Bu gün size arkadaşımın başından geçen esnaf kredisi çekme macerasını anlatacağım.
Bilindiği üzere pandemi nedeniyle esnafımızın ne kadar zor durumda olduğunu tekrar tekrar sizlere anlatmama gerek yok.
Ortaya bir sürü borcu çoğalınca arkadaşım da esnaf kredisi çekmek istedi. Hepsini ödeyeyim, tek yere olsun borcum diyor. Normal şartlarda 100 bin lira ihtiyacı var ve masrafları dahil edince 107 bin liraya filan tekabül ediyor ve bu krediyi çekmek için başvur
du.
Dosyalar hazırlandı, sağolsun Muratpaşa Esnaf Kefalet Koperatifi yardımcı oldu, kredisini kısa sürede hazırladılar ve iş bankaya kaldı.
Halkbank Üç Kapılar şubesine gittiğinde yanındaydım. İlk şoku eline 85 bin lira para verilecek olmasıyla yaşadı. Çektiği kredi 107 bin lira, 6 bin lira masraflar, paranın yüzde bilmem kaçı bloke normal şartlarda 101 bin lira geçmesi gerekirken 85 bin lira civarında para veriyorlar. Bu nedir? diye sorduğunda, memur çekmecesinden bir bankamatik kartı çıkartarak "Esnaf kart veriyoruz. Bunun limiti 25 bin lira. 10 bin lirasını buraya aktardık" diyor. Nakit çekemezsiniz, nakit olarak hesabına aktaramazsınız. Bu kartın içindeki 10 bin lirayı ancak pos cihazlarından harcamanız lazım" diyor.
Biraz da yüksek sesle, "Bu resmen gasp kardeşim. Böyle şey olur mu? Kadın 100 bin liraya ihtiyacı olduğu için para çekiyor, siz bunun 10 bin lirasını ona sormadan kredi kartına nasıl aktarırsınız. Olur mu öyle şey?" diye itiraz ettik.
Halkbank'ın çok değerli memuru, karşısındaki zor durumda olan, kredi çekmek zorunda olan kadın esnafa karşı koltuğunda kaykılıp, elini de başının arkasına doğru koyup, "İsterseniz iptal edin. Şuradaki dosyalara bakın, sırada kaç kişi var" dedi.
Ben şube müdürüyle görüşmek istedim. Ancak kendisi rahatsız olduğu için yokmuş, yerine Aykut bey diye birisi varmış. Bakınıyoruz Aykut bey nerede diye, oradaki bir Allah'ın kulu da Aykut bey şurada demiyor. Meğer Aykut bey, iki banko arkada sote gibi bir yerdeymiş. O da sesleri duyuyormuş ama "Buyurun sorun nedir?" diye sormuyor.
Zaten para hazır olmadığı için, "Gün içinde ödeme yapacağız siz şimdi gidin, vaz geçerseniz de haber verin" dediler. Çıktık dışarıya. Ben Halkbank Bölge Koordinatörü Mikail Özdemir'e ulaşmaya çalıştım. Bir süre sonra Üç Kapılar Şubeden soy ismini bilmediğim Aykut bey aradı. Kendisi bana açıklama yapıyor. "Bakın bunu genel müdürlüğümüz ise kredi kefaletlerinin bağlı bulunduğu TESKOMB ile birlikte alınan bir karar. Çektiğiniz krediyi mecburen 10 bin lirasını buraya yüklemek zorundayız." dedi.
"Yani faizle aldığı parayı eline vermiyorsunuz. Kartta yüklediniz. Harcadığı ve geri ödemediği zaman bir daha faiz mi işletiyorsunuz?" diyorum. "Hayır diyor harcadığı zaman geri ödemesini yapmayınca faiz işletmiyoruz" diyor. Peki diyorum, "Esnaf bunu bir arsa almak için kredi aldıysa. Tapuya gidip karşı tarafa 10 bin lirasını pos cihazında çekeyim mi diyecek" diye soruyorum. "Esnaf aldığı krediyle arsa alamaz" diyor. "Neden alamaz?" bölümünü geçiyorum. Peki diyorum, "tamirciye borcu var. 7 bin 800 lira. Karşı taraftaki esnaf ben paramı nakit istiyorum kardeşim" diyor. "Pos cihazından geçerse benim param tam 44 gün bankada kalıyor, çekemiyorum. Üstelik komisyon alıyorlar. Ben zor durumdayım, bana nakit ver" diyor onu ne yapacağız? diyorum. Buna cevap yok.
Her neyse, 10 bin karta gitti, 85 bin elde var, 6 bin masraflar. Etti mi 101 bin. Peki geri kalan 6 bin lira nereye gitti?
İşte burası çok garip ve işte size esnafın sırtına yasal olarak nasıl binildiğinin, nasıl perişan edildiğinin yöntemini açıklayacağım size.
Zor durumdaki esnafın faiziyle çektiği krediyi, arkadaşımın haberi yok (Müşterinin onayı ile diyorlar bir de) Üç Kapılar Halkbank şubesindekiler bin küsuruyla 2 gram altın almışlar ve arkadaşımın hesabına koymuşlar. Bin küsur lirasıyla fon alıp; onu da hesabına koymuşlar. Kredi için sigorta yapmışlar ama birde Halk emeklilik diye isteğe bağlı ekstra bir daha emeklilik sigortası yapmışlar.
Ben yüksek perdeden, "Esnaf zaten zor durumda olmasa kredi çekmez. Çektiği krediyle, kadının bilgisi ve onayı olmadan altın mı aldınız. Fon mu aldınız? diyorum. "Böyle bir şeyi nasıl yapabilirsiniz?" diyorum Aykut beye,
Aykut bey gayet kibar "Biz esnafın bizimle yoğun çalışmasını sağlamak için bunu yapıyoruz. Altın hesabını bozdurabilir diyor. Bu arada bin 49 liraya memurun aldığı altın olmuş bin 36 lira. Zararına bakar mısınız?
Böyle mi yaparak esnafın sizinle çalışmasını sağlayacaksınız?
Esnaf kredi çekmekten vazgeçtiğini beyan ediyor, ama bu sefer "Yaklaşık iki-üç günlük faiz alırız" diyorlar. Nedeni ise "Kredi iki-üç gün önce çıkmış ve banka görevlileri mevduatta tutmuşlar. Bunun faizini istiyorlar. "Beyefendi, kredi çıktığı gün neden vermediniz?. Çıktığı günden itibaren faiz işletiyorsan, çıktığı gün esnafın eline neden vermedin parasını. Daha bu esnaf paranın yüzünü görmemiş" dedim.
Aykut bey, "Biz bin 200 civarında esnaf ile çalışıyoruz. İlk defa siz böyle arıza çıkartıyorsunuz, itiraz ediyorsunuz" dedi. Banka memurlarının nobran tavırları nedeniyle zaten tansiyonum yükselmiş. Arada sesler yükselip, bağırış-çağırış olunca arkadaşım dedi "Sen çok gerildin. Bir nefes al, aşağıda bir hava al" dedi.
Eli mecbur esnaf arkadaşım sonrasında ne yaptı bilmiyorum. Ama kredi çekmiş tüm esnaflara sesleniyorum. Bilmediğiniz bir şekilde bankada altın hesabınız olabilir. Fon almış olabilir, hisse senedi filan da almış olabilirsiniz,
Bi kontrol edin isterseniz. Ha birde kredi çekecek esnaflar bunları bilsinler de öyle gitsinler.