DOLU DOLU KULİS BİLGİLERİ

Teslime Tosun

İyi bir hafta geçirmeniz dileği ile bu haftanın ilk yazısına başlayalım.

Konumuz yine Ankara.

Ankara’nın en tartışılan konusu yine “Erken seçim olacak mı? Olmayacak mı?” İşte tüm mesele bu!

Bazıları tarih bile veriyorlar ve 6 Kasım’da erken genel seçim olacağına yönelik kendi aralarında iddiaya girenler bile var.

Cumhurbaşkanımız ise muhalefete, en fazla da Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik olarak “Cumhur ittifakının adayı benim. Sizin adayınız kim? Açıklayın” diyerek adeta seçim meydanlarında döveceği lideri ringe çağırıyor.

Bir başka senaryo ise Türkiye’nin uluslar arası alandaki fiili durumu ile ilgili olarak seçimlerin hiç yapılmayabileceğine yönelik iddialar. Bu iddiada oldukça rağbet gösterilmesine neden oluyor.

Bu iddiayı ortaya atanların dayandığı tez de oldukça sağlam.

Biliyorsunuz 30 Ekim 2021 tarihinde Türkiye’nin sınır ötesi harekatı için tezkere çıkartılmıştı. Geçmişte 3 ay, 9 aylık veya 1 yıllık çıkan tezkere, tarihinde ilk kez 2 yıllık çıkartıldı.

TBMM Başkanvekili Celal Adan'ın başkanlığında toplanan Genel Kurul'da CHP, HDP ve TİP'in "Hayır" oyu kullandığı oylamada tezkere AK Parti, MHP ve İYİ Parti'nin "Evet" oylarıyla kabul edilmişti.

Tezkerenin amaçları arasında, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması" ifadeleri yer alıyor.

Bu tezkerenin düz mantığı ise uluslar arası anlaşmalar ve kabul gören şekli ile Türkiye’nin fiili olarak savaşta olduğu anlamına geliyor.

Savaş durumunda ise Cumhurbaşkanının seçimi erteleme gibi her türlü olağan üstü hal ilan etme yetkisine sahip. Böylece seçimlerin değil Kasım 2022 ayında olmasını, Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği Haziran 2023 tarihinde bile gerçekleşmesinin ertelenebileceği konuşuluyor.

Her ne olursa olsun, iktidar kadroları bu süreç içinde vatandaşın en önemli gündem maddesi olan ekonomi ve düzensiz göç, sığınmacı ve mülteci sorununa çözüm bulmaya çalışıyor.

Bir yandan muhalif olanlara “Ülkemiz istila ediliyor, işgal ediliyoruz” diyenlere karşı “Mülteci kimliği ile geçici sığınmacı kimliğinin” uluslar arası alanda ne anlama geldiğini anlatmaya çalışırken, bir yandan uç noktalarda gezenlere üst perdeden Türkiye’nin Suriye iç savaşından kaçıp kapımıza dayanırken, sınırlarımızı kapatarak onları ölüme terk etmemizin travmasını 50 yıl sonra uluslar arası alanda Türkiye’nin nasıl etkileneceğini anlatmaya çalışıyorlar.

Öte yandan  ise Süleyman Soylu’nun başında olduğu İçişleri bakanlığı çeşitli illerde artık Türk vatandaşlarının azınlık hale gelmesi üzerine daha önce 781 mahallenin son eklenen yerleşim yerleriyle birlikte toplam 1200 mahallenin 1 Temmuz itibarıyla oturuma kapatıldığını açıklıyordu.

Bakan Soylu, yaptığı açıklamada “Daha fazla yabancı yoğunlaşması olmasın' diye, 1 Temmuz 2022 tarihi itibarıyla yüzde 25 olan oranın yüzde 20 olarak uygulanması kararını verdik. Böylelikle 781 mahalle 1200 mahalleye çıkmış oldu ve 1200 mahalle hem geçici koruma statüsüne hem ikamet iznine kapatılmış oldu. Böylece buralarda artık bir ikamet izni verilmemiş olacak yani yüzde 20'ye düşürmüş olduk, o mahalledeki yabancı sayısı oranını." Dedi.

Burada en fazla her ne kadar Gaziantep veya Hatay illeri ön plana çıksa da Antalya’da da ikamete kapatılacak mahalleler olduğu bilgisi geldi.

Henüz Antalya’daki yetkililere bunu doğrulatamadım ama en başta da yabancıların ikamet ettiği Konyaaltı Bölgesinde bulunan bazı mahalleler var. Rus, Ukrayna, Alman ve İran vatandaşlarının yoğun ilgi gösterdiği Konyaaltı Bölgesi'nde bazı mahalleler 1 Temmuz itibarıyla yabancı ikametlere kapatılması söz konusu olabileceği söyleniyor.

İçişleri Bakanlığı bir başka mücadelesini ise sosyal medyada yayınlanan görüntüler ile Afganistan, Pakistan, Suriye gibi ülkelerden kamyon kasalarından indirilen insanların görüntülerinin toplum içinde infial yaratması, huzursuzlukların artması üzerine polis ve jandarma timleri kontrollere başladı.

Bu kontrollerde yakalanan düzensiz göçmenler, kayıtlı olmayanlar toplanarak sınır dışı edilmeye başlandı. Bu nedenle bir çok illerde bulunan “Geri gönderme merkezleri” dolup taşıyor. Yakında bunlarla ilgili fotoğraflar da medyada yer bulmaya başlar.

Siyaset kulislerinde bir başka konuşulan konu ise HDP’nin kapatılma davası süreci. HDP’nin kapatılmasının ardından bu gün HDP çatısı altında siyaset yapanların bir çoğunun siyasi yasaklı hale gelmesi durumu söz konusu. HDP ise kapatılma ihtimaline karşı hazırlıklarının son sürat sürdürüyorlar. Edindiğim bilgilere göre yeni partinin zaten hazır olduğunu biliyoruz. Yeni ambleminden tutun da, yeni genel başkanlarının kim olacağına, kadroların oluşturulmasına kadar hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyorlar.

HDP’nin kapatılma davasının sona yaklaşması üzerine bir hareketlilik de başladı. Çeşitli illerde HDP’li vekillerinde katıldığı protesto yürüyüşleri ve eylemler başladı. Bu da HDP’nin başka bir siyasi taktiği olarak konuşuluyor. HDP’nin gündeme gelmesi ve gündemde kalmasıyla ilgili bir taktik olarak görülüyor.

Ben buraların şimdilik acemisiyim, Ankara siyasi kulislerinde konuşulanları sizlere aktardım.

Bu günlük Ankara kulisleri bu kadar olsun.