KÖŞEBAŞI
CEVAPLAR
İlk olarak Kepez Belediyesinden Gültekin Bursalı kardeşim aradı. "Başkanımızın selamı var" diyerek söze başladı ve "Tarım bakanıyla bizim belediyenin herhangi bir işi yoktu. Bakanlıkla işi olan özellikle tarım yapan ilçelerimizin belediye başkanları o toplantıya katıldı. Bakanlıklarla olan işlerimizin çözümünü gerçekleştirdiğimiz için Ankara'ya gitme gereğini duymadı" dedi.
-----------------------
Dün kaleme aldığım yazıyla ilgili olarak ilk olarak Ali Buldu, ardından "Başkan Muhittin Böcek çorba içti" haberini manşete taşıyan Uğur keskin abimiz ile görüştüm.
Öncelikle sevgili dostum ve meslektaşım Ali Buldu'dan başlayacağım. Yazdığım yazının kesinlikle Ali Buldu'nun attığı twit'le ilgilisi yoktu. Kastettiğim Ekspres Gazetesindeki haber ve bu haberin paylaşımlarıydı. Ben şunu her zaman söylüyorum. Sayfalarca yazı yazalım ama Ali Buldu'nun yazdığı 140 karakterlik twit kadar etkili olamıyoruz. Adam 140 karakter ile Antalya gündemini belirliyor. Daha ne olsun.
Senelerini bu işin mutfağında geçirmiş, tecrübeli bir gazeteci olan Uğur abinin kendisine de belirttim, özellikle kaynak belirtmedikleri için yazdığım yazıdaki hedef Ekspres Gazetesi olduğunu söyledim. Devamında Ekspres gazetesini baz alarak yapılan paylaşımlardı.
Uğur abiye de söyledim buradan da tekrar ediyorum. Günlerce yoğun bakımda kaldıktan sonra gözlerini açar açmaz ilk olarak yapılan haberdeki gibi çorba içme olayını benim mantığım almıyordu.
Hem Ali Buldu, hem de Uğur Keskin yaptıkları ve verdikleri haberin ardında kapı gibi duruyorlar. Bende haberde abarttıkları yönünde söylediklerimin ardında duruyorum. Hem dostum Ali Buldu'ya hem de Uğur abiye bir söz verdim. Başkan ayağa kalkacak ve 20 Ekim günü için "Ben çorba içtim" dediği zaman ben kendilerinden alenen özür dileyeceğim. (Hayatımda canı gönülden dileyeceğim bir özür olacaktır. Bu da böyle biline)
Bazı şeyleri anlattılar ama bu benim çabamla, emek harcayarak aldığım bilgiler değildi. Bu nedenle onların özel haberini buradan yazmayacağım.
Akdeniz üniversitesi de otomatiğe bağlanmış her gün "Makinadan ara ara çıkartıyoruz. Durumu stabil ve kritik" diye bildirim yapacağına "Başkanımız yeme-içmeye başladı. Ama durumundaki kritiklik devam ediyor" dese ölürler mi sanki? Bütün bir Antalya değil, Türkiye nefesini tuttu farklı bir cümle bekliyor doktorlardan günlerdir.
Burada da günahımı çıkardım. Şimdi diğer cevaba geçelim
------------
Bu olayın hemen ardından CHP Meclis üyesi Ertuğrul Ünal aradı. Minik bir operasyon geçirmiş. Buradan kendisine yeniden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Söyledikleri özetle "Yazıda adı geçen Özel Şelale Termosos Hastanesi sahibi Recep Salih Tetikcan ile ABB Başkan vekili Mehmet Hacıarifoğlu çocukluk arkadaşları ve birlikte ilkokul, ortaokul arkadaşı. Gültekin Gencer ve masada bulunan yine CHP meclis üyesi Enver Barış Korkuteli Çomaklılı olması hasebiyle birlikteydi. Benim de eşim Çomaklı'dandır. Mehmet Hacıarifoğlu ile bir araya gelmeye çalışıyorduk. Hacıarifoğlu'nun o gece Ansiad'la toplantısı varmış. İki randevu çakıştı. Hacıarifoğlu bizim masaya geldi ve yaklaşık 20 dakika kadar oturduk. Masada siyaset kesinlikle yoktu. Hacıarifoğlu ile Recep Salih Tetikcan eski okul arkadaşlarından bahsettiler, biraz da gırgır-muhabbet yaptık o kadar" dedi.
Ertuğrul Ünal sözlerinin devamında "Ben meclis toplantılarının haricinde yaklaşık 1 aydır belediyeye uğramıyorum. Başkanımızın rahatsızlanmasının ardından vekil olan Mehmet hacıarifoğlu arkadaşımızı yalnız bırakmamak için bir kaç defa gittim. Bir kaç defa ziyaretçilerle fotoğraf çektirdik. Bu güne kadar hiç bir bürokratın odasına gitmedim. Kimseden bir talebim olmadı. Olamaz da. Vatandaşların bazen talepleri veya işleyişle ilgili konular oluyor bizde bunu vekil arkadaşımıza iletiyoruz. Ben belediyeye gidebilirim de. Çünkü meclis üyeliğimin yanı sıra başka görevlerimde var. Mesela Ulaşımla ilgili görevlerim var. Aslında gitmek lazım. Başkanımızın yokluğunu aratmamamız lazım." dedi.
Bir meslek büyüğümüzün uyarısıyla fark ettim. Biliyorsunuz Kumluca'da büyük bir felaket yaşandı. Bir kişi yaşamını yitirdi. Vali olay yerine gitti, milletvekilleri gitti. Kurumlar gitti. Orada temsil edilmeyen tek kurum ABB idi. Antalya Büyükşehir Belediyesini temsilen Mehmet Hacıarifoğlu'nun kendisine yemek proğramı yapmak yerine, felaket yerinde olması gerekiyordu.
Antalya'nın bir ilçesi büyük bir felaket yaşıyor. Başkan hastanede. Peki onu temsilen Başkanvekili nerede? Çilingir sofrasında. . .
Sonra aradan iki gün geçiyor, ABB ve Başkanımız Muhittin Böcek'i temsilen Mehmet Hacıarifoğlu Kumluca'ya teşrif ediyor.
Muhittin Böcek olsaydı daha ilk günden ekiplerini koordine eder, sarı çizmelerini giyer ve daha vali gitmeden Kumluca'da vatandaşlarına sarılırdı.
Evet Ertuğrul bey, başkanın yokluğunu hissettirmemeniz gereken yerler çilingir sofrası veya belediyeye gidip gelmekle olmuyor. Böyle zamanda Mehmet Hacıarifoğlu'na Kumluca'ya gitmemiz gerekiyor" diyerek onunla birlikte felaketi yaşamış vatandaşlarımızın yanında olabilirdiniz.
İşte emanet te bir yere kadar. . .