Bu gün Salı ama olsun, iyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlayayım.
Günümüzün konusu seçim sonuçları. Haydi onları değerlendirelim azıcık.
Türkiye genelini elbette yapacağız ama o genel olarak ulusal kanalların, ulusal gazetecilik yapanların işi. Ben azıcık Antalya’yı değerlendireyim size.
Naçizane acemi bir siyaset yazanı olarak “AK Partinin ölüsü 5-6 vekil çıkarır” dediğimde CHP cenahı beni Ak Partili militan ilan etmişti.
Dost toplantılarında CHP yörükleri yok saydı. Bu nedenle 5 veya taş çatlasın 6 vekilliği layık gördüğümde “Hadi canım sende. 8’zi aldık, 9. Sıradaki vekilimize götürmeye çalışıyoruz” diyenler oldu.
Ne oldu yarenler?
Yuttuğunuz helyum gazı kaçtı mı?
Kendi fikirlerinde olanlarla oturup-kalkıp birbirlerine helyum gazı verenler sahayı okuyamadılar.
Ve hala, ısrarla okumamakta direniyorlar.
Ha bu arada şunu da söylemekte yarar var.
Eğer Ak Parti listesinde Menderes Türel’in ismi olsaydı, durum çok daha farklı olur ve Ak Parti 8 vekil çıkarabilirdi. CHP'de 4 vekilde kalırdı. Türel’in Antalya üzerindeki itici ve sürükleyici gücünü bu kadar net söylüyorum.
Bu arada Ak Parti ve CHP Genel Merkezlerinde 2. Tur için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilk görevden almasını Onursal Adıgüzel ile başladı. Bunun devamının geleceğini tahmin ediyorum.
CHP’de alttan başlayan yerel seçimler öncesi kongre hazırlıkları da hız kazanmış görünüyor.
Neyse biz konumuza geri dönelim.
İktidar partisi haricindeki muhalefet partilerinin neredeyse tamamı Antalya’da ithal aday gösterme yarışına giriştiler.
Biz de günlerce dilimizin döndüğünce, kalemimizin yazdığınca “Bu kente navigasyonla seçim çalışması yapacak ithal adayları göstermeyin. Antalya’lı aday gösterin. Yörük aday gösterin” dedik.
Kendi memleketinden oy alamayacak adayı neden Antalya’lının önüne servis yapıyorsunuz?” dedik.
Bu memlekette Antalya’lı nüfusu, yörük nüfusu ezici çoğunlukta dedik.
Zamanında internetin, iletişim araçlarının bu kadar yaygın olmadığı dönemlerde ana akım medyanın Antalya Bürosunun başında olan Antalya’lı olmayan Sivas’lı, İzmir’li, Konya’lı, Ankara’lı gazetecilerin yaptığı “Antalya’da Antalya’lı kalmadı. Antalya’lı nüfus yüzde 10 kaldı” minvalindeki martavallar insanların beynine işlemiş.
Seçime birkaç gün kala Has Yörükler Derneği olarak bir basın açıklaması yaparak “Yörükleri yok sayanları, görmezden gelenleri kınıyoruz. Yörük açılımı yaparak ağzımıza bir parmak bal çalıp, bizi tavlayıp, daha sonra yörükleri yok sayanları, biz de sandıkta yok sayıyoruz” dedik.
Kusura bakmayın ama nitekim dediğimiz gibi oldu.
CHP hariç, her parti ithal adayların yanında Antalya’da yörük dengesini listesine yansıtmaya çalıştı ve yaptılar da. Ak Parti’de İbrahim Ethem Taş, Tuba Vural Çokal, Kemal Çelik, MHP’de Hilmi Durgun, Mustafa Aksoy, İyi Partide Ali Adnan Kaya gibi isimleri listede seçilebilecek yerlerde gösterdiler.
Bir tek Ali Adnan Kaya kazanamadı bu listede.
O’da biz yörüklerin suçu değil.
