İyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlayayım.
Geçen haftanın son günü kendisine CHP emekçisi olarak tanımlayan Vanlılar Derneği’nin al-satçılık yapan Başkanı Yaşar Murat Müncester’in bir partiliye yakışmayacak şekilde sosyal medyada ABB Başkanı Muhittin Böcek’e karşı ağır bir dil ve hakaretlerle dolu paylaşımını ‘Antalyalılık’ üzerinden eleştirip, ‘Antalya’lı birisini aşağılamaya çalışamazsınız. Haddinizi bilin’ dedim.
Kıyamet koptu!
Sayın Müncester son derece düzgün bir üslupla bana cevap vermiş. “Her şeyden önce ben bu vatanın evladıyım” diye başlıklı yazısını dikkatlice okudum. İçinde bolca Atatürk, çağdaşlık, aydınlık, laiklik geçen uzunca bir metinin sonunda “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşıyım. Yolun Atatürk’ün yoludur. Yolum Cumhuriyettir, laikliktir, demokrasidir! Yolum adalettir, eşitliktir” diyerek tıpkı daha öncekilerin yaptığı gibi sıkışınca Atatürk’ün gölgesine sığınıp, her zaman duyduğumuz beylik lafları sıralamış.
Sayın Müncester, tekrar tekrar hem Muhittin Böcek ile ilgili paylaşımınızı okudum, hem de bana hitaben yazdığınız yazıyı okudum.
Muhittin Böcek’le ilgili yazdığınız yazıyı kesinlikle siz yazmışsınız. Ama benimle ilgili paylaşımınızdaki yazıyı, doğru söyleyin kim yazdı?
Her iki yazı arasındaki fark bariz bir şekilde görülüyor.
Hamaset yapmaya gerek yok, “Yetişin komşulaaaar. Mağdur oldum. Mağdurum da mağdurum” diye bas bas bağırıp; kendinize destek için yedi mahalleyi başınıza toplayan yazıyı kaleme almanın amacını az çok anlamış olduk.
(Bu arada ‘Yaşar Müncesterin paylaşımı parti tüzüğüne göre kesin ihraç edilmek üzere disiplinlik’ diyor bazı partililer. Ama durun bir dakika ya, partinin yönetiminde ve Muratpaşa Belediyespor’da oğlu Ali Müncester vardı değil mi? Aaaa bak onu unutmuşum. Sahi Konyaaltı Gençlik kolları Başkanı Eraycan Yılmaz neden disipline verilmişti ve Ali Müncester’in buradaki rolü neydi?
Her neyse aynı gün taa ANAP günlerinden tanıdığım bir başka al-satçı Timur Murat İnanç aradı ve yazdığımı anlamamış olacak ki, bana Yaşar Müncester hakkında böyle bir yazı kaleme almamın nedenlerini sorgulama cüretini gösterdi.
En iyi yaptığım şeylerden birisi de böyle üsttenci bir dil ile konuşanlara ağızlarının payını vermektir. Vallahi çok güzel yaparım.
Bir hemşehri derneğinin başkanlığına geçip, kendisine siyasi ikbal yolları açmanın peşinde olan birisi, vekil adaylığında Muhittin Böcek kendisine destek olmadı diye, disiplin suçu işleyecek derecede ağır ABB başkanına hakaret ediyor. Hem kendi memleketinin milliyetçiliğini yapacaksın. Hem derneği siyasi ikbalin için kendine merdiven basamağı olarak kullanacaksın, hem de sana siyasi ikbal yollarını açmadığı gerekçesiyle Antalyalı belediye başkanına laf çakacaksın.
İşte orda bir durun dedim.
Elbette ağzının payını alınca “Tamam, tamam” diyerek telefonu kapatmak zorunda kaldı.
Daha sonra Yaşar Müncester’in paylaşımının altına Sayın Timur Murat İnanç yorum yaparak beni “Kalemşör” ilan edip, arkadaşımın 2 yıl önce kapattığı araba yıkama dükkanının benim olduğunu zannederek, “Zamanında birinin kalemşörlüğünü yaparak yağlama yıkama yaptığını bütün alem biliyor” diyerek laf geçirmeye çalışmış.
