EVET CANIM, O KADAR!

Teslime Tosun

Haydi sizlere önce Ankara kulislerinden, sonra Antalya siyasetinden bilgiler aktarayım.

Cezaevinde bulunan HDP’nin önemli siyasi aktörü olan Selahattin Demirtaş, her ne kadar ‘Aktif siyaseti bıraktım” diye açıklamada bulunsa bile HDP, Yeşil Sol, şahinler-güvercinler gibi kuş serisinden ayrılarak yeni bir parti kurmanın evresine girdikleri konuşuluyor.

İster inanın, ister inanmayın, kamuoyunda konuşulan ve bilinenin aksine, HDP kadrolarında Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkan adayı yapılmadığı konusu konuşulmuyor. Ayrışmanın ana nedenlerinden birisi Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın milletvekilliği yapılmaması konusu konuşuluyor.

Ankara’da ayrıca siyasi analiz yapanların ortak buluştuğu ve konuşulan konulardan birisi, bu gün HDP olarak bilinen partinin CHP’nin içinden çıkan bir parti olduğudur. Tıpkı bu günkü HDP gibi, yani CHP’de siyaset yapmayı bırakıp, bu gün HDP olarak bilinen partiyi kuranların olduğu gibi, Memleket Partisi gibi, yine CHP’nin içinden çıkabilecek ve kendilerini kamuoyuna CHP’nin fabrika ayarlarına dönmüş hali olarak lanse eden bir oluşumun parti kurma aşamasına geldikleri konuşuyorlar.

Ölü doğum yapmamak için hali hazırda il-ilçe kongre kararı alan CHP’de kendileri için siyasetin önünün tamamen tıkanmış olmasını ve zamanlamayı ayarlamaya çalışıyorlar.

Siz bakmayın sosyal medyada, gazetelerde, haberlerde CHP’de değişim istenmesiyle ilgili yazılanlara-çizilenlere.

CHP yönetimi ve Kemal Kılıçdaroğlu tabandan gelen “Değişim” baskısını, içerde biriken gazı yıllardır onu-bunu bahane ederek erteledikleri il ve ilçe kongre takvimi açıklayarak gidermeye, tabanın dikkatini ‘Cambaza bak’ yöntemi ile başka yöne çekip, kongreleri ile meşgul ederek geçiştirmeye çalışıyorlar.

Antalya’da ise Nuri Cengiz başkanımın yeniden il başkanı olmak arzusuyla aday olacağı yönünde bilgiler geldi.

Her ne kadar il ve ilçe kongre süreci başlamış bile olsa yine de genel merkez kadrosu değişmeden yerel seçimlere gidilecek.

Bunu bilen Antalya’daki bazı belediye başkanlarımız harekete geçmişler bile.

İsimleri kalın uçlu kalemle çizilmiş görevdeki bazı belediye başkanlarımız bu nedenle farklı alternatifler üzerinde çalışıyorlar.

Bazıları sol medya veya daha doğrusu CHP yandaş medyasına inanılmaz paralar aktarıp, kendileri için piar çalışması, algı haberleri yaptırıyor. 

Bazen Muhittin Böcek'le ilgili alakasız yergi veya vurmalı haberleri CHP yandaş medyasında gördüğüm zaman şeytan yokluyor ve istemsiz şekilde gülümsüyorum.  

Bazıları ezeli siyasi rakipleri ile masalarda oturup pazarlıklar içine girmişler bile.

Bu bir algı iddiası olabilir. Bilmiyorum. Doğruluğunu ispat etme gibi bir şansım hiç yok. Ama siyasi piyasada konuşulan iddiaya göre ‘Düşmanımın düşmanı dostumdur’ şiarıyla kendi koltuğunu korumak, koltuğunu kaybetmemek adına rakip partinin aday adaylarıyla, aracılar üzerinden belge-bilgi alış-verişine girişildiği, 'ilçede ben, büyükşehirde sen' diye yeminler edip, ant içtikleri konuşuluyor. 

Duyduğum zaman, “Hadi canım o kadar mı?” demişim.

‘Evet canım. O kadar’ dediler.