İyi parti eğer 1. Sırada ithal Afyonkarahisar’lı bir kişiyi, ne bileyim 4. Sıraya Bursalı turizm patroniçesini, 5. Sıraya Batman’lı ulemayı koyunca yörükler geri bastı.
Yüklendiler MHP’ye
Seçim çalışmasını "Antalya'nın yörük evladı" diye yapan Hilmi Durgun'u meclise taşıdılar.
Bu gün seçim sonuçlarına baktığımız yerde Antalya’nın 17 vekilinden 7’sinin Antalya’lı olmadığını, Antalya’ya aidiyet duygusuyla bağlı olmayanların seçildiğini görüyoruz.
İthal vekil olayında CHP’de durum vahim.
Bu gün seçilen 6 milletvekilinden sadece Cavit Arı Antalya’lı.
Antalya’lı olarak Cavit Arı’nın üzerinde büyük bir yük var artık.
Listeyi hazırlayan, Antalya’lı CHP’lilerin önüne koyan Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na laf edemeyen, kendi mahallesinde linç yerim korkusuyla öfkesini Muhittin Böcek’e kusuyor.
Seçilmiş il başkanını görevden alındığında hiç sesini çıkarmayan CHP’liler, yerine müdür olarak atanan ve ithal adaylar listeye konulurken gıkını çıkarmayan Denizli’nin has evladı İl Başkanı Nuri Cengiz’e laf edemeyenler, Muhittin Böcek’e saydırıyor.
Sanki kalem Muhittin Böcek'in elindeydi!
Böcek'in kusuru, her şeye rağmen itiraz etmeyip, listeyi kabullenmesindeydi. Eğer Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ağırlığını koymuş olsaydı bu liste böyle olmazdı.
Bazıları sırf Muhittin Böcek'e gıcık olduğundan dolayı ama samimi partililer Muhittin Böcek'in genel başkana direnmemesi, listeyi hazırlayanlara boyun eğmesinin sonucu olarak, ağır faturanın bedelini şimdi onun boynuna geçiriyorlar.
Daha önce yazdım bu günkü Anayasa’nın 6 kişilik mimarlarından olan Serap Yazıcı Özbudun Denizli’ye yazıldı. Denizli İl Başkanı örgütüyle birlikte ayağa kalkıp Ankara’ya yürüyünce, kaydırdılar Antalya’ya. Denizli’nin has evladı Nuri Cengiz’in ağzını açıp itiraz ettiğini duydunuz mu?
Kimse bana bizde örgüt terbiyesi var, vırt, zırt demesin. Övündüğünüz örgütçülüğünüz sizde olsa, seçtiğiniz il başkanı görevden alındığında ayağa kalkardınız. Nuri Cengiz, bir gün önce Nusret Bayar lehine beyanat verip, ertesi gün verilen il başkanlığı görevini kabul etmezdi.
Cenahınızı az-çok tanıyorum artık.
Neyse, kaldığımız yerden devam edelim.
CHP Genel Başkanı ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve çevresindeki çok değerli siyaset bilimci arkadaşlar Antalya’lıları ve Yörükleri yok sayıp, görmezden geldi.
CHP içinde Yörükleri temsilen il Hatunumuz, CHP eski İl Başkan Yardımcısı, turizmci, eğitim kurumları sahibi, geniş ölçekli tarım yapan Sibel Gezen’i seçilemeyecek bir sıraya yerleştirdiler.
Bizlerle alay edercesine 17. sıraya, listenin sonuna ise Döşemealtı’ndaki yörükleri temsilen Mehmet Gök’ü koydular. Sonra kendi aralarında listenin sonunda demek yerine biraz da Sayın Gök’ün soy isminden yola çıkıp kafiye üretip ‘Listenin G.t’ü’ diye dalga geçtiler.
Böylece CHP’ye gönül vermiş yörükler ile maytap geçtiler.
