Barselona Sözleşmesi 22. Taraflar Konferansı'na katılan (COP 22) Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, daha iyi bir çevre, daha iyi bir doğa, daha iyi bir Akdeniz için adımların kararlılıkla atılması gerektiğini belirterek, "Biz ülke olarak, ülkemizin kara suları ve kıyılarına dair uzun vadeli koruma çalışmalarımızı içeren "2053 Mavi Planı'mıza odaklanmış durumdayız. Bizce her ülkenin bir mavi planı olmalı ve bunu paylaşmalı" dedi.
Barselona Sözleşmesi olarak adlandırılan Akdeniz'in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi'nin 22. Taraflar Konferansı (COP 22), Antalya'nın Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde başladı. 10 Aralık'a kadar sürecek toplantıda, Akdeniz'deki kirlilik, bioçeşitlilik kaybı, yabancı türlerin varlığı ve iklim değişikliği konuları ele alınacak. 2 Yılda bir düzenlenen toplantıya sözleşmeye taraf olan 20 ülkenin yanı sıra Avrupa Birliği (AB) temsilcileri ve üst düzey yetkilileri, teknik ekipler, konuyla ilgili odak noktalar, uluslararası sivil toplum kuruluşları, bilim insanları katıldı. Toplantı sonrası Türkiye 2 yıl süreyle "Barselona Sözleşmesi Sekretaryası Büro Başkanlığı" görevini İtalya'dan devralacak.
"Umarım, çöpsüz, temiz bir Akdeniz ortaya çıkarabiliriz"
Toplantıya telekonferansla katılan COP 22 Büro Başkanı İtalya Ekolojik Dönüşüm Başkanlığı Yetkilisi Dr. Carlo Zaghi, COP 22'nin önemli bir zamanına denk geldiğinin altını çizerek, uluslararası camianın iklimin daha yeşil bir şekilde düzeltilmesi için bütün çalışmaları yapmakta kararlı olduğunu belirtti.
Denizin durumunun iyi gitmediğine değinen Zaghi, "İklim değişikliği denizimiz içindeki ekosistemi ve biyoçeşitliliği bozuyor. Biyoçeşitlilik kaybı noktasında en yüksek kayıp dünyada Akdeniz'de ve buna ek olarak denizcilik ve turizmin ortaya çıkardığı kirlilikte buna önemli bir etki yapmakta. Son 10 yılda Akdeniz bölgesinde ulaşım ve cruise gemileri açısından önemli bir trafik artışı odu, bunun olumsuz etkileri de arttı. Umarım, çöpsüz, temiz bir Akdeniz ortaya çıkarabiliriz. Türk hükümetine tebriklerini iletiyor ve iyi şanslar dileklerimi iletiyorum. Büro başkanlığını devraldığı için" diye konuştu.
"Akdeniz için çalışmalarımızı kararlı şekilde yürüteceğiz"
Bakan Murat Kurum ise Akdeniz'in beslediği cennetten, Türkiye'nin incisi Antalya'dan, 21 kıyıdaş ülkenin, Avrupa'nın ve dünyanın tüm halklarına sevgi ve saygılarını gönderdiklerini belirtti.
İtalya Bakanı Carlo Zaghi'nin, Barselona Sözleşmesi Sekretaryası Büro Başkanlığını Türkiye'ye devrettiklerini açıkladıklarını hatırlatan Bakan Kurum, "Zaghi'ye ve İtalya Hükümetine 2 yıl boyunca süren Büro Başkanlığı döneminde, Akdeniz'in korunması için sundukları katkılardan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Önümüzdeki 2 yıllık süreçte, Türkiye olarak, İtalya'nın bıraktığı yerden bayrağı devralarak hepimizin ortak değeri olan Akdeniz için çalışmalarımızı kararlı bir şekilde yürüteceğiz. Ülkemizin Büro Başkanlığını yürüteceği bu yeni dönemin ve Barselona Sözleşmesi 22. Taraf Ülkeler Toplantımızın; ülkelerimiz, Akdeniz'imiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum" diye konuştu.
Bakan Kurum, geçen iki yılda, 7 milyarlık insanlık alemi olarak, yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiği acı günler geçirdiklerini hatırlattı.
"Birkaç ülke tek başına mücadele edemez"
İnsanlık tarihinin en ölümcül krizlerinden olan Kovid-19 salgınında yaklaşık 5 milyon insanın hayatını kaybettiğini dile getiren Murat Kurum, "Bu buluşmamız vesilesiyle, şu anda hastanelerde yatan milyonlarca insanımıza, şifalar diliyorum. COP 22 toplantımızı, böylesi büyük bir pandeminin gölgesi altında gerçekleştiriyoruz. Bu yılki Taraf Ülkeler Toplantıları'nın "Mavi Bir Akdeniz'e Doğru: Çöpsüz Miras Bırakmak; Biyolojik Çeşitliliği Korumak, İklim Dengesini Sürdürmek" temasıyla düzenlenmesini kıymetli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Bu anlayış; ülkelerimizin, Akdeniz'in savaştığı sorunlarla; herhangi bir ülkenin veya birkaç ülkenin tek başına mücadele edemeyeceğinin en güzel ifadesi olacaktır. Toplantımızın; bu hakikatin çok daha iyi anlaşılması bakımından bir dönüm noktası olmasını temenni ediyorum" dedi.
