Bu gün sizlere ilginç olaylar silsilesi anlatacağım.
Bilenler biliyor. Ofisim olmadığı için gündüzleri arkadaşımın işyerinde oluyorum, orada vakit geçiyorum. Hani şu koca parasıyla gazetecilik ve siyasetçilik oyunu oynayan tipitoşun "Otoparkçılık yapıyor" diyerek beni aşağılamaya çalıştığı yerdeyim genellikle.
Geçenlerde Kepez Belediyesi basın danışmanı Gültekin Bursalı ile çay-kahve muhabbeti yaparken CHP cenahının yakından tanıdığı eski Muratpaşa Meclis üyesi Mehmet Tosun ve STOKDER Genel Başkanı Canip Can geldiler. Biz sohbet-muhabbet ederken laf döndü dolaştı Dokumapark ve orada yapılan müze konseptine.
Mehmet Tosun ağabeyimiz, Dokuma arazisinin dönemin Ak Partili Belediye Başkanı Erdal Öner tarafından pazarlanmasını, birileri tarafından iç edilmesini önlemek için nasıl bir mücadele başlattıklarını filan anlattı. Gültekin Bursalı'da doğal olarak Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü'nün Dokumaparkta yaptığı eserleri anlattı ve Dokumapark nostalji müzesini ve müze konseplerini gezdirmek için davet etti.
Aradan bir süre geçti biz bu daveti unutmuştuk.
Aylar sonra nerden aklımıza geldi hatırlamıyorum. Hüsnü Şahin, Mehmet Tosun, Canip Can, İdris Özyol ve ben hep birlikte Dokumapark'a gittik. Sağolsun Gültekin Bursalı kardeşimiz de bize eşlik etti. Cemil Meriç kütüphanesi ve diğer müzeleri gezdik. Anılar arasında dolaştık, herkes Dokuma'nın ne kadar güzel bir müzeler kompleksi haline geldiğinden bahsetti. Hele bizi gezdiren müzeler koordinatörü Emrah Ünlüsoy kardeşimizin genç yaşına rağmen derin tarihi bilgisi ve kültür birikimi karşısında ekibin ağzı açık kalmıştı. Arada müzelere objeler bulurlarken, müzayedelerden parçalar toplarlarken Hakan Tütüncü'nün ne kadar titizlendiğini ve kesinlikle kaleme alınıp, tarihe not düşülmesi gereken bir çok anekdotunu da anlattı. Saatlerce Emrah Ünlüsoy'u dinledik ama bir saniye bile sıkılmadık.
Çay-kahve için bir mola verdiğimizde Hüsnü Şahin abimiz bize Dokuma ile yaptıkları mücadeleyi anlatırken gülmekten yerlere yattık. Ben de dