DÖŞEMEALTI’NDA TEHLİKELİ OYUN
Dün bir arkadaşım Döşemealtı’nda yayınlanan belediyenin çeşitli şekillerde sponsor olduğu bir gazeteyi getirdi. Kim ne yazmış diye bakarken gazetede bildiğim kadarıyla Döşemealtı ile uzaktan-yakından ilgisi, alakası bulunmayan eski CHP Milletvekili aday adayı Binali Efe’nin köşe yazısını okudum.
Yazıda Ak parti hükümetine ve devlete arada verip-veriştirdikten sonra Alevilerin haklarını bir yana koyup, yazının sonuna doğru “Kürtlerin tek arzu ve isteği yurttaşlık haklarının verilmesi dışında başka bir istekleri yok. Bu yazıyı okuyan ve birazcık vicdanı olan herkese soruyorum kötülük bunun neresinde?” diye yazmış.
Bu yazıyı okuyunca şöyle bir düşündüm. Bu adam kafasında hangi fanteziyle dolaşıyor acaba?
Yurttaş’ın kelime anlamı “Aynı yurt üzerinde yaşayan, bir yurda yurttaşlık bağı ile bağlı bulunan kimselerden her biri” olarak tanımlanıyor.
Nasıl bir ruh halindeyse artık efendi bey, ırkı kürt olan hiç kimse vatandaşlık haklarından yararlanamıyor zannedersin. Okula gidemiyor, eğitim alamıyor, alsa bile devlet memuru yapılmıyor, iş kuramıyor, ev satın alsa tapusu verilmiyor. Resmi evlilik yapamıyor, doğan çocukları kayıt altına alınıp, kimlik verilmiyor. Hastaneye gidince muayene olamıyor, araba satın alsalar onlara ruhsatı verilmiyor. Ne bileyim, bir ilden başka bir ile giderken vize ile geçiş yapıyor.
Yani bunu çoğaltmak mümkün. Sen zannedersin Kürtlerin hiçbir vatandaşlık hakları yok, onlarda Türkiye’de vatandaş olabilmek için uğraşıyorlar. Yani bu efendi beyin tanımına göre Kürtler Türkiye’ye yurttaşlık bağı ile bağlanmak istiyorlar ama devlet buna müsaade etmiyor!
Öyle mi efendi bey?
Bildiğim kadarıyla Binali Efe denilen şahsın mesleği gazetecilik filan değil arkadaşlar. Yurt dışında çalışmış “Almancı” tabir ettiğimiz bir zat. Orada kazandığı parayla memleketi Erzincan’ı beğenmeyip, Antalya’ya yerleşmiş. Almanya’da yakalandığı siyaset hastalığına, elindeki parasıyla her daim bir yerlere aday adayıdır. Gazetenin sponsorları arasında yer aldıysa eğer, oradan bana göre zehirli fikirlerini saçıyor ortalığa.
BAŞKAN SEN NASIL BİR OYUN OYNUYORSUN?
Eyy Döşemealtı Belediyesinin sevgili başkanı Turgay Genç, sponsor olduğunuz o gazetede neler yayınlandığı hakkında bilginiz var mı acaba?
Türkiye’ye örnek olarak gösterilecek ilçenin halkını birbirine mi düşürmeye, Döşemealtı’lıların hassasiyetini ölçmeye mi, yoksa Döşemealtını bölmeye mi çalışıyorsunuz?
O bölgenin tahtacısı, yörüğü, Kıbrıs macurları, kürt ezo ve ramo dayılarıyla birlikte Türkiye’ye örnek teşkil edecek şekilde kardeşçe, yardımlaşarak, birlikte eğlenip, birlikte çalışarak yaşadılar.
Bu güne kadar o ilçede hiç böyle bir ayırımcılık yaşanmadı. Ne yapmaya çalışıyorsunuz.?
Yaptığınız ve yapacağınız bu gibi faaliyetler çok tehlikeli ve hiç kimseye yararı olmayan faaliyetlerdir. Bu yaptığınız çok ama çok tehlikeli ve herkese zararı dokunacak bir girişimdir.
Bunu yapmayınız.
TİCARET İL MÜDÜRLÜĞÜ ARABA SAYIYORDUR!
Birkaç gün önce Ticaret İl Müdürlüğünü eleştirerek stokçulara karşı bir çalışma yapmaları gerektiğini, yani görevlerini hatırlatmıştım. Elbette yazının en önemli bölümüne yani görevlerini yapma, stokçularla mücadele bölümü yerine Ticaret İl Müdürlüğünün Atatürk Caddesinden Çallı’daki yeni bir yere taşınmasına takıldı bazıları. Sosyal medyada bile adreslerini değiştirmemişler, ben ne yapayım.
Her neyse, asıl önemli olan vatandaş stokçuluk konusunda kurumlardaki görevlilerden umudunu kesmiş olacak ki, bölgelerindeki araba stoklanan yerleri bulup, deşifre ederek mücadeleye başladı.
İlk olarak Kepez bölgesinde gözlerden uzak bir yerde stoklanan araçların yerini bulmuşlar. Çekmişler görüntüleri ve ilk olarak Lider Gazetesine gönderdiler.
Dün okumuşsunuzdur mutlaka.
Ticaret İl Müdürlüğündeki arkadaşlar da, Çallı’daki yeni yerlerinde yoldan geçen araçları sayarak vakit geçirip, Ocak ayında başlayacak esnaf odaları, kooperatifler gibi seçimlerde kim görev alacak, hangi memurun cebine ne kadar görevlendirme ücreti girecek diye hesap ediyorlardır herhalde.