Hayat pahalılığından artık Antalya biz yerli ve yerleşmiş halk için yaşanılası bir kent olmaktan çıkmıştır.
Ben hep diyorum. “Antalya, Türk gibi para kazanıp, turist gibi para harcadığımız yerdir” diye
Asgari ücret ile çalışıyorsan zaten nefes bile alamıyorsun. Karı-koca memur olanlar bir maaşlarını kiraya, diğeri ile de yaşamaya çalışıyorlar. Ucu-ucuna bile değil, her ay bir sonraki aya ertelenen kredi kartı ödemeleri ile gidiyorlar. Ama az kaldı onlar da tıkanacaklar.
Bu işi sadece enflasyona filan bağlamak, hükümete laf çakmak filan iş değil. Geçiniz bunları.
Geçtiğimiz aylarda Artvin, Erzurum, Kars, Ardahan, Trabzon, Samsun, Ankara, Burdur gibi illerde dolaştım. Hiçbir ilde Antalya’daki gibi abartılma ne kelime dehşet üstü zırvalama fiyat artışlarını görmüyorum.
Bu iş Antalya’daki gayrimenkul sahiplerinin, pazarda pazarcının, esnaf lokantasında lokanta sahibinin, terlikçinin-overlokçunun aç gözlülükleri ve harislikleri yüzünden zincirleme vatandaşa sirayeti söz konusudur.
Bunun nedenini savaş sonrası kendilerine sığınılacak en iyi kent olan Antalya olarak gören Rus’lar, Ukrayna’lılar, İran’lılar, Araplar ve Suriye’li gibi bir çok yerden gelenlerin olduğunu söylüyorlar.
Kısmen doğrudur.
Bizim yerli ve yerleşik halkımız Rus’ları, Ukrayna’lıları, zengin İran’lıları, arapları kazıklayacağız derken arada bizi kazıklıyorlar. Cebi dolar dolu olan Arapların, Ukraynalıların veya İran’lıları çok da sallamıyor bu durum ama arada biz eziliyoruz, bizi de göz göre göre kazıklıyorlar.
Ev fiyatları uçmuş!
Oturduğum sitede Ukrayna, Rus ve İran plakalı araçlardan park edecek yer yok neredeyde!
İnsanlar bir evi iki aile kiralamaya, anne-babaların yanına taşınmaya, kent merkezinden uzak olan Aksu-Döşemealtı gibi daha uzak ilçelere taşınarak çözüm üretmeye çalışıyorlar. Ama orada da ev kiraları fırlamış durumda. Bazı yerlerde görüyorum, dükkanlar var ya, apartman altlarındaki tek oda dükkanları insanlar kiralamış ve ev olarak kullanıyorlar. Barınacak yer yok!
Oturduğum Liman Mahallesinde kurulan pazara bir gelin, fiyatları görmeniz lazım. Turist silkelenir pazarcı kardeşim de bu kadarı ayıptır, günahtır! O parayı kendi çocuklarının boğazından nasıl geçireceksin şaşıyorum.
Pazarcılar Odası Başkanı Metin Bucak başkanım bu gün Salı ve liman pazarı kuruluyor. Sana zahmet şöyle bir dolaş ve senin pazarcılarının insafsızca, hunharca sebze-meyveye uyguladıkları fiatları bir gör lütfen.
Cuma pazarında satılan patates ile Liman pazarında satılan aynı kalitedeki patatesin fiyatlarını bir gör. Marul yahu, marulun fiyatlarını karşılaştır. Pazarcı pazara gelen herkesi soyuyor düpedüz.
Benim gibi emekliler o pazardan nasıl alış-veriş yapsınlar?
Rusları, arapları, Ukraynalıları yolacağım derken araya karışan benim gibi emeklileri de perişan ediyorlar. Adamların burunları havada “İstersen al” modundalar.
Bunların tümünü bir araya getirince karamsarlık çöküyor insana.
Geçenlerde sosyal medyadan Antalya’lı bir vatandaş isyan ediyor. “Biz atalarımızın yurdu, doğduğumuz bu kenti terk edelim” diyor. Suriye’liler, Ruslar, Ukrayna’lılar, Almanlar, Arapları kast ederek “Yabancılara bırakıp çıkalım bu kentten” diye.
Vatandaş haklı.
Irkçılık filan değil söylediğimiz. Tamamen yabancılara yönelik fiyatlar, yabancılara yönelik üretimler gibi şeyleri gördükçe ‘evet bize yaşam alanı kalmamaya başladı. Biz çıkalım bu kentten, kazıkçı esnaf ile yabancılara kalsın. Biz vatandaşlar çekilelim aradan” diyorum bende