İyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlayalım.
Geçtiğimiz haftanın ve bu günün Antalya’daki en önemli gündem konusu Yörük ve Türkmen festivali oldu.
Madem öyle bende gireyim azıcık yanından yöresinden.
Günlerdir tartışılan sponsorlar konusunda daha ilk başta yazdığım zaman en yüksek perdeden itiraz Antalya Yörükler İl hatunu Sibel Gezen’den gelmişti. Sayın Gezen “Böyle organizasyonlar yapılırken elbette sponsorluk sistemini de devreye sokulur. Zira aklınıza gelmeyecek yerlere harcamalar çıkıyor. Belediyenin bütçesi zaman zaman böyle harcamalara el vermediği durumlar olabilir.” Demiş ve başta Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Genel sekreter Yardımcısı Durmuş Ali Arslan ve Kent Tarihi Daire Başkanı İsmail Oskay’a il hatunu olarak kol kanat germişti.
Ben ise “Acaba biz mi yanlış yapıyoruz bilemedim” diyerek son sözlerimi söylemek üzere festivalin bitimini beklemiştim.
Sayın Sibel Gezen “Sponsorlukta hiçbir sakınca yoktur” derken Kırgızistanlı bir kadın vardı o dönemde. O’nu baz alarak konuşmuştu ama Kırbıyık holdingin patronunu da kast etmemişti herhalde.
Her neyse, biz söyleyeceklerimize dönelim.
Sevgili gazeteci arkadaşım Ali Taş, konuyla ilgili görüşümü sordu bende kendisine dilim döndüğünce açıklamaya çalıştım. Buradan sizlere de aktarmış olayım.
Yörükler olarak kimseden üstün değiliz ama kimseden de aşağı değiliz.
Yörük kültürü konusunda otorite filan değilim. Yörük olarak doğdum ve bununla gurur duyuyorum. Başka bir ırkta doğmuş olsaydım, onunla gurur duyardım. Yani bu bir aidiyet duygusundan öte bir şey değildir.
Antalya’da Almanların ünlü ekim festivali olan “Oktoberfest” için bile onca paralar harcanıp festivaller düzenlenirken, Abdal Musa şenlikleri yapılırken bu yörenin kadim insanları olan Yörükleri hiç kimse hatırlamamıştı. Yörükler Antalya’da ilk defa Antalya protokolünde Menderes Türel döneminde kabul görmüşlerdir. Böylece yeri gelmişken Sayın Türel’e bir kez daha Yörük olarak teşekkür ediyorum.
Festival ile genel düşüncem ise harcanan o kadar paraya böyle bir festival yakışmadı. Öncelikle yeri yanlıştı, sonra tarihi yanlıştı. Aksu’da seçilen At çayırı denilen mevkisine ulaşım konusunda maalesef sınıfta kalındı. Aynı organizasyonu neden hemen ön taraftaki “EXPO” alanında yapılmadı anlamadım. Ama buna rağmen ilk gün toplanan kalabalık fena değildi.
Festival tarihi ise Adana’da yapılan “Uluslararası Çukurova Yörük-Türkmen ve Kültür Sanat Şöleni ile aynı tarihte organize edilmiş. Bir hafta önce veya sonra yapılsaydı keşke. Hem Adana, hem Antalya’da her iki CHP’li belediyenin aynı zamana denk getirdikleri şölene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılmak için seçmesi gerekiyordu. O’da her ikisine de katılmayarak Antalya Sirene Belek’te iki gün torunlarıyla vakit geçirip bayramda yapamadığı tatilini yapıp, geri döndü.
Kimin ne yaptığı belli olmayan, “Feslikan yaylası şenlikleri”nin bir tık üzerinde bir şey olmuş bana göre. “Adriyatikten Çin’e kadar Türk dünyası buluşacak” denildi, Antalya’da faaliyet gösteren Kırgız, Azerbaycan, Tacikistan gibi ülkelerin dernekleri vardı. Profesyonel dans ve at üzerinde gösteri yapan gruplar vardı. Hakkını yemeyelim bir iki Türkçe bilmeyen ve Antalya’da yaşamayan ırkdaşlarımızla karşılaşmadım dersem yalan olur.
