. İstanbul'un sahibi, Ankara'nın sahibi ne kadar varsa Antalya'nın da o kadar var. Eskiden küçük bir şehir iken kurumlar ve kişiler şehir için daha önemliydi, artık Antalya ekonomisiyle ve nüfusuyla büyük bir şehirdir. Kimse tek başına çok şey yapamaz. Tarım çağında bölgenin ağaları vardı, küçük şehirken şehrin eşrafı vardı, artık o devirler geçti. Maalesef ülkemizde sorun halen her konuda aşırı merkezi yapının devam etmesi, yerel yönetimin, yerinden yönetimin zayıf kalmasıdır. Diğer reformlar gibi yerel yönetim reformu da gecikiyor ve bu da yerel sorunların çözülememesine neden oluyor.
Ayrıca bu çağda şehrin sahibi halktır, yani şehirde yaşayan, çalışan, kazanan herkestir. Halkın şehrine sahip çıkması ise siyasetin ve yerel yönetimlerin vatandaşın aktif katılımını sağlamasına bağlıdır. Biz bunu Antalya 4.0 projesinde, kent 4.0 çalışmasında söyledik. Vatandaşı aktif vatandaş haline getirmeliyiz dedik. Bu sorunlara rağmen biz kent birlikteliği sağlamak için gayret ediyoruz. Elbette ki, deniz suyu kirlenmesi, tarım arazilerinde kömür ocağı gibi konularla Oda olarak ilgileniyoruz. Ama bazen ilgili kurumlar bile yeterli bilgiye sahip olamıyor. Düden'deki sorunun kaynağı halen tam olarak belirlenemedi.
ŞEHRİN DEĞERLERİNİ PARAYA ÇEVİRMEK HASTALIĞINDAN KURTULMALIYIZ
Narenciye alanının ne yapılacağına Ankara'dan karar veriliyor. Biz basından öğreniyoruz, her yeri, şehrin değerlerini paraya çevirmek hastalığından kurtulmalıyız. Finike'de, Hisarçandır'da ağaçların kesilmesi, Korkuteli'ndeki kömür ocağı meselesi gibi konular ortak akılla ele alınmalıdır. Tarım arazisinde kömür çıkarılması çevreye zarar verecekse savunamayız. Türkiye'nin Antalya kömürüne ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Memlekete faydası olacak değerli bir maden olsa neyse, ama yerin altındaki her şeyi çıkarıp satmak zorunda değiliz. Biraz da gelecek nesillere bir şeyler kalsın. Bu tür kararlar verilirken fayda ve maliyet yanında sosyal fayda ve maliyet de düşünülerek konu değerlendirilmelidir."
İNŞALLAH ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA NORMALE DÖNECEĞİZ
Sağlık Bakanlığı'nın il vaka sayılarını yayınladığını, önlemlerin illerdeki vaka sayısına göre belirleneceğini belirten Davut Çetin sözlerini şöyle sürdürdü;
"Şu günlerde virüsün mutasyonu, Güney Afrika virüsü gibi türleri gündemde. Bu virüs hem hızlı yayılıyor hem gençleri de etkiliyor. Artık biraz daha sabırlı olalım, aşılama tamamlandığında inşallah önümüzdeki aylarda normale döneceğiz. Bildiğiniz gibi artık önlemlerde vaka sayısına göre il düzeyinde karar verilecek, iller düşük risk, orta risk, yüksek ve çok yüksek risk gruplarına ayrılacak, düşük riskli illerde önlemler gevşetilecek.
TURİZM SEZONUNA KADAR BU SAYIYI DÜŞÜRMELİYİZ
Sağlık Bakanlığı verilerine göre en yüksek vaka bölgesi Trabzon, Rize, Giresun gibi Karadeniz illeri, en düşük vaka bölgesi ise Mardin, Hakkari gibi Güneydoğu bölgesi. Antalya'da vaka oranı 100 binde 78 düzeyinde yani beklediğimizden daha yüksek. Bu veri Ankara için 35, İstanbul için 60, İzmir için 44 olarak açıklandı. Antalya 78 ile yüksek risk grubuna giriyor. Bu konu ticaret ve turizm için de hayati bir konudur. 20 gün seferberlik ilan ederek turizm sezonuna kadar bu sayıyı hızla düşürmemiz gerekiyor. Korona mücadelesinde ne kadar başarılı olursak normal hayata o kadar hızlı döneriz. Dolayısıyla herkese, hepimize büyük sorumluluk düşmektedir. Aşılamanın da hızla tamamlanmasını bekliyoruz. Antalya'da henüz 65 yaş üzerinde aşı devam ediyor. Turizm, hizmet sektörü, kalabalık işyeri çalışanları gibi öncelikli kesimlerde aşı hızla tamamlanmalıdır."
