Dün Ak Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu beyefendinin bir basın bülteni düştü basın mensuplarının mail kutusuna.
Sayın milletvekilimiz doğal güzelliği ile tatil için ilk olarak İngiliz ve Alman vatandaşlarının keşfettiği Adrasan'a gitmiş. Muhtarla çay içip, bir kaç vatandaşla sohbet etmiş. Bu görüşmesini de fotoğraflayıp basın bülteni olarak sunmuş. Basın bülteninde sadece yat sahiplerinin çekek ve bağlama yerleriyle ilgili sorununa değinmiş.
Şimdi dönelim başa. Bana kalırsa sayın vekilimiz Finike'ye giderken aklına gelmiş Adrasan'a uğramış. Bu çok iyi.
Çünkü Adrasan artık sahipsiz. Adrasan artık başı-boş, Adrasan artık kaderine terk edilmiş bir yer. Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu tarafından hiç bir hizmetin götürülmediği ama buna karşılık çok şey beklediği bir yer haline gelmiş. Antalya Büyükşehir Belediyesi ise hizmet anlamında Adrasan'ı unutmuş bile.
Çok acil olarak devletin bu minik ama ünü dünyaya yayılmış tatil beldemize sahip çıkması gerekiyor. Bu nedenle büyük bir hevesle "Belki Atay Uslu milletvekilimiz sahip çıkar" diye düşünerek basın bültenini hızla okuyup, resimlerine baktım.
Büyük bir hayal kırıklığıyla karşılaştım. Sayın vekilimiz muhtarla ve bir iki vatandaşla gölgede çay-kahve sohbetini basın bülteni olarak hazırlatmış.
Sayın vekilimiz, o bölgenin insanısınız. O bölgenin milletvekilisiniz. Yukarda belirttiğim gibi Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Kumluca Belediyesi Adrasan'ı artık kaderine terk etmiş. Bari siz sahip çıksaydınız.
Belki sahilden geçerken görmüşsünüzdür. Sahilin üç-beş noktasına kırmızı kırmızı variller konulmuş. Çekip fotoğrafını göndermişler bana "Bu nedir?" dedim. Kumluca belediyesinin "Domates büfeleriymiş" Sahilde kumların üzerine öylesine bırakılmış. Anladığım kadarıyla Kumluca Belediyesi bu büfeleri sahilde kiraya vermek için hazırlamışlar. Muhtemelen de bir arka sıradaki dükkan-işletme sahiplerinin tepkisinden veya ihalesi yetişmediği için bilemiyorum artık neden öyle bırakmışlar oraya.
"Bu garabet nedir?" deseydiniz keşke
Bir ara belediyenin işlettiği tuvaletlere de bir uğrasaydınız. İnsanın içini kaldırmayacak manzara ile karşılaşırdınız. Halkımızın kötü kullanımını biliyoruz ama belediyenin bu tuvaletlere görevli koyması gerekmiyor mu? Dünyanın her yerinden gelen tatilciler bu manzara ile karşılaşıyorlar, ihtiyaçlarını gideremiyorlar
Sorsaydınız keşke "Bu ne rezalettir? diye.
Kara sinek ve sivrisinek yüzünden tatilciler illallah deyip, bir daha gelmemek üzere kaçıyorlar. Yanınızdaki muhtar bunu da mı söylemedi size?
Keşke şöyle bir açıklama yapsaydınız. "Eyy Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Kumluca Belediyesi. Sinekle mücadele konusunda çalışma yapmıyorsunuz. Adrasan'a gelen turistlere cibinlik dağıtacağız. Bu ayıp da size yeter" diye
Trafiği gördünüz mü Adrasan'daki?
Belediyenin gelen tatilciler için otopark üretmesi gerekmez mi? Siz aracınızı rahatça bir yere park ettiyseniz sorun yok. Özellikle hafta sonları Adrasan'ın 150 katı insanın geldiği bölgede trafik için tek yapılan yola park ederseniz güvenlik görevlileri trafik cezası yazıyor veya aracınızı çektiriyor.
"Yapamıyorsanız, bize bırakın" deseydiniz keşke.
Adrasan sadece yat sahiplerinin, yat turundan para kazandığı bir yer değil. Bunu sizde biliyorsunuz. Sahili kapasitesinin çok üzerinde gezi tekneleri kaplamış vaziyette. Bir hafta tatile giden insan, fiyatların uçması nedeniyle bir gün belki yat turuna çıkabilir. Geri kalan günler denize girmek istiyor ama maalesef sahilin neredeyse tamamını kapatan gezi tekneleri yüzünden millet sabah saat 11.00're kadar denize giremiyorlar. Yatlar sahilden uzaklaştıktan sonra bile yatlardan oluşan yağ tabakaları da cabası. (Bu arada o bölgeye kimler yat alıp da gezi teknesi olarak işletmeye başladığını da kooperatif başkanı anlatır belki bir gün. Engin kaptan duyar belki sesimizi)
"Adrasan sadece yatçıların para kazanabileceği bir yer olmaktan çıkartalım" deseydiniz keşke.
Bunlar vatandaş olarak, o bölgenin Milletvekili olarak sizden beklentimdi. Elbette takdir sizindir. Ama unutmayınız lütfen sadece Finike'nin milletvekili değilsiniz siz. Kumluca'lıları, Adrasan'ı, Çıralı'yı, Mavikent'i, Karaöz'ünde milletvekilisiniz.
Ama siz ne yaptınız, çay-kahve muhabbetinizi basın bülteni olarak önümüze sürdünüz.
Belki "Ben milletvekiliyim. Belediye işleri ile benim ne alakam var? diyebilirsiniz. Ama o bölgede günü gelecek belediye başkanı adayınız için oy istemek zorunda kalabilirsiniz.
Size siyaset öğretecek, muhalefetlik önermek haddim değil ama benimki vatandaş olarak bir beklentiydi.