Köşebaşı
CHP KONYAALTI VE SAPAN OLAYI
Haydi bu gün CHP ile devam edelim. Konyaaltında Av. Cansel Tuncer belediye başkanlığı için müraacatını yaptı. Av. Semih Esen'de yaptı biliyorsunuz. Diğerlerini kusura bakmasınlar sayamayacağım burada. Çünkü ikisi arasında tercih edilecek gibi görünüyor.
Peki Esen mi?, Tuncer'mi? diye sorarsanız eğer banko Cansel Tuncer derim. Semih Esen galiba Çetin Osman Budak'ın projelerinden birisi. Semih Esen Antalya il başkanlığı yapmış görünüşte iyi bir insan ancak partinin en zor günlerinde "Ben oynamıyorum" deyip çekip gitmiştir. Yine Konyaaltında aynısı söz konusu olunca ne olacak? Tam böyle işlerin sertleştiği bir dönemde "Ben oynamıyorum" deyiverirse?
Cansel Tuncer öyle mi? Daha önce yazdım, Fetöcü olmakla itham edilen Fettah Tamince'nin filan avukatı ama ikisi arasında seçim yapacak benim gibi bu bölgede oturanlar Tuncer'i tercih eder. Neden, bir yerde şöyle düşünüyorsun. O profesyonel bir avukat. Yani herkesin savunma hakkı olduğuna inanan ve bunun gereğini yerine getiren en eski mesleklerinden birisini icra ediyor. Doktor olduğu zaman tedavi yaparken nasıl din-dil-ırk ayırmadan tedavi yapıyorlar. Avukatlarda böyle herkesin savunma hakkını yerine getiriyorlar.
Sonrasında 4 yıldır meclis üyeliği yapıyor. Ben onu Büyükşehir meclislerinde izliyorum. Yemin ediyorum, hitabet yeteneği pik yapmış durumda. Konuya ve olaylara hakimiyeti üst seviyede. Belediye kanunları ve Antalya'daki tüm bölgeye hakimiyeti süper. Üstelik birde kadın yahu?
Allasen CHP Yeter artık bir kadın adaya şans versinler.
Ha bu arada unutmadan yazayım CHP genel merkezi Çarşamba günü bir çok ili ve ilçeleri kapsayan belediye başkan adaylarını açıklayacağı bilgisine ulaştım. Hadi hayırlısı!
YILDIRAY SAPAN OLAYI
Birkaç gün önce bir internet sitesinde 24. dönem CHP milletvekili Yıldıray Sapan'ın eşinin kendisini bıçakladığı ve karakola müracaat ettiği, eşine uzaklaştırma kararı filan aldırdığı minvalde bir haber okudum.
Eski bir polis adliye muhabiri olarak haberde oturmayan yerler vardı. Birde daha önce Yıldıray Sapan eşinin kafasını gözünü yardığında ilk haberi ben yaptığım için olay ilgimi çekti. Çünkü o zaman polisteki ilk ifadeleri ben okumuştum ve Yıldıray Sapan'daki şiddet benliğini açık ve çok net görmüştüm. Ama eşi onu affetti ve milletvekili olarak Ankara'ya gitti. Aradan geçen sürede iki çocuk sahibi olmuşlar.
Benim yorumum ise, vallahi Yıldıray Sapan önceki dayak vakasından sonra olayı çözmüş. Kanunları kendi lehine kullanmayı çok iyi becermiş.
Bir kere haberi yapanlar Sapan'a yakın gazeteciler. Birde özel diye ibareyi yapıştırmışlar.
Hani eski bir hikaye vardır, iki köylü konuşuyormuş biri demiş ki, "Lan oğlum bal bir tatlıymış, bir tatlıymış ki" öteki atlamış, "sen nerden biliyorsun" beriki cevap vermiş, "Oğlum ağalar yerken, bizim oğlan görmüş" Kendisi balın tadına bakmamış, üstelik görmemiş. Tıpkı bunun gibi haberde şöyle bir bölüm var, Aileye yakın birisi komşularından duyduğuna göre Yıldıray Sapan evde her işini kendisi yapıyormuş, eşi sinir krizleri geçiriyormuş. daha öncede bıçaklamak istemiş. Parka giydiği için bıçak girmemiş filan-falan.
Kadının sosyal medya hesaplarına bir girin. Kadıncağız bas bas bağırıyor, yardım edin diye.
Bir video var sosyal medya hesabında, Yıldıray Sapan sakin sakin karakolu cep telefonu ile arıyor. Davudi ses tonu ile "Ben Yıldıray Sapan. 24. dönem milletvekiliyim. Karakoldaki amirinizi bağlayın bana. Eşim biraz sonra size gelecek şikayet için. Sinir krizi geçiriyor" filan gibi devam ediyor. Bu arada sinir krizi geçiriyor dediği eşi ise hiç sesini çıkarmadan kendi cep telefonu ile kocasının karakolu aramasını ve konuşmalarını çekiyor.
Bence Sapan ailesinden az biraz uzak durmak gerek. Pek de iyi gitmeyen ve her iki yönlü şiddetin üst seviyelerde yaşanan evliliğin ortasında kalan iki çocuk var. Bence Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu olaya el atıp, çocukları Sapan çiftinden koruması gerekiyor diye düşünüyorum. Çünkü böyle bir ortamda büyüyecek çocuklarda şiddete meyilli ve psikolojileri bozulabilir