ÖZEL SEKTÖRE AŞI İTHALATI İZNİ
TOBB Turizm Meclisi toplantısında seyahat acentaları temsilcilerinin Bakanlığın onay vereceği aşıların ithal edilmesinin ve isteyenin özel sağlık kuruluşlarında ücretini ödeyerek aşı olması önerisinde bulunduğunu hatırlatan Davut Çetin, "Bu imkân verilse aşı ithalatı mümkün olabilir mi bilmiyorum, olabilse aşılama daha hızlı olurdu. Özel sağlık kuruluşları ücretli Covid testleri yaptılar, aynı şekilde aşıyı da yapabilirler. Korona mücadelesinde ne kadar başarılı olursak normal hayata o kadar hızlı döneriz. Rehavete kapılmadan hem önlemlere hem aşılamaya destek olmalıyız. Dolayısıyla herkese, hepimize büyük sorumluluk düşmektedir" dedi.
BAZI TOPLANTILAR SERBEST, BAZILARI KISITLI
Pandemide işyerlerine yönelik adaletsiz bir sürecin devam ettiğini vurgulayan Davut Çetin şunları kaydetti;
"Pandemi bir taraftan çok sayıda üyemizin işini etkilemeye devam ediyor. Yiyecek ve içecek sektörümüz HES kodu alarak müşteri kabul etmek için taleplerde bulundular, bu konuda yoğun girişimde bulunduk. Gerçekten çok mantıklı olmayan adaletsiz bir süreç yaşıyoruz. Marketler açık, cadde mağazası kapalı. Oteller açık restoranlar kapalı. Otel içinde SPA merkezi açık, dışarıdaki kapalı. Bazı toplantılar serbest, bazıları kısıtlı. Bu konularda çok şikayet aldık ve alıyoruz. Şimdi Mart ayı başında yiyecek- içecek işletmelerinin kontrollü olarak açılmasını bekliyoruz. Kapasite kısıtlaması, süre kısıtlaması gibi kurallar getirilecektir. Kurallara uyulursa peyderpey normalleşme süreci de başlayacaktır. Bu konuda hem işletmelerin hem de halkımızın duyarlı olacağını temenni ediyorum.
DESTEKLERİ KONUŞMAKTAN YORULDUK
Kapalı kalan işyeri destekleri konusunda artık konuşmaktan yorulduk. Geçen hafta sektöre destek genelgesi yayınlandı. KDV beyannamesine göre cirosu %50'den fazla düşen işletmelere 40 bin liraya kadar destek kararı çıktı. Ben geçen yıl desteklerin ciro kaybına göre verilmesini önermiştim. Bir yıl sonra bu uygulama yiyecek-içecek sektöründe başladı. Fakat maalesef bu destek de yetersiz kaldı. Bizim üyelerimizde aylık 40 bin lira kira veren işletme varken, devlet desteğinde 40 bin lira tavan uygulaması fayda sağlamıyor. Bu limit 200- 300 bin lira olmalıydı.
ÜYELERİMİZE DE KİRA DESTEĞİ İSTİYORUZ
Biz üyelerimize kira indirimi konusunda çok uğraştık, ama sonuç alamadık. Şimdi havalimanları kiraları konusunda yeni karar alındı. Havalimanı işletmelerinden 2020 yılı kirası alınmayacak, 2021 ve 2022 kiraları %50 indirimli olacak. Bu desteğe bir itirazımız yok, ama birkaç işletmeye sağlanan imkan kadar bir destek yüzbinlerce işletmeye de sağlanmalıydı. Bu konuda da birçok kişiden tepki geldi ve bu tepkiler de haklıdır. Temennimiz, gelecek aydan itibaren normalleşmenin başlaması ve turizmin hareketlenmesidir. Enflasyon yaza doğru inişe geçecektir, enflasyon düşerse faiz düşüşü gündeme gelecektir. 2021 yılı için büyüme tahminleri %5-6 civarındadır. Politika hatası yapmazsak bu yıl dünya genelinde iyileşme yılı olduğu için bizde de pandemiye göre toparlanma olacaktır.