Eee artık bana farz oldu
Sayın Timur Murat İnanç bey ben sizi ilk kez adliyede tanıdım.
Belki unutmuşsundur. Dursun Gündoğdu hala yaşıyor, sor sana hatırlatsın istersen.
Her neyse, geçtiğimiz günlerde sizinle ilgili yapılan bir eleştiride “Timur Murat İnanç iyi insandır” dediğimde ben o zaman kimin kalemşörlüğünü yapıyordum da telefon açıp, bana bin bir teşekkür ediyordun? En dürüst, en tarafsız gazeteci beni göstererek, yere göğe sığdıramıyordun?
Ne oldu Timur efendi?
Ak Partinin bakanlığını yapan Erkan Mumcu, ANAP'dan seni 7. Sıra milletvekili adayı yaptığında havalara uçuyordun.
Sen ne ara sağın en sağından savruluverdin de sol yanına düştün?
2018’de CHP’den milletvekili aday adayı olunca her şey güllük gülistanlık, sende yılmaz bir CHP neferi mi oldun?
ABB Başkanı Muhittin Böcek seni 2019 yılında Sosyal Hizmetler Anonim şirketine yönetim kurulu atayıp, maaşa bağlayınca iyiydi de, yeniden şirketlerde görev vermeyip, maaş kesilince kötü mü oldu?
Beraber fotoğraf verdiğinizde Muhittin Böcek’i yere-göğe sığdıramadığın paylaşımların hala duruyor.
Avanta maaş kesilince Muhittin Böcek alerjin mi gelişti?
Siz kendinizi ‘Diyarbakır’lı, Konya’lı, Yozgat’lı, Çorumlu, Tekirdağlı’ diye ayrıştırırken iyi de ben ‘Antalya’lıyım’ dediğim zaman mı mikro milliyetçilik oluyor? Size her şey serbest, ama ben ‘Antalya milliyetçiliği’ yapınca “Aaaaa bak şuna mikro milliyetçilik yapıyor’ diye ayıplanacağım öyle mi?
Relaks camp!
Ayrıca birisi “Gelinim Diyarbakır’lı, diğeri eşim kürt diye oy ister. Siz Antalyalılar bizden niye oy istiyorsunuz? Kendi kendinizi seçin mikro milliyetçilik yapmayın” demişsiniz.
Sen oy verme her dönemin avanta üstadı Timur efendi, senden gelecek oyla başkan seçiliyorsa batsın o belediye başkanı, yerin dibine girsin.
Ama sende Antalya’lılardan oy karşılığında makam, mevki, ballı maaşlar isteme emi!
NOT: Timur efendi sen bildiğimiz emlakçısın. Yani Ahmetin evini, Mehmete satarak para kazanıyordun. Ne ara iş insanı oldun da kendine dernek kurdun? İş insanı olarak hangi fabrikayı kurdun? Hangi işletmenin başındasın?
Ha bir de, Timur efendi örnek verdiğin ‘Antalya’da 6 otel satın aldı. Antalya’ya yatırım yapıyor’ dediğin Diyarbakır’lı iş insanıyla ilgili gir hazreti google’ye de gör bakalım neler yazıyorlar. Çok zorlanırsan ipucu vereyim. Örfioğlu veya Urfioğlu vakfı diye yaz geliyor. Vakfın Mütevelli Heyet Başkanı Sayın Av. Nevzat Güven Tigris Haber muhabirine açıklama yapıyor ‘Yatırım Antalya’ya, paralar Diyarbakır’a’ diye.
Antalya’ya aidiyet duygusunun olmadığını, bu kente de bir kuruşluk fayda sağlamayacağını açık açık beyan etmiş.
Ayrıca biz kimseyi buraya kırmızı dipli mumla davet etmiyoruz!
Çok parası varsa yatırımını Diyarbakır’a yapsın. Kadim kentlerin başında gelen Diyarbakır Örfioğlu Vakfının yatırımlarını hak etmiyor mu? Oradaki genç kardeşlerimize neden iş sahası açmıyor?
Ayrıca 6 otel alınacak paranın nerden geldiğini devlet-MASAK biliyordur inşallah!