Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Antalya’yı ziyaret etti ve bir otelde düzenlenen partililerle iftara katıldı.
Tüm gazetecilere geçilen maillerde iftardan sonra Meral Akşener’in basın açıklaması yapacağı belirtilmişti. Genel Başkan basın toplantısı düzenleyecek diye basın mensuplarından katılım oldukça fazla olmuş.
Ancak iftar sırasında basın mensupları oturdukları masalardan kaldırılarak “Siz ayakta takip edebilirsiniz” denilmiş ve yerlerine partililer oturtulmuş. Bir süre sonra basın toplantısı iptal edildi denilince basın mensupları protesto ederek iftar yerinden ayrılmışlar ve ardından bu olay epey bir konuşuldu.
İyi Parti il Başkanı Vahdet Afşin Karacan’ın verdiği bilgilere dayanarak basın mensubu arkadaşlar olayın müsebbibi olarak Antalya Milletvekili Aykut Kaya’yı gördüler.
Bu olaya bir başka pencereden bakarsak eğer çok bambaşka şeyler görürüz arkadaşlar.
İlki zaten bir basın toplantısı programda hiç yoktu. Soru-cevap vs. hiç yoktu. Sadece Meral Akşener’in partililere konuşması vardı o kadar!
Peki niye basın mensuplarına basın açıklaması yapacak diye not geçilmişti?
Antalya’da İyi Parti’nin trendi düşüşteydi ve her yerde bir program vardı. Basın mensupları çok fazla ilgi göstermeyecekti. Geçilen mailin altına bu notu yazdılar ki, basın mensupları da ‘Meral Akşener’e soru sorabileceğim’ diye o programa katıldı. Yani bizim basın mensuplarını yemlediler.
Yani İyi Parti İl Başkanı Sayın Karacan, genel başkana “Bakın Antalya hala İyi Parti’nin en iyi olduğu il. Bütün basın mensupları burada” diyebilmek için yaptığı bir organizasyondu.
Sonrasında basın mensuplarını oturdukları masadan kaldırma talimatını kim verdi sizce?
Partililerin ve o salonun oturma düzeninden il başkanı sorumlu değil mi?
Bir milletvekili genel başkanla ilgileneceğim derken partililerin oturma düzenine mi karışır?
O hengame içinde kim nerde oturuyor, onu mu gördü zannediyorsunuz?
Ki eğer bunu yapabiliyorsa il başkanı pasifize olmuş, hiçbir şeyi yapamayan, partililere bile sözü geçmeyen birisi pozisyonuna düşmez mi?
Meşhur bir istihbarat sözü vardır. ‘Bir olaydan kim karlı çıkıyorsa, kime yarıyorsa olayın faili odur’ diye
Burada İyi Parti İl Başkanı Vahdet Afşin Karacan hem hiç hazzetmediği Aykut Kaya’yı Antalya basınında kötü birisi olarak lanse etmiş oldu. O’nun güvenilirliğini, basının önünde kabul görünürlüğünü baltalamış oldu.
Hem de ev sahibi o değilmiş gibi, oturma düzeninden, olaya müdahale eden görevlilerden o sorumlu değilmiş gibi basın mensuplarına özür çiçekleri göndererek “Bunun sorumlusu Aykut Kaya’dır” şeklinde mesajlar vermiş oldu.
Ne diyeyim, madem milletvekili Aykut Kaya, il başkanlığı görevini de yapıyor o zaman sayın Karacan sizin o koltukta oturmanızın hiçbir anlamı yok. Yanılıyor muyum?
NOT 1: Antalya berberlerinin medarı iftiharı, bu kentin en zengin ve en işini bilen, en girişimci, en başkanların berberi Özcan Say beyefendi, evlere temizliğe giderek geçimini sağlamaya çalıştığını söyleyen ablanız Fatma Erkan ile diğer ablanızın size selamları var.
Aranızdaki miras davasını kazanmışsınız ama ablanız diyor ki, “7 kardeşiz. Özcan bizim en küçük kardeşimiz. Onu diğer kız kardeşimle biz büyüttük. Altındaki bezini ben değiştirdim. B.klu donlarını ben elimde yıkadım. Bu gün dünya, yarın ahiret iki elim yakasında olsun. Ailemizden miras kalan 5 daire ve bir dükkanla ilgili olarak biz bu dünyadaki mahkemeyi kaybettik ama öbür tarafta hakkımı helal etmiyorum. Ben bu yaşımda ağzım oruçlu evlere temizliğe gidiyorum. Ramazan mübarek gün, her başımı secdeye koyduğumda ileniyor, ah ediyorum” dedi.
Özcan bey, miras kavgası her ailede olur. Ablalarınızın beddualarını kafanıza takmayın lütfen. Önemli olan sizin lüks ve zenginlik içinde güzeller güzeli güzellik uzmanı eşinizle yaşamanızdır.
Seval Say deyince aklıma geldi.
Şoförler Odası Başkanı Mehmet Ali Alkan başgan, geçen soru sorduk ne oldu, niye cevap vermiyorsun? Berberin Özcan Say’ın karısı güzellik uzmanı Seval Say hanımefendinin taksisine şehir hastanesi durağına yazıldığında iddiaya göre odaya bile kayıtlı değilmiş!
Yanlış biliyor olabilirim ama düpe düz yolsuzluktur bu!
Bu işi kendi keyfime, çok merak ettiğimden sormuyorum. Senin üyelerin kamu adına hizmet veren bana soruyor, ben de kamu adına sana soruyorum.
Eğer bu yaptığın yasalar çerçevesinde ise cevap ver başkan, üyelerinin de yüreği ferahlasın.