İyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlayalım.
Bu gün siyaset yazmak istemiyorum.
Siyasetten çok daha önemli bir konu var çünkü. Bir kadının ekmek parası için çalışmaya çalışmasını ve erkek egemen toplumun ne kadar vahşileşebileceğini sizlere biraz betimlemek istiyorum.
Ben anlattıkça siz gözünüzün önüne getirin. Bir kadın olarak ne kadar çaresiz kalabileceğinizi, erkek olarak ise aynı şeylerin annenize, eşinize, kızınıza veya kız kardeşinize uygulanması halinde kendi kendinizi yoklayın bakalım ne hissedeceksiniz.
Bahsedeceğim kadının ismi Hatice Çağar
Evli ve bir Oğlu İTÜ Bilgisayar Mühendisliği, eşinin ilk evliliğinden olan oğlu ise Erzurum’de Hukuk Fakültesi öğrencisi.
Hatice Çağar bu güne kadar hep ulaşım sektörünün kurumsal tarafında çalışmış. Yaklaşık 18 yıl Antalya otogar işletmesi, 5 yıl Gaziantep otogar işletmesinde üst düzey görevlerde bulunmuş. T.O.B.B Karayolu Sektör Meclisinde otogarlardan sorumlu komite başkanlığı yapmış bir isim.
Son olarak Antalya Ulaşım A.Ş’den ayrılmış. Evde boş oturup emekli hayatı sürmesi zor. Çünkü iki oğlan üniversitede eğitim görüyor. Bu nedenle bundan tam 20 yıl önce aldığı Festival Taksi durağına kayıtlı taksisindeki şoförüyle yollarını ayırıp, kendi işinin başına geçiyor.
İşte olaylar bundan sonra başlıyor.
Festival Taksi durağındaki taksici arkadaşlar bu hanımefendinin adeta kabusu olmuşlar.
Yaşadıklarını ben dinledikçe içim içimi yedi.
Daha durağa ilk geldiği gün itibarıyla “Biz burada kadın çalıştırmayız. Git evinde yemeğini yap, çamaşırını yıka, şoför çalışsın veya kocan çalışsın” demişler.
Yetkili merci beyler, 21 yüzyılda kadının yerini belirlemişler ve o statüde kadının evinde çamaşır yıkaması gerektiğini ve erkek olarak şoförün veya kocasının çalışması gerektiği hükmünü kadına tebliğ etmişler.
Bunun bir adım sonrası taksilerine yalnız binen kadınları almamak olacaktır.
Her neyse, iki grup halinde çalışan taksiciler Hatice hanımı istememişler. ‘Sen en son geldin bir gün o gurupta çalışacaksın bir gün bu gurupta çalışacaksın, jokersin’ demişler. Karar defterini görmek isteyince usulsüz ve yetkisiz bir şekilde aracını duraktan 15 gün duraktan uzaklaştırmışlar.
Kadın yıllarca kurumsal çalışmış. Yer mi böyle A4 kağıdına ‘Seni 15 gün duraktan uzaklaştırdık’ yazısını. Hiçbir kanuni önemi yoktur öyle bir kağıdın.
İtiraz edince satır, sopa ne varsa kadını darp etmişler. Şoförler odasına, belediyeye dilekçe vermiş ama değişen bir şey olmadığı gibi baskı, mobbing daha da artmış.
Bir de üstüne karakola gidip, kendisine saldıran taksi şoförlerinden ve durak başkanıyım diye ortada gezen bir adamdan şikayetçi olunca işler iyice zıvanadan çıkmış.
Taksiciler valiliğe ve belediyeye “Biz bu kadını istemiyoruz. Durakta huzursuzluk çıkartıyor” diye şikayet dilekçesi verip, yıldırmaya çalışmışlar.
Festival Taksi durağının erkek elemanları Hatice Çağar’ı duraktan uzaklaştıramadıkları gibi bir de her küfür ettiklerinde, hakaret veya tehdit ettiklerinde mahkemelerden ceza almaya başlayınca bir gün duraktaki tüm zillerin fişlerini çıkartıp, kadını DURAĞA KİLİTLEMİŞLER.
Evet evet yanlış okumadınız, yalnız ve çalışmak zorunda kalan çaresiz bir kadını, ERKEK TAKSİCİLER DURAĞA KİLİTLEMİŞLER.
Kadın cep telefonu ile çilingir çağırıp, duraktan öyle çıkabilmiş.
Bu konuda da savcılığa suç duyurusunda bulununca, 19 erkek taksici de bunun karşılığında UKOME’ye bir dilekçe daha verip, “Durağın huzurun ve sükûnetini bozuyor” gerekçesiyle şikayet etmişler ve kadıncağızın arabası 7 gün bağlanmış.
Elbette bunlar böyle kalmıyor. 7-8 kişi hiçbir olay yokken, karakola gidip, “Bu kadını istemiyoruz” diyerek şikayet ediyorlar. Bunlar takipsizlik kararı ile sonuçlanınca bu sefer kadını duraktan kaçırtmak için artık iş orman kanunlarına kalmış.