Bu durum biz yörüklerin çok ağrına gitti. Gururumuzla oynadılar.
Peki sahada kim çalıştı?
Saadet Partisinin adayı seçime 20 gün kala geldi.
Onda da gelmez olaydı. Kadınların elini sıkmayan şalvarlı ve göbeğine kadar sakallı, takkeli partili arkadaşları ile sahaya inince, millet bir irkildi. Hazır gelecek oylar kaçtı.
Birileri Manavgat’tan çıkmadı. Buna rağmen Manavgat’ta 2. Parti oldular.
(Manavgat’lı Isparta’lı birisine oy vermez dedim. Nitekim Cumhurbaşkanlığında Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verdiler ama milletvekilliği oy oranına bakınca hüüüüp, oylar 67 bin 181’re düşüvermiş. Yani diğer partilerle birlikte 20 bin 292’lik bir fark yemişler.)
Neyse, birileri ‘Benim yerim değişti. Ben seçilemem” diye seçim çalışmasını sponsorlu sosyal medyadan yaptı.
Antalya’da karşılığı bulunmayan 10 oy, yazıyla yazayım şuraya da şaşırılmasın. On adet oy bile getiremeyen, karşılığı olmayan bazıları vitrin süsü gibi, süslenip-püslenip sanki ceket tanıtımı için podyuma çıkan mankenler gibi vatandaşların beğenisine sunuldu.
Vatandaş sanki en iyi mankeni seçecekti.
Ama listenin seçilemeyecek yerinde olmasına rağmen, meclise gidemeyeceğini bile bile Sibel Gezen ekibiyle birlikte tam kadro sahadaydı. Sırf partisi bir oy fazla alsın diye cebinden onca para harcadı.
Babasını kaybettiği için aday tanıtım toplantısına katılamadı. Toplantıya katılmadı diye tanıtım videosunu göstermeyen, partililere duyurmayan bu il yönetimine rağmen çalıştı. Kendisine, kendi partililerin yetkili makamlarını dolduran bazıları tarafından onca yapılan haksızlıklara rağmen çalıştı.
Partililik, partiye bağlılık ruhu veya örgütçülük bu olsa gerek.
Ben olsam hayatta yapmazdım.
Mehmet Gök ise çekti körüklü çizmelerini, parti nereye yazdıysa orada hazır oldu.
CHP olarak geldiğiniz noktayı söyleyeyim size.
Antalya’da oylarınız engellenemez bir şekilde eriyor.
Genel Başkanınız nasıl Onursal Adıgüzel’i görevden aldıysa, daha önce de Nusret Bayar’ı görevden aldıysa, Antalya’daki atanmış müdür olan il başkanınızı çok acilen görevden alınması gerekiyor.
Artık geçinmek için belediyelerde iş takipçiliği yapan, CHP’li belediyelerden maaş bağlanmış tüm il yönetimini fesih etmesi gerekiyor.
Sonuçta il kongresinde de CHP’lilere büyük iş düşüyor.
Yerine seçeceklerinizi Antalya’lı, Antalya’ya aidiyet duygusu ile bağlı olanlardan tercih etmenizi tavsiye ediyorum. Yoksa böyle rantiyeci bazı il yöneticileri ile seçimlerde her zaman olduğu gibi yine patlarsınız.
Ha bu arada lütfen kulaklarınızı sahayı iyi okuyup, size hoşunuza gitmeyen gerçekleri söyleyen gazetecilere değil, ücreti mukabilinde CHP gazeteciliği yapan, sizin kulaklarınıza ‘seçileceksin kıymetlimisssss’ diye gaz verenlere kapatın.
NOT: Açık yüreklilikle ve samimiyetimle söyleyeyim. Ak Parti'den aday olan Antalya'ya aidiyet duygusuyla bağlı İzzettin Sultanyar'ın seçilmesini çok isterdim. Ak Partili milletvekili adayları içinde böyle çalışma görmedim.