Trafik kurallarına sonuna kadar riayet etmeye çalışırım. Bunu bir medeniyet göstergesi olarak adlediyorum. Özellikle dikkat ettiğim trafik kurallarının başında yaya geçitlerinde yayaya yol vermek kuralı.
Karşıdan karşıya geçmek istediğim zaman, sürücünün birisi bana yol verdiğinde acayip mutlu oluyorum ve başımla selamlayarak geçiyorum karşıya.
Bu nedenle kendim de direksiyon başındayken, aynı durumdaki yayayı, trafik kuralını bir yana bırakın sırf o anını mutlu kılmak için durur ve yol veririm.
Kendi üzerime kayıtlı aracım yok, arkadaşımın aracını kullanıyorum. Ama kardeşim ben bu kadar titizlenirken, bir-iki ay içinde ilki 598 lira, ikincisi 652 lira olmak üzere yayaya yol vermediğim gerekçesiyle trafik cezası yemişim. Hem de bir tanesi 20 Mart Cumartesi günü ve Kepez bölgesinde!
"İtiraz edeyim" dedim. Avukat arkadaş "Edelim ama son günlerde yaptığım trafik cezalarına itirazların hepsi 'Delile gerek yok, ceza makbuzu yeterlidir' diyerek ret ediliyor haberin olsun. Yüzlerce kişiye fahri trafik müfettişi yetkisi vermişler. Ne buluyorlarsa yazıyorlar" dedi.
'Tam takır, kuru bakır' halimiz. Aldığımız emekli maaşı belli. Üçte birini trafik cezası olarak hazineye şimdi geri ödeyeceğim.
Boşalan hazineyi benim maaşımdan trafik cezası keserek mi dolduracaklar acaba?
Sayın Valim Ersin Yazıcı, Sayın Emniyet Müdürüm Mehmet Murat Ulucan, fahri trafik müfettişi olayını biraz fazla abartmış olamaz mıyız?
Kiminle konuşsam fahri trafik müfettişi mağduru.
Şu işe bir el atsanız. En azından bazı fahri müfettişlere gözlük yardımında bulunsanız.
MİMARİ FACİALAR
Sosyal medyada 'Mimari facialar' diye platform var. Burada mimari olarak absürt ne görüyorlarsa yayınlıyorlar. Ülkemizin nadide ustaların yaptığı muhteşem eserlere yer veriyorlar.
Bilin bakalım dün Antalya bu platforma nasıl düştü. Korkuteli Osman kalfalar köyündeki tarihi eserlerin üzerine döşenen pvc borularla halka arz oldu.
Yapılan yorumları gördükçe Antalya'lı olarak kahroldum. El alemin elinde bir tane numunelik tarihi eser yok iken, bizim yaptığımızdan hicap duydum.