ANTALYA EKONOMİSİ
Antalya ekonomisinde durumu zaten biliyorsunuz, 2020 yılını krediyle geçirdik, şimdi turizm sezonunu bekliyoruz. Ekonomik verilerde Türkiye ortalamasına göre iyi olan az sayıda veri var. 2020'de Türkiye'de sigortalı çalışan sayısının azaldığı tek il Antalya oldu. Vergi tahsilatımız Türkiye'nin oldukça gerisinde. Yatırımlar ve konut satışında da aynı durum söz konusudur. Her şeye rağmen üç alanda Türkiye ortalamasına göre daha iyi gelişme gösterdiğimizi söyleyebiliriz. Kayıtlı esnaf ve işveren artışında, otomobil artışında, ihracatta Türkiye ortalamasının üzerine çıktık. Ayrıca 2020 yılında konut fiyatı artışında bölge olarak %43 oranıyla ilk sırada yer aldık. 2020'de ülkemiz ihracatı %6 düştü, Antalya ihracatı ise %5.5 arttı.
KONTEYNER SIKINTISI
Son dönemde ihracatımızı hammadde maliyetlerinde artış, navlun maliyetleri, konteyner maliyetleri ciddi ölçüde zorlamaktadır. Pandemi nedeniyle dünyada konteynerlar dönmüyor. Bu da hem tedarik sıkıntısı yaratıyor hem de navlun maliyetleri had safhaya çıkıyor. Bu konuyu Rifat Başkanımızla görüştük, TOBB yönetiminde ele aldık. Deniz Ticaret Odamızla görüştük. Bir çözüm arıyoruz. İhracatta ve yatırımlarda tarım sektörümüz önemli bir performans sergiledi. İhracatımız ve yatırımlarımız tarım sayesinde arttı, 2020 yılı tarım yatırımları yılı oldu. Tarım yatırım belgelerinde rekor kırıldı, tarım sektörü bir önceki yılda sanayiyi geçerek ikinciliğe geçmişti, 2020'de turizmi de geçerek ilk sırayı aldı.
TURİZMDE OLUMLU BEKLENTİ DEVAM EDİYOR
Antalya 2020 yılında ekonomik afet yaşadı, buna rağmen kredi ödemelerinde büyük bir sıkıntı yaşanmadı. Bildiğiniz gibi 2020 yılında kredilerimiz %46 oranında arttı. Sektörel kredilere baktığımızda turizm sektörümüzün kredi hacminin Aralık sonu itibariyle 52 milyara çıktığını görüyoruz. Kredi konusunda halen sektörlerimizden yeni talepler gelmektedir. Bu konuda da girişimlerde bulunuyoruz. Son dönemde bankalar yurtdışından düşük maliyetli borçlanmaya ağırlık verdiler. Önümüzdeki aylarda kredi imkanlarının bir nebze iyileşmesini bekliyoruz. Turizmde olumlu beklenti devam ediyor. Temennimiz kötü sürprizler olmamasıdır. Bu sezonu mutlaka kazanmalıyız.
PERAKENDE TİCARET YASASI
Bu ay bir başka önemli gündem konusu perakende ticaret yasası değişikliğidir. Geçen ay cadde mağazaları kapalıyken zincir marketlerde her ürünün satılmaya devam ettiğini konuştuk ve bu konuda şikayetleri dile getirdik. Bunun üzerine Ticaret Bakanlığımız Perakende Ticaret Kanunu'nda bir değişiklik taslağı hazırladı. Taslakta en önemli maddelerden birisi 1500 m2 altındaki zincir marketlerde elektronik, sigara, mobilya, beyaz eşya satışının yasaklanması maddesidir.
HER KÖŞE BAŞINDA BİR ZİNCİR MARKET AÇMAYIN DEDİK
Bunun dışında Pazar günleri saat 11'de açılma, esnafın kooperatif kurması gibi maddeler de var. Biz bu taslakta marketlerde giyim, züccaciye, kırtasiye, ev eşyası gibi ürünlere de sınırlama gelmesini talep ettik. Ayrıca, zincir mağazaların kuruluş yerlerine de ihtiyaç ve mesafe kriteri istedik. Esasen biz bu talepleri 10-15 yıldır söylüyoruz, Hükümete ve belediyelere her köşe başında bir zincir market açmayın dedik, ama her köşe başında açıldığı gibi aralara da açıldı. Şimdi pandemi bıçağın kemiğe dayanmasına neden oldu, fakat atı alan Üsküdar'ı geçti. Üç zincir marketinin şube sayısı 27 bine çıktı. Bu üç zincir %70 paya sahip. Diğer üç ulusal zincirin mağaza sayısı 5 bine yakın.
Bu konuda Antalya'da bir ticaret planı olsun diye çok konuştuk. Bu konu halen önemini korumaktadır. Bir an önce İmar Planı yönetmeliği gözden geçirilmeli ve ticarete kurallar getirilmelidir. Pandemi yapacağını yaptı, artık geleceğe bakma zamanıdır. İnşallah önümüzdeki aydan itibaren turizm ve ticarette canlanmayı konuşmaya başlarız."