Yeni yılın ilk yazısına başlayalım bakalım.
Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren’in bir paylaşımını gördüm.
Epey eğlendim.
Sizlerle paylaşmak istedim.
Sayın Özeren onca yıllık tecrübesi ile kaleme aldığı yazısında “Belediyenin ne zaman hangi hizmeti yapacağı belli olmuyor. Çok enterasan isteklerle karşılaşıyoruz” diyerek başlamış sözlerine.
8 mahalleye kısıtlı işçi ve ekipman ile hizmet vermeye çalışan Özeren’e 2023 yılının son günlerinde bir telefon geliyor. “İnişdibi” diye adlandırılan yerde yeni kazılan bir fosseptik çukuruna domuz düşmüş ve nasıl bir çukur kazmışlarsa artık. Domuz oracıkta can vermiş.
Vatandaş telefonda isyan ediyor, “Gelip bu domuzu çıkartın. Birkaç gün daha kalırsa kokudan hiçbir yerde durulmaz” diye.
Ne yapsın belediye başkanı başka mahallede yol çalışması yapan kepçe operatörünü çağırtarak, fosseptik çukuruna düşen domuzun cesedini çıkartıp, vahşi hayvanların beslenmesi için uzak bir yere atılmasını sağlamış.
Ama Sayın Özeren zaten kısıtlı imkanlarla hizmet vermeye çalıştığı için, işçinin harcadığı zaman ve mazot nedeniyle canı sıkılmış, sosyal medyadan domuza saydırıyor. “Domuz oğlu domuz. Önüne baksana, koskoca çukuru görmedin mi?” diyordu.
Başkan belki siyasi gönderme filan yapıyordur birilerine.
Ama domuzun fotoğraflarını filan koymuş, kesinlikle siyasi bir yön göremedim.
Siyasi deyince CHP Antalya Kadın Kolları Başkanı Sayın Nilüfer Deveci hanımefendi, bir kadın belediye başkan aday adayıyla birlikte Murat Karayalçın’ı ziyaret etmişler.
Hani CHP’de adaylıklar için komisyon kurulacak, komisyonun başında Murat Karayalçın olacak filan denilmişti ye. İşte o haseple bizim Antalya’nın aday adayları destek için önce Karayalçın’ın meclis yakınlarındaki ofisine, ardından genel merkeze, en son İstanbul’a gidiyorlar.
Sayın Deveci ve koltuğunun altına girdiği kadın aday adayı da aynı şeyi yapmış.
Ama Sayın Deveci’nin burada tarafsız olması gerekiyor değil mi? Tüm adaylara ve kadın aday adaylarına aynı mesafede olması gerekiyor değil mi?
Onlarca kadın aday adayı varken, girmiş bir kadın adayın koltuğunun altına, destek vermek için Karayalçının kapısına dayanmış.
Anladığım kadarıyla Nilüfer Deveci siyasetten umduğunu bulamadığı ve kendisine yeni bir kapı açılmayacağını çok net fark etti. Bu nedenle son düzlükte alabildiğine fütursuz bir şekilde ilerlemeye başladı.
Gerçi benim kafam hala bazı partilerdeki kadın kolları mevzusuna basmıyor. Hele ki, laikliği övünen CHP’de Kadın Kolları olması acayip tezat içeriyor. CHP’de erkek bacakları diye bir kademe yoksa, kadın kollarının ne işi olabilir?
Kadınları aktif siyasetten uzaklaştırıp, pasif siyaset yaptırmak için uydurulmuş bir şey diye düşünüyorum.
NOT1: ‘Muratpaşa aday adayı Sibel Gezen’e destek veriyor, bu yazıyı da o yazdırmıştır’ diye dedikodu yapmayın. Vallahi varlığıma, aklıma, mesleğime hakaret sayarım. Dedikodunuzu ona göre yapın.
NOT2: Murat Karayalçın'a çok fazla anlam ve misyon yüklememenizi tavsiye ederim