Durakta uygunsuz yatmaktan tutun da, kadının karşısına geçip orasını-burasını kaşımalar, ağır ve galiz küfürlü konuşmalar, tacizler ardı ardına yaşanmaya başlıyor.
Hatice Çağar, bu kadar baskıya ve mobbinge rağmen pes etmiyor.
Toplu taşıma araçlarında 65 yaş üzeri veya doktor raporu ile 67 yaşına kadar çalışabilir. 67 yaşından sonra zorunlu olarak toplu taşımada çalışamazlar. 75 yaşlarındaki yaşlı taksi şoförü çalışıyor diye UKOME’ye bilgi veriyor.
Şimdi bu yaşlı taksicinin yakını durakta çalışıyor ama durakta tek yaptığı şey akşama kadar Hatice Hanımın videolarını çekmek oluyor. Her gün ve her dakika uygunsuz videolarını çeken bu beyefendi ile aralarında tartışma çıkıyor.
Elbette bazı şeyleri ispat etmesi çok zor. Zira onlar çoğunlukta ve birbirlerine hemen tanık olarak mahkemede ifade veriyorlar.
Dosyalar kabarıyor çeşitli mahkemelerde.
Şimdi artık işi iyice azıtmışlar ve kadına alenen ağır küfür ederek “A . K . karısı git adliyeye şikayet et” diyorlar.
Son olarak taksiciler video çekme olayı nedeniyle yine kadını ve eşini dövmüşler. Eşinin kafasına taşla vurmuşlar. İddiaya göre karı-kocayı kollarından tutup döverlerken, birisi diğerinin üzerine düşüyor ve ayağı zedeleniyor. Ayağı zedelenen de karı-kocadan şikayetçi oluyor.
2021 Eylül ayında yani Niyazi Özçelik Şoförler Odası Başkanlığı yaptığı dönemden, Mehmet Ali Alkan’ın başkanlığı bu döneme ve şu ana kadar 2 yıldan bu yana sistematik bir şekilde Hatice Çağar’a adeta eziyet eden Festival Taksi şoförlerine hiç kimse ‘dur’ dememiş.
Hatice hanımın bir tek talebi var “Bir kadın olarak bu alanda huzur ve sükunet içinde çalışma özgürlüğümü istiyorum” diyor
Eyy Mehmet Ali Alkan, Festival Taksi durağında görevli şoförler çalışmak zorunda kalan sizin eşiniz Ayşe hanıma aynı hareketleri yapsalar ve çalıştırmamak için kadının, kadınlığı üzerinden vahşice mobbing yapsalar tepkin ne olurdu acaba?
25 bin taksici arasındaki tek kadın olarak Hatice Çağar’ı koruyacak bir makam veya mevki sahibi yok mudur?
Mesela UKOME Daire Başkanı Sayın Nurettin Şengün beyefendi siz bu işe ne dersiniz?
ABB Başkanımız Sayın Muhittin Böcek beyefendi, aklı başında ve hanım hanımcık bir kadın olan Hatice Çağar için bir şey yapacak mısınız?
Süslenip-püslenip salonlarda ‘Kadına şiddeti kınıyoruz’ diye açıklama yapan kadın dernekleri. İşte asıl burada görev yapmanız gerekiyor.
NEREDESİNİZ?
Bu gün yine Hatice hanıma küfür edenlerle ilgili mahkemesi var. Haydi Bakalım ona bir destek çıkın.
Erkek egemen dünyada bir kadın ekmek parası için var gücüyle ayakta durmaya çalışıyor. 20 erkek taksici hiç eşlerinden, annelerinden; kızlarından utanmadan her gün bu kadına eziyet ediyorlar.
Kaç defa mahkeme kararı ile ceza yemişler ama bu adamların vahşi saldırılarını kimse önleyemiyor.
Bu kentin yetkilileri, Şoförler Oda Başkanı Sayın Alkan, UKOME Daire Başkanı Sayın Şengün eğer dünya kenti diye övündüğünüz bu kentte bir kadına taksicilik yaptırılmıyorsa, bir avuç erkek şoföre teslim olmuşsanız bundan ancak utanç duyabilirsiniz.
NOT: Bu yazının ardından Festival taksinin erkek elemanları ‘Ama o abla da bize şunları yaptı, ama huzurumuzu kaçırdı, ama şöyle ama böyle’ diyerek yetkilileri kandırmaya çalışacaklardır. Lütfen önce onlara ‘bu vahşiliğinizden vazgeçin’ deyin. Medeniyeti anlatın, kadının çalışma özgürlüğünü bilsinler.
Özellikle Sayın Mehmet Ali Alkan beyefendi bu taksicileri alıp bir eğitimden geçirin. Bu ne böyle ya; dağda beğenmediğiniz çoban bile eşiyle birlikte çalışıyor. Kentin ortasında hem de festival çarşısı gibi bir yerde erkek taksicilerin yaptığı terbiye sınırlarını aşan taksici kadına davranışlarına bakarmısınız.
Kalın sağlıcakla