Geldik muhteşem hafta sonu yazımıza
Dün sosyal medyada Şükrü Ağırman kardeşim yayın yapmış. "Kaza yaptım, ama bende bir şey yok" diye. Öncelikle Şükrü kardeşimize geçmiş olsun diyorum.
Ama biliniz ki Şükrü Ağırman bizim meslekte en komik olayların, en absürt vakaların başına geldiği isimlerden birisidir. Emin olun buna.
Geçen günlerde belediyedeki bir toplantıya katılmak üzere Büyükşehir'e geliyor. Birlikte çay içtik, ayrıldık. 5 dakika sonra 'aracıma bunu yaptılar' diye bir şey yayınlamış. Şükrü'nün arabası çamurdan görünmüyor. Ben kasten yapıldı diye sosyal medyadan veryansın ediyorum, arkadaşlar filan yardırıyoruz.
Derken arkasından traji-komik bir olay çıktı. Aracını park ettiği ara sokakta akli dengesi bozuk bir kadın varmış. 'penceresinin önünü kapatıyor' diye sen kalk önce toprak topla ve suyla çamur haline getir. Ardından Şükrü'nün arabasının her yerine çamurla kaplamış.
Daha sonra Şükrü anlatıyor, "Ben de ne güzel boş yer buldum diye seviniyordum. Meğer herkes biliyormuş o kadının yaptıklarını. Penceresinin önüne park eden her arabaya aynısını yapıyormuş. O nedenle sokağın o bölgesi boş kalıyormuş. Ben nereden bileyim" diye anlatıyor. İşte böyle en absürt olayların kahramanıdır.
Geçmiş yıllarda DHA-Hürriyet'te beraber çalışıyoruz. Akşam saatleri ve anons geçti polis telsizinden 'Çevre yolunda ölümlü trafik kazası" diye. Olay yaşlı bir karı koca; şimdi ATSO'nun olduğu binanın önünden karşıdan karşıya geçmek için çevre yoluna çıkmışlar. Yaşlı kadın önde, kocası arkasında karşıdan karşıya geçerken hızla gelen bir araba yaşlı adama çarpıyor ve olay yerinde ölüyor. Kadıncağız bir dönüyor ki, kocasına araba çarpmış ve yerde yatıyor. Görgü tanıklarının ifadesine göre bağırarak kocasına doğru hamle yapınca, arkadan gelen başka bir araba yaşlı kadına çarpıyor ve o'da olay yerinde ölüyor.
Şükrü Ağırman, ben ve efsane şoförümüz Yusuf Kaptanla olay yerine gitmek için hareket ettik. Ceset kaldırılabilir diye, şoförün kavşaktan döneceği zamanı kaybetmemek için çevre yolunda, olay yerinin karşısında indik ve biz de karşıdan karşıya geçmek istedik. O dönemlerde aşırı kilolu olmama rağmen, haber anında çok seri ve hızlıyımdır. Yolu geçtim ve refüje ulaştığımda, refüjün ortasının drenaj kapaklarının olmadığını fark ettim ve kıvrak bir vücut hareketiyle refüjün karşısına atladım. Bu arada sol tarafımdan IIIIĞĞĞGNK diye bir ses duydum. Döndüm 'Şükrü' dedim, Şükrü yok.
Aşağıdan inleme sesi gelince, baktım drenaj kanalının içinde boylu boyunca yatıyor bu. Meğer alaca-karanlıkta bu refüjdeki kapakların olmadığını fark edememiş. Adımını attığı anda çukuru boylamış. O IIIIĞĞĞĞGNK sesi ise düştüğü sırada çıkan sesmiş. Baktım buna "İyi misin?" dedim. Aynı sesle cevap verdi. "Tamam canlı bu" dedim. Ölen karı-kocayı her an kaldırabilirler, fotoğraf çekemem diye, bunu çukurda bırakıp, Yusuf kaptana seslendim, "Şükrü çukurda, kamerayı al ve acil gel" dedim ve ben olay yerine koştum. Fotoğrafları ve kamera kayıtlarını tamamladıktan sonra Şükrü'yü bulunduğu yerden kurtardık.
Doğal olarak Şükrü'nün haberini de yaptım, "Habere giderken haber oldu" diye. Ve böylece bir olay yerinden iki haber çıkarmış oldum.
İşte bizim Şükrü Ağırman böyle traji-komik olayların kahramanıdır. Emin olun başına gelen bu trafik kazasında da mutlaka komik bir yanı vardır.
Yeniden geçmiş olsun Şükrü kardeşim. Cana gelmesin de, mala gelsin.