İyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlayalım.
Geçen hafta Antalya’ya damga vuran haberi Dursun Gündoğdu yapmıştır arkadaşlar. Herkes deli gibi Ak Partinin içindeki kavgayı, bazı il başkan yardımcılarının Cumhurbaşkanının miting alanına alınmadığını Gündoğdu’nun yazısından okudu.
İşte o bazı il başkan yardımcılarını rahmetli Uğur Mumcu’nun üzerine kitap bile yazdığı “Sakıncalı piyade” gibi sakıncalı görülerek polis tarafından miting alanına bile sokulmamasını böylece öğrenmiş olduk.
Kavganın ana figürü İl Başkan Yardımcısı olarak görevini yapan Elmalı Güreş ağası Muammer Ak ile Atso Başkan Yardımcısı Fatih kabadayı arasındaydı.
Sonra bu haber yerelden çıkartılıp, Odatv’ye “Cumhurbaşkanından çizik yedi” diye taşındı ve işin rengi daha bir değişti.
Zira odatv’deki haberde imza yoktu ve haber anonim olarak kullanılmıştı. Gerçi haber kendi içinde biraz çelişiyordu. Başlıkta ‘Cumhurbaşkanından çizik yedi’ deyip, karşılama ve vip salonlarına alınmamasına yönelik yasak getirildi diyor, daha sonrasında ‘Cumhurbaşkanı kimin elini sıktığını Odatv’den öğrenecek şeklindeydi.
Aslında bu kavga yeni değildi!
Bu kavganın temelinde çok başka şeyler olsa da sonrasında ATSO seçimleri yatıyordu.
Ak Parti yönetimi ATSO seçimlerinde partililerini serbest bırakınca, ATSO seçimlerinde Muammer Ak, yıllardır otomotiv sektörünü temsilen liste başı olduğu Davut Çetin’in kadrosunda yer aldı. Diğer il başkan yardımcısı Fatih Kabadayı ise Ali Bahar’ın kadrosunda yer aldı.
Daha öncesinde de birbirlerinden haz etmeyen ve restleşen iki il başkan yardımcısının tartışması alevlenmişti.
Kabadayı’nın topukları o zaman gündeme gelmişti.
Kabadayı, seçimi kazandıktan sonra üzerine gelen özgüven ile işi biraz ileri götürmüş olacak ki, Cumhurbaşkanı Özel kalem müdürü Hasan Doğan’ın da adını kullanarak Muammer Ak ve diğer isimleri dile getirilmeyen bazı il başkan yardımcılarını miting alanına polisi kullanarak sokturmamış.
Ben de bilmiyorum, iddia öyle!
Sonrasında Ak Parti Antalya il yönetiminde mini bir kıyamet kopmuş.
Bu skandala parti büyükleri el koydular. Burada ibre Fatih Kabadayı’nın aleyhine dönüyor gibi olsa da durum önümüzdeki günlerde netleşecek.
Bilenler bilir, Muammer Ak öyle kolay lokma değildir. Ayrıca Ak’ın önünün şimdiden kesilmesi gerektiğine inanan kişiler de yok değil hani.
Ama Fatih Kabadayı’da artık kolay lokma olmadığını göstermiş oldu.
Sonrasında olaya büyükler el koyduğu için Cumhurbaşkanı Özel kalem Müdürü Hasan Doğan’ın “Zaten Fatih Kabadayı ile arama mesafe koymuştum” diye bir açıklaması gündeme düştü.
Bu kavganın sonuçlarını seçimden sonra göreceğiz.
Şu seçim bitsin herkes eteğindeki taşı dökecek ortaya.
Elbette bu kavgada Muammer Ak’ın suç dosyasını öğrendiğimiz gibi Fatih Kabadayı’nın da suç dosyalarını göreceğiz. O torbanın içinden hangi suçlardan yargılandığı ortaya serilebilir.
Ama burada benim aslında merak ettiğim başka bir konu var.
Bu kavga bilgisi, mitinge alınmama olayı Dursun Gündoğdu’ya nasıl gitti ona şaşırdım.
Oradan da Odatv’ye kadar uzanan bir yol nasıl aşıldı?
Merak işte!
Zira bu kavganın basına düşmesi; kamuoyunda konuşulması sırasında her ikisi de büyük zarar gördü. Hem Fatih Kabadayı’nın hem de Muammer Ak’ın işine gelmeyen bir durum bu.
Belki her ikisini de tasfiye etmek isteyenler de olabilir.
Aslında gazetecilik penceresinden bakınca Sayın Gündoğdu harika bir habere imza atmış.
Ama Sayın Gündoğdu’yu sadece gazeteci kimliği ile değerlendirmek yanlış olur. Aynı zamanda kenti dizayn eden ekibin liderlerinden birisiydi.
Daha önce yazmıştım biliyorsunuz. Bir dönem herkes bireysel iş tutarken, basın camiasının önde gelenleri Akdeniz Basın Vakfı adında vakıf kurup, şehrin belediye başkanından, otelcisine, esnaf odalar birliğinden, kurum bölge müdürlerine kadar herkesi dizayn ediyorlardı
Demek ki birileri Dursun Gündoğdu’ya bilgi uçurma işini üstlenmiş.
Demek ki partiler üstü dostluklar, eski işbirlikleri yeniden ısıtılmış.
Demek ki Gündoğdu’nun plaj işinden ettiği zarar telafi edileceği günler yaklaşmış.
Hayırlı olsun, hayırlısı neyse o olsun