Dün yazılı ve görsel medyanın yanı sıra sosyal medyada kafayı yemiş birisi elinde satırla, gencecik bir fidanı hayattan koparmasının haberlerini tartıştılar gün boyu. Bu tür olaylar bana yabancı değil. Zira 31 yıllık meslek yaşamımın 26 yılında bir fiil ölü görmediğim gün yoktu maalesef. Yani cinayet, intihar trafik kazası ve diğer nedenlerle ölenlerin binlerce olaylar haber unsurumdu.
Ama sıradan halkımız bunu Amerikan psikopat filmlerinde izlerdi. Filmlerin haricinde İskandinav ülkelerinde görülürdü bu tür manyaklıklar. Mesela Norveç’in başkenti Oslo yakınlarındaki Kongsberg’de bir manyak ortaya çıkıyor ve eline bıçak gibi bir aletle tam 5 insanı katlediyor. Yolda yürürken gördüğü insanları bıçaklayarak öldüre öldüre gidiyor. Görgü tanıkları önce katilin elindeki ok zannettikleri için haberlere okla 5 kişiyi öldürdü olarak geçiyor.
Dün sosyal medya yıkıldı bu kaçak dernek yurdu ile ilgili olarak.
Öncelikle merdiven altı dernek olarak tanımlayabileceğimiz bu derneğin ve olayın meydana geldiği kaçak öğrenci yurdunun, 70 yıllık geçmişe sahip İlim Yayma Cemiyeti ile uzaktan yakından alakası yok. Zaten bu konuyla ilgili olarak bir açıklama yaptılar.
Lamı-cimi yok arkadaşlar. Bu konuda en büyük sorumluluk devletindir. 1+1 stüdyo dairelerde günü birlik kiralama yapan yerlerle ilgili olarak “Buralarda aşna-fişna işleri olabiliyor veya başka güvenlik gerekçeleriyle” yetkililerimiz kimseye göz açtırmazken koca kaçak yurt yıllardır nasıl faaliyetine devam edebildi?
Ama emin olun bu günden itibaren de, üniversite öğrencilerinin yoğun olarak yerleştiği Kültür Mahallesinin altı üstüne getirilir, kaçak yurtlarla ilgili olarak çalışma yapılır.
Buna da eyvallah! Ama giden o canı geri getirmeyecek, toprağa düşen o fidanı geri getirmeyecek.
Ama ben olayın başka yönünden daha bakayım. Aldığım bilgilere göre kaçak olduğu tespit edilen bu yurdu işleten derneğin yönetiminde Antalya’da bir okulun müdür yardımcısı var. Yani bir eğitimci var arkadaşlar.
Başka bir şey daha söyleyeyim, öldürülen gencimizin babası da Kahramanmaraş’da bir okulun müdür yardımcısı.
Eğitimcilerin yoğunlukta olduğu bir dernek bu arkadaşlar.
O eğitimci baba da birilerinin referansı ile derneğin yönetiminde kendi meslektaşları var diye güvenerek evladını o yurda yerleştirmiştir.
Kaçak yurtla ilgili olarak eleştirebildiğimiz kadarıyla eleştirdik.
O zaman olaya hakkaniyetli bir şekilde bir de şöyle bakalım. İçinde bir gram insanlık olan hiç kimse böyle bir olaya göz yummak istemez. Cemaatleri savunduğum anlamı çıkmasın ama hiçbir dernek yöneticisi de böyle bir şey olsun istemezdi.
Aşçılardan istenen belgelerin arasında ruh sağlığı ile ilgili bir bölüm yoktur. Hijyen ve hastalıkla ilgili bölüm vardır. Mesela akciğer filmi çektirilir, verem savaş derneğinden verem olmadığına dair belge alınır. Gaita testi yaptırılır. Tenya ve başka bulaşıcı şeyleri var mı diye bakılır. Ama ruh sağlığı ile ilgili bir sıkıntı varsa yasal olarak onu işe almakta bir sakınca yoktur.
İşte bunu tartışmak lazım.
Nasıl bir polis memurunun psikolojik sorunu varsa, hemen meslekten el çektirilir ve malulen emekli edilir. Zira belinde beylik tabanca vardır ve her an birilerine zarar verebilir mantığı ile bakılır olaya. Aynı şeyi her işe girenle ilgili de yapılmalı diye düşünüyorum.
Muhtemelen yurt görevlileri aşçının fiziki sağlığı ve hijyeni ile ilgili raporları almışlardır. Ama ruh sağlığını hiç düşünmemişlerdir. Adamın psikolojik rahatsızlığından haberleri varsa bile “Nasıl olsa aşçı, mutfaktan çıkmaz” mantığı ile bakmışlardır duruma. Olayların buraya kadar gelmesi üzerine onlar da panik halinde şu anda.
Başka bir yönden ise, böyle bir manyağı muhtemelen birilerinin referansı ile işe alınmıştır.
İşte o referans olan kişi bulmalı ve böyle bir psikopata nasıl kefil olarak bu olayın olmasına neden oldun? Diye asıl ona hesap sorulmalı.