İyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlayalım.
Haftaya İstanbul Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve 47 şüphelinin gözaltı kararı verilmesi haberi ile başladık.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özel’in ardından CHP’li belediyeye yapılan ikinci operasyon.
Burada dikkat çeken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklama, Aziz İhsan Aktaş'ın elebaşılığını yaptığı öne sürülen suç örgütünün, belediye başkanları ile belediyelerin üst düzey yöneticilerine rüşvet vererek ihaleleri organize ettiği belirtildi.
Suç örgütünün ihaleleri kendi firmalarının almasını sağladığının tespit edilmesiyle soruşturma başlatıldığı anlatılan açıklamada, yaklaşık 3 ay boyunca şüphelilerin takibe alındığı bildirilmiş.
Bu olaydan Antalya’ya dönecek olursak, eğer tecrübelerim beni yanıltmıyorsa bu olaylar Antalya’ya da sıçrayacağından hiç şüpheniz olmasın.
Bir süreden bu yana Antalya’da oluşan sessizlik hiç de hayırlı bir alamet gibi görmüyorum ben.
CHP Antalya bu kentte elbette büyük bir zafer kazandı.
Ama bazı belediye başkanları maalesef çok pervasız hareket ettiler ve ediyorlar.
“Bana bir şey olursa, örgüt arkamda. CHP’liler sokağa iner. Bu hükümet bunu yapmaya göze alamaz” şeklindeki öz güvenin getirdiği pervasızlık bence çok çocukça bir argüman.
Bu arada sayıştay raporları çıktı ve müfettişler bazı belediyelerdeki sorumlular ve belediye başkanları için savcılıklara suç duyurularını gönderdiğini herkes biliyor.
Gözlemlediğim kadarıyla Antalya’da da durum aşağı-yukarı İstanbul’dakinden pek farkı yok gibi.
Bazı isimler dolaşıyor ki, belediyeler onlardan başkasına o konuyla ilgili iş yaptırmıyorlar.
Eğer soruşturma büyürse, Genel Merkezde bulunan yetkili isimlere kadar uzanır bu iş.
Mobilyacısıydı, asansörcüsüydü derken gerçekten işin içinden çıkılmaz bir hal alabilir.
Dileğim, Antalya’da hiçbir belediyeye ve yetkililerine, belediye başkanlarına şafak operasyonu olmaz.