"38 etkinlik"
4 gün sürecek toplantılarda Akdeniz'deki kirlilik, bioçeşitlilik kaybı, yabancı türlerin varlığı ve iklim değişikliği konularını tüm yönleriyle ele alacaklarını ifade eden Bakan Kurum, Akdeniz'in korunmasına yönelik 38 özel etkinliğe de ev sahipliği yapacaklarına değindi.
"20 ülkeden 400'ün üzerinde katılımcı"
20 ülkeden 400'e yakın katılımcıyla gerçekleştirilen toplantı ve etkinliklerde birbirinden değerli üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve uzmanların görüşlerini dinleyeceklerini ifade eden Bakan Murat Kurum," Yine bu kapsamda, Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın 50. yıl etkinliğini de hep birlikte gerçekleştireceğiz. Bakanlarımızla, mevkidaşlarımızla bir araya geleceğiz. Bildiğiniz üzere; COP 22 öncesinde, kasım ayında İstanbul'da bir "Gençlik Etkinliği" düzenlemiştik. Orada gençlerimiz; Akdeniz'in geleceğine dair bir "Gençlik Bildirgesi" yayınladı. "Tüm karar alma süreçlerinde etkin rol almak istediklerine dair" çok güçlü bir iradeyi bu vesileyle ortaya koydular. Her bir gencimize gönderdiğim mektupta, "yeryüzünün tüm güzelliklerini, gençlerimizin bir emaneti olarak gördüğümüzü, emanetin sahibi olan gençlerimizin ise attığımız her adımda en önemli paydaşımız olduklarını" ifade ettim. İşte İstanbul'da ağırladığımız o genç paydaşlarımız, burada gerçekleştireceğimiz Bakanlar Oturumu'nda da bizlerle fikirlerini paylaşacaklar. Böylece Bakanlar oturumumuzu; Antalya Bakanlar Deklarasyonunu oylamaya sunarak sonlandıracağız" dedi.
"Emine Erdoğan'ın ev sahipliğinde özel bir toplantı yapılacak"
Sayısız ödüle layık görülen Sıfır Atık Projesi'yle, Türkiye'nin çevrecilik noktasında dönüştürücü gücü olan Cumhurbaşkanı eşi Emine Erdoğan'ın ev sahipliğinde çok özel bir toplantı düzenleyeceklerini belirten Kurum, "BM Genel Sekreter Yardımcısı ve UNEP Genel Müdür Yardımcısı Joys Misuya ve konferansa katılım sağlayan ülkelerin kadın liderleriyle "Akdeniz'deki Kadın Liderler Toplantısı"nı gerçekleştireceğiz. Ardından, 2020-2021 İstanbul Çevre Dostu Şehirler Ödülünü takdim edeceğiz" dedi.
"Akdeniz şikayet eder"
"Akdeniz'e bakınca ufkunuz genişler, varlığınız enginleşir" diyen Bakan Kurum, "Akdenizlilerin iyi bildiği, çok anlamlı bir söz vardır. "Keşke, dili olsa da konuşsa" deriz. İşte biz de; bu sözün içerdiği manadan hareketle diyoruz ki; keşke Akdeniz'in bir dili olsa da bizlerle konuşabilse Bu salondaki herkes, hemen şuracıktan, 150 metre ileriden bizi seyreden Akdeniz'in neler söyleyeceğini mutlaka tahmin etmektedir. Bizce, Akdeniz dile gelse hemen; insanı insana, bizi bize şikayet edecektir. Sonra biyolojik istilalar, zararlı balıkçılık faaliyetleri, kıyı kirliliği ve ekolojik kalitesizlikten söz açacaktır. Akdeniz bize; atık su arıtımından katı atık depolamaya, sanayi atıklarından çarpık kentleşmeye, kıyı yapılaşmasından turizmde yaşanan kontrolsüzlüğe kadar, pek çok konuda koca koca sorular soracaktır. Üstelik biz daha, biyolojik istilalara, egzotik türlerin doğal ekosistem üzerinde oluşturduğu baskılara, zararlı alglerden zararlı yosunlara kadar onlarca yeni soruna yeterli cevabı verememişken" dedi.
"Her ülkenin bir mavi planı olmalı"
Akdeniz'in geleceğine dair düşünceleri, önerileri Antalya'da dört gün boyunca müzakere edeceklerini vurgulayan Bakan Kurum, "Ben şunu söylemek isterim ki; bizim inancımızda korku ve ümit arasında olmak gereklidir, umutsuzluğa yer yoktur. Her şeyden önce "gelecek çok uzak değil, gelecek şu andır." demeliyiz. Daha iyi bir çevre, daha iyi bir doğa, daha iyi bir Akdeniz için adımlarımızı kararlılıkla atmalıyız. Biz ülke olarak, ülkemizin kara suları ve kıyılarına dair uzun vadeli koruma çalışmalarımızı içeren "2053 Mavi Planı"mıza odaklanmış durumdayız. Ben Perşembe günkü Bakanlar Oturumu'nda da bu konudan detaylı bir şekilde bahsedeceğim. Bizce her ülkenin bir mavi planı olmalı ve bunu paylaşmalı" dedi.
Bakan Kurum, COP 22'de yapılacak toplantıların ülkeler, Akdeniz ve ortak ev dünya için kalıcı faydalar sağlamasını temenni ettiklerini belirtti.