BÜROKRASİDEKİ BANA NECİLİK

Teslime Tosun

KÖŞEBAŞI

BÜROKRASİDEKİ BANA NECİLİK

Bu gün size bana ilginç gelen bir konuyu aktaracağım. Aşağıdan yukarıya, bürokrasimizin "Bananeciklerini" yazmaya çalışacağım. Geçtiğimiz hafta Ünal C. isimli bir şahıs, birileriyle kavga ettiği gerekçesiyle Yenikapı Polis karakoluna götürülüyor.

Olaylar bundan sonra başlıyor. Adamda bir gariplik var. Adam polislere bile posta koyan bir cinsten. Bende hasbelkader olayla ilintili olarak karakoldayım. Yılların polis-adliyecisiyim ve adamdaki garipliği, pervasızlığı benim kadar polis memurları da farkında. Böyle arıza tipler için polislerin genel taktiği, olay çıkartacak, hır çıkartacak konulara mahal vermeden savcılığa sevk etmeye bakmaktır.

Adam karakolların, polisin gediklisi olduğu her halinden belli. Arıza çıkartıp kendisine kötü muamele yapılmasına ve olayları büyütmeye çalışıyor. FETÖ'cüler nedeniyle boşalan emniyet kadrolarında genç polisler var. Adam genç polislerin tecrübesizliğinden her türlü faydalanıyor. Polisi tahrik ederek kendisine kötü muamele edilmesi için adeta oskar'lık oynuyor.

"Beni dövdüler. Bundan dolayı kaburgalarım kırıldı" diyor. Hastaneye götürülüyor ki, adamın kaburgasından birisi hakikaten kırık, ancak o kırık en az bir hafta, on günlük filan çıkıyor. Yani kavgadan filan değil. Sonrasında öğreniyoruz ki, hakikaten bir hafta kadar önce arkadaşına sırtım ağrıyor diye çiğnetiyor. Kırık o zaman oluşmuş.

Adam oturduğu yerden, karakolun içinde, polislerin gözü önünde, kendisinden şikayetçi olanların cep telefonu ile fotoğraflarını çekiyor. Olay fark edilince cep telefonunu kapatıp, "Şarzı bitti" diyebilecek kadar pervasız. Her neyse, yaklaşık 5-6 saat ifade verebilmek için bekledikten sonra Sayın Emniyet Müdürümüz Mehmet Murat Ulucan'dan Allah razı olsun, devreye girmesiyle ifademizi verebildik ve karakoldan kendimizi attık.

Ama bu arada sanık olarak ifadesi alınmak istenen Ünal C. isimli şahıs başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere ağır ve galiz küfürler ediyor. Polislerin yanında ve karakolun ortasında. Müdahalemiz sonucunda tutanaklar tutuldu ve hakkında ayrıca devlet büyüklerine karşı hakaret etmekten dolayı işlem yapıldı.

Bu arada kavga ettiği kişiler "O'da bir şey mi?" diyerek adamın sosyal medya hesaplarında paylaşımlarını gösterdiler. Aman Allah'ım neler gördüm. Sayın Cumhurbaşkanımız ve ailesine ağıza alınmayacak ne kadar galiz küfürler varsa yazıp yazıp paylaşmış. Bununla ilgili olarak Emniyetin gerekli birimleri ile paylaşım yaptım.

Bu şahıs ertesi gün, hakkında "Tehdit, hakaret, mala zarar verme, özel hayatın gizliliğini ihlal, meskun mahsuniyetini ihlal, devlet büyüklerine ve Cumhurbaşkanına hakaret suçlamaları ile çıkarıldığı nöbetçi 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Şaşırdık kaldık.

Sonrasında öğrendik. Ünal C., ifadesinde "Benim sosyal medya hesabım çalındı. O paylaşımlar bu nedenle yapılmıştır" diye.

Ancak serbest bırakıldıktan sonra adam yine paylaşımlar yapmaya devam ediyor.

Benim torunum var. 6-7 yaşlarında. Ona sorsan bilecek kapasitede. Sosyal medya hesabı çalınan bir kişi öncesinde veya sonrasında paylaşımda bulunabilir mi? Gerek yok başka bir şeye, adamın ismini yazıp, sosyal medya hesabına bir baksa aylardır adamın Sayın Cumhurbaşkanımıza yaptığı hakaretleri görecek. Sonrasında kendi özel fotoğraflarının paylaşımını görecek. Hiç bunu sorgulamadan adamın söylediklerine itibar ederek serbest bırakabiliyorlar.

Neyse daha sonra savcı bu serbest bırakmaya bir üst mahkemeye itiraz ederek adamın yeniden tutuklanmasını talep etti. Bereket versin adam tutuklandı ama toplumda infial uyandıracak şekilde yapılan paylaşımlar hala o sosyal medya hesabında duruyor.

Bir savcı veya hakim bu paylaşımları yapan kişinin geçmişine, GBT'sine bakmaz mı? Bu adam hiç mi cezaevine girip çıkmadı. Başkaca suç unsurları var mı? Yok mu bakamazlar mı? Adamın yaptıkları toplumda infial yaratacak paylaşımlar. Zanlının kendisini kurtarmak üzere söylediği bir cümle ile nasıl bu adamı yeniden toplumun içine gönderebilirsiniz?

Benim dikkatimi çeken konu burada o toplumda infial uyandıracak paylaşımlar, galiz küfürler hala sosyal medyada nasıl duruyor? Savcılar olanı gördükten, tutanaklar tutulduktan sonra o paylaşımlar kaldırılamaz mı acaba?

Çünkü gerçekten çok ağır ve toplumda infial uyandıracak cinsten galiz küfürler. Buna benzer ve daha hafif küfürler nedeniyle ben onlarca cinayet işlendiğini biliyorum.

İşte burada yetkililerin devreye girmesi gerekiyor. Ancak bürokrasinin tüm biriminde "Banane" durumu var. Yetkililer Valilik, Adliyede savcılar veya hakimler, iletişimle ilgili birimler, polisler birilerinin devreye girerek bu kişinin paylaşımlarını tutanaklar tanzim edilerek silmeleri gerekir. Yoksa gerçekten bir gün facia olacak. Birilerinin canı fena yandıktan sonra harekete geçilir. Bilemiyorum.

Ayrıca ağızlarını açtıkları zaman Sayın Cumhurbaşkanımızın yoluna ölecek olan bürokrasimizdeki yetkililer böyle bir durumda "Banane"ciliklerine deli oluyorum.