BEN DEMİŞTİM!

Teslime Tosun

Güzel, keyifli ve iyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlayalım.

Biraz edindiğim bilgiler, biraz gözlemlerim, belki birazcık niyet okuma gibi olacak ama seçimlerden sonra özellikle bazı bölge müdürleri için azıcık sıkıntılı günler bekliyor.

Daha önce yazmıştım tekrar edeyim. ‘İktidarın değişme ihtimalini en iyi orta kesim bürokrat hisseder ve pozisyonunu ona göre ayarlar’ diye.

14 Mayıstan önce esen rüzgar, alınan koku, pusulanın ibresi bunu gösteriyordu.

Şimdi pozisyonunu iktidar değişimine ve CHP’ye göre ayarlayan bürokratların neredeyse tamamı sahaya inmiş ve Ak Partili yetkililerin gözüne girmek için var güçleriyle çalışmaya başladılar.

Kimisi seçilen vekiller ile fotoğraflarını yayınlıyorlar. En popüler Mustafa Köse vekilimiz.

Kimisi saat 16.00’yı gösterince, saat 17.00 demiyorum bak. Koşturuyorlar il ve ilçe başkanlarının yanına “Biz nasıl destek olabiliriz?” diye.

Afferim size ama birazcık geç kaldınız yarenler.

Çok sayıda bölge müdürü, bir çok orta düzey bürokratın, bazı trollük yapan, Cumhurbaşkanına ve Ak Partiye hakarete varan paylaşımlar ve işlerin içinde olanlar şimdiden hazırlıklı olmalarını tavsiye ediyorum.

Ha mucize olur, Kılıçdaroğlu kazanır o başka. O zaman göbek atabilirsiniz.

Bu algıya kapılanlar sadece orta düzey bürokratlar değildi. Bir çokları ve en önemlisi CHP tabanı buna çok inanıyordu.

Bırakın karşı cümle kurmayı, orta yollu belki sonuçlar istediğiniz gibi olmayabilir’ gibi cümle kuranlara bile tahammülleri yoktu.

Antalya’daki benim derebeyi olarak tanımladığım bazı belediye başkanları, bazı genel başkan yardımcılarıyla iş birliği içine girerek, düşük profilli aday gösterip Kılıçdaroğlu sonrasına hazırlık içine giriştiler.

Bazı genel başkan yardımcıları genel başkanlık yarışında ekip hazırlığı içinde, belediye başkanları ise kendi güdümünde, parti yetkililerinin, genel başkanın değil, kendi söylediklerini dinleyecek, Ankara’daki uzantısı olarak görüp, milletin önüne dayayarak seçtirdiği düşük profilli milletvekilini kendi emelleri için kullanacaktı.

Nitekim öyle de oldu.

3 Ağustos 2022 tarihli “DEREBEYLİĞİ” yazımda buna değinmiş ve Sayın Kılıçdaroğlu ile Erzurum’da kaldığı otelde bir araya gelip, yaptığım görüşmede bunu yüzüne karşı söylediğimi açıklamıştım.

Ayrıca o yazımda “Ortada kendilerinden yönüne doğru bir rüzgarının estiğini ancak seçimin de hiç de öyle çantada keklik gibi görülmemesi gerektiğini söyledim. (Zira Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye ve dünya için iyi bir siyasi mühendis olduğunu kabul etmeyeniniz yoktur herhalde) diye yazdım.

CHP’nin ve CHP’lilerin fazla hayal kırıklığı yaşamamaları için 31 Ekim 2022 tarihinde “HER ŞEY İYİ OLMAYABİLİR” başlıklı yazımda “Eğer siyasi konjonktür böyle devam ederse, Ak Parti’nin ölüsü bile Antalya’da en az 5 vekil çıkartır. Bakın ölüsü diyorum. Hele Antalya’ya hiç uğramayan Sena Nur Çelik gibi isimleri bir kenara bırakıp, bir de iyi adaylarla yola çıkarlarsa dahasını siz düşünün. Bu günkü siyasi atmosfere göre yazıyorum bunları” dediğimde beni Ak Partili ilan edip, ismim üzerinde tepinenler olmuştu.

Bazılarının aksine “Ben demiştim” cümlesini kurmaya bayılırım ben.

Ne oldu yarenler?

Ben demiştim değil mi size?

Ak Parti Antalya’dan Sena Nur Çelik’i bir kenara bırakınca darasız 6 vekili çıkardı

İktidar değişimindeki seçimleri sadece prosedür olarak görenler, Ak Partinin ve Erdoğan’ın gitmesini isteyenler için “Eli mecbur bize oy vermekten başka çareleri yok” diye düşünüp, “Önlerine vekil adayı olarak odunu koysak tıpış tıpış oy verip, seçmek zorundalar” diye bakan CHP'li yöneticiler şimdi ne yapacakları hakkında hiç bir fikirleri yok.

Antalya’da seçilen seçildi ve çekip gitti.

Ortada ne para harcayacak vekil adayı var,  ne CHP kontenjanından seçilmiş vekiller, ne de sahada çalışacak inanmış partili kaldı.

İl yönetimindekiler ağır eleştiri ve istifa etmeleri yönünde baskı altındalar.

Antalya’da Ak Partililer deli gibi hemen ertesi gün sahaya indiler ve çalışmaya başlamışken, CHP Antalya il Başkanı, belediye başkanları ve yöneticileri ha bire toplantı üzerine toplantı yapıyorlar.

Geçen Perşembe günü 5. Toplantılarını yaptılar, Cuma günü 19 Mayıs yürüyüşü yapıp, fotoğraf çektirip sosyal medyada ne kadar Atatürkçü olduklarını yazdılar.

Cumartesi kutsaldır onlar için. Cumartesi günü Lara ve Konyaaltındaki meyhane konseptindeki restoran işleten esnafa destek oldular.

Bir pazarları olmasın mı insanların? Zaten akşamdan alınan o kadar alkolün vücuttan atılması lazım.

Bu gün pazartesi ve seçime kalmış 5 gün.

İnşallah 5 gün daha çalışıp, Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapabilecekler.

Ama bu arada rüzgar döndü, su yolunu sağa çevirdi.

14 Mayıs tarihinde alınan oylardan aşağı düşmeyin.

Yoksa size yine ‘Ben demiştim derim’ yani