İyi bir hafta geçirmeniz dileği ile bu haftanın ilk yazısına başlayalım.
Cumartesi günü kısa adı HUDER’in Hukuki Araştırmalar Derneğinin düzenlediği 1. Antalya Kent ve Hukuk sempozyumuna Başkan Av. Osman Zeki Özcan’ın daveti üzerine Mimar Sinan Kongre merkezine gittim. (Çok yararlı bir sempozyumdu. Son yıllarda vatandaşlarımızın adaletle ilgili kalplerindeki soru işaretlerine cevap arandı. Geciken adaletin vatandaşların üzerindeki etkisi konuşuldu. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Sayın Orhan Özdemir’in “İstinaf uygulamalarının pratikte yansımaları” konuşması çok güzel ve derinlikli bir açıklamaydı. Moderatör olarak Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Altunkaya’nın adliyede bu sürece nasıl gelindiğiyle ilgili açılış konuşması da çok yerinde ve iyi tespitlerdi.)
Sessize aldığım cep telefonum sürekli çalması nedeniyle yerimden kalkarak cevap vermek üzere salondan ayrıldım. Dışarısı ana-baba gününe dönmüş.
Kongre merkezine girerken etrafta gördüğüm insanlar meğer HUDER’in sempozyumuna değil, AK Parti Ar-Ge ve Eğitim Başkanlığının düzenlediği ve iki gün sürecek “Teşkilat akademisi Antalya Eğitim” programına gelmişler.
Bu sefer özellikle gençleri daha çok gördüm. Ak Partililer büyük bir disiplin ile teşkilatın düzenlediği eğitim programına tam kadro gelmişler. Salona giriş çıkıştan, öğle yemeğine, çay ikramına kadar büyük bir düzen ve disiplin hakimdi.
Dışarda ağaların ağası Muammer Ak güneşe vermiş yüzünü, gülümseyerek birkaç kişiyle oturuyordu. Hardal rengi kazağı ve boynuna doladığı poşuyla bir adam var. Eli yüzü düzgün, sakallı birisi. Özellikle kadınlar bu adamla fotoğraf çektirmeye çalışıyordu. Kadınlar kendi aralarında resmen kırılıyorlar, birbirlerini eziyorlardı.
Herhalde çok önemli birisi veya sanatçı diye geçirirken, Ak Parti Antalya il örgütünün sevgili basın danışmanı Furkan kardeşimizi gördüm ve tüm cehaletimle sordum. “Abam bu kim?” Abdurrahman Uzun diye youtubermiş!. Meğer Ak partili gençler arasında çok popüler birisiymiş.
Kadınların etrafını sardığı youtuberi dışarda bırakıp, salonu şöyle bir dolaştım. Kongre merkezinin en büyük salonu hınca hınç doluydu. Sahnede Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan konuşuyordu. Zolan’ın konuşmasını sonuna kadar dinledim. Başkan Zolan konuşmasının sonunda ise Denizli’de yaptıkları hizmetlerden oluşan bir görsel brifing verdi.
19 İlçeden ve ana kademeden oluşan topluluk Sayın Zolan’ın yaptırdığı kavşakları, parkların, içme suyu, drenaj kanallarının filan fotoğraflarını gördükçe alkışlıyorlardı.
Başkan kendi ağzıyla söyledi. Önce Nihat Zeybekçi ile birlikte ardından 7 Yıldır kesintisiz Denizli’yi yönetiyor ve Antalya’lı Ak Partililer ise Denizli’ye yapılan hizmetleri alkışlıyor.
Bundan sonra yazacaklarım hizmet yarıştırmak olarak algılanmasın.
İyi de sevgili Ak Partinin Antalya’lı neferleri, Menderes Türel’in ilk dönem yaptığını hadi unuttuk. Ya son döneminde Antalya’ya yaptığı hizmetler, Denizli’de 7 yıldır yapılanları ona katlar kardeşim. Ekranda gördükleri bilgisayarda hazırlanmış parkları alkışlayacağınıza kilometrelerce halkın hizmetinde ve kullanımında olan Konyaaltı sahil projesini alkışlasanıza. Raylı sistemi, katlı otoparkları, çocuk oyun evlerini, meslek edindirme kursları, taa uzak bölgelerde bile dar gelirliler için açılan ücretsiz spor salonlarını, alt geçitleri, üst geçitleri hangi birisini sayayım projelerin. Rengarenk Boğaçayında fotoğraf çektirmesini biliyorsunuz ama bu güzelliği kimin hizmete soktuğunu unutmuş gibisiniz. Burada o hizmetlerden onlarcasını sayabilirim.
O toplantıda olması gereken, konuşması gereken bana göre Denizli Belediye Başkanı değil, Menderes Türel’dir.
Ak Parti Antalya İl Başkanı Sayın Av. İbrahim Ethem Taş ve sayın il yönetimi üyeleri Menderes Türel’in isminin üzerini böylemi kapatacaksınız?
Sakın bana “Genel merkez belirledi, aynı gün Sayın Menderes Türel’de Isparta’da konuşması vardı” gibi şeyler söylemeyin. Yemezler!
Ama halkın gönlündeki Menderes Türel böyle ölmez! Bence füze atın füze. . . .