Gece yapılan konserler ise tam bir fiyasko oldu. Zira gece saat 22.30’da Musa Eroğlu konseri mi olur? Festivale gelen tüm sanatçıları topla, bize özgü türküleriyle ünlenen bir Emre Dayıoğlu etmezler.
Mesela ilçe belediyelerine çadır alanları vermişler ama merkezin en arkalarına koymuşlar. Herhalde Büyükşehir’i gölgelemesin diye yaptılar.
Festival beklentinin çok altında, fiyaskonun eşiğindeydi. Bunda ise festivali düzenleyen yetkililerin sorumlulukları çok büyüktür.
Buraya kadar eleştirilerimizi yaptık mı? Yaptık.
Şimdi gelelim diğer meselelere
OKTOBERFEST YAPILSAYDI BU KADAR ELEŞTİRMEZDİNİZ!
Yörük şenliği için yapılan “20 milyon harcandı” diye eleştirenlere bakıyorum “Oktoberfest” olsaydı ağızlarını açmayacak arkadaşlar eleştiriyor konuyu.
Oktoberfest ve Abdal Musa şenlikleride en alasından yapılsın ama bu kentin kadim insanları olan Yörükler için bir şenlik yapıldı diye de bu kadar tantana koparmaya da gerek yok diyoruz.
Eleştiri kantarının topuzunu öyle kaçırdılar ki, festival için ilk yazıları yazan ve eleştiren ben bile “Bu kadar saldırganlığın altında ne yatıyor acaba?” Diye düşünmeye başladım.
FETTAH TAMİNCE SPONSORLUĞU ÇARPITMANIN KUYRUKLUSU
Tutturdular bir “Fetöcü Fettah Tamince sponsor oldu” diye.
Ve bu söylem tuttu. Zira bu söylemin tutması için zaten potansiyel vardı.
Aslında işin doğrusunu bu eleştirileri yapıp, ayyukaya çıkaranlar gayet iyi biliyorlardı. Ama doğrusunu söylemek işlerine gelmiyor. Amaç yörük festivali düzenleyen Muhittin Böcek’i dövmek olduğu için her yol mübah olarak baktılar olaya.
İşin doğrusu Fettah Tamince festivale sponsor-mponsor değil kardeşim. Fettah Tamince veya mütevelli heyeti başkanı olduğu ne vakıftan ne de Bilim Üniversitesinden bir kuruş maddi yardım filan alınmadı.
Bir üniversitenin adı bu kadar kötü bir şekilde yaftalanamaz kardeşler.
OLAYIN ASLI ŞUDUR:
Akdeniz Üniversitesi, Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi, AKEV Üniversitesi ve Antalya Bilim Üniversitesi olarak festivalde yörük kültürü için üniversite ayağında söyleşiler ve araştırmalar adına bilimsel katkıda bulundular.
Yani Antalya’da eğitim veren üç farklı üniversite ve bir araştırma merkezi ile Yörük-Türkmen Festivali için bilim insanlarından destek alınmış.
Yani belediye görevlileri “Bakın biz tatava iş yapmıyoruz, bilimsel olarak festival düzenliyoruz” demek istemişler.
(Gerçi onu da ellerine yüzlerine bulaştırdılar ama olsun. AKEV Üniversitesinde öğretim üyesi kalmadı, onlar nasıl bir destek verdi de isimleri oraya yazıldı anlayamadım)
Yani sizin anlayacağınız legal ve Uluslararası alanda var olmaya çalışan bir üniversite böyle bir Türk kurultayı için verdiği bilimsel desteğini sadece Fettah Tamince’ye bağlamak yanlıştır.
Kaldı ki Fettah Tamince destek verse ne olacak? Bu gün CHP iktidar olsa, on binlerce insanın iş kapısı olan Tamince’ye ait otelleri mi kapatacaklar? Uluslararası bir koordinatör konumundaki Fettah Tamince’yi cezaevine mi atacaklar? Kesinlikle hayır!
Tamince’yi bayrak yapıp her gün sallayarak, ABB ve Muhittin Böcek aleyhine haber yapan bazı arkadaşlar eskiyi çabuk unuttular herhalde?
Fettah Tamince ile görüşebilmek için, reklam alabilmek, eşinize kurduğunuz piar şirketi için kapısında beklediğinizi ne çabuk unuttunuz yarenler?
Bir zamanlar Fettah Tamince sizin arkadaşınızdı ve “Fettah müthiş bir adam” diyordunuz. Otellerinde fink atıyordunuz.
Daha önce DHA’da çalışırken Fettah Tamince ve kardeşi hakkında yaptığım adli haberleri sansürlerken Fettah Tamince hiç de “Fetöcü Fettah Tamince” değildi sizin nezdinizde.
Ekdağ plajlarından kaybettiğiniz, kar’dan zararınızı Fettah Tamince’den mi çıkartacaksınız?
Torbayı deşsek daha neler çıkacak içinden.
Şundan o kadar eminim ki, Fettah Tamince bunları adam yerine koysa ve “Gel kardeşim, benim otellerimden sana şu kadarlık reklam veriyoruz” dese, vallahi de billahi de bu güne kadar yazdıklarını yalayıp, yutarlar ve onlar için Fettah Tamince yine muteber bir insan olur. Veya aynı şeyi Muhittin Böcek yapsa yine aynı şeyi yaparlar.
Tıpkı, dün bazı belediye başkanlarına yaptıkları, sonra bir röportaj (Adı röportaj) yaparak olayı tatlıya bağladıkları gibi
DİĞER SPONSORLARIN OLAYI NEDİR?
Şimdi gelelim gerçek sponsorlara
Bu gün kim cebinden çıkartıp milyonlar ifade eden rakamları böyle bir festivale harcayabilir? Hiçbir karşılık almadan bağışlayabilir?
Elbette herkesin aklına gelen benim de aklıma geliyor.
Siyasete girmek isteyenler ve kamuoyunda kabul görmek isteyenler.
Siyasette isim yapmak isteyen ve protokol de yer almayı sevmiş görünen aynı zamanda köylüm olan Elmalı Güreş ağası Mehmet Gök ismi öne çıkıyor. Mehmet Gök’ün siyasette gelecekle ilgili düşünceleri olabilir ve bu konuda kendi parasını “Oktoberfest” yerine yörüklere harcadığı için bir yörük olarak kendisine teşekkür ediyorum, köylüm olarak gurur duyuyorum.
Diğer paralı sponsor olan Kırbıyık Holding bu güne kadar kamuoyunda hep tarım bakanlığının sahte alkol olayı ile ismi duyuldu. İsmini temizlemek ve iyi bir şeylerde adını geçirmek için parayı bastırıp sponsor olabilir.
Bu kendi açısından doğru bir piar çalışmasıdır.
Ancak bizim açımızdan bakacak olursak eğer Yörükler onun kirlenen ismini temizleyen çamaşır deterjanı değildir.
Belediye yetkililerinin bu holding sahibinin ismini kamuoyunda nasıl duyulduğunu bildikleri halde Aksu bölgesinde fabrikası olan bu holding sahibinin sponsorluğunu kabul etmemesi gerekiyordu diye düşünüyorum. Yörüklerin adını böyle bir sponsor ile yan yana gelmesi doğru değildir.
AÇIKLAMA YAPIN
Bunca şey yazılıp, çizilirken Antalya Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden veya ABB başkanı Muhittin Böcek’den tek bir kelime açıklama gelmemesine şaşırıyorum. En azından “Kardeşim Fettah Tamince bizim sponsorumuz filan değil. Sadece kurucusu olduğu üniversite ile protokol gereği bilimsel destek aldık” deseler iş kapanacak. Ama hiç kimsenin tek bir kelime dahi etmemesi, bu olayın köpürmesine yetti de arttı bile.
Her neyse, her şeye rağmen, her eksikliğe rağmen güzeldi. Bu ilkiydi.
Gelecek yıl, bir önceki yapılan yanlışlar, hatalar bir dahakine tekrar edilmez inşallah. Tecrübe kazanmış oldular.
Mensubu olduğun yörükler adına Muhittin Böcek Başkanımıza bize değer verdiği ve böyle bir festival düzenlediği için teşekkür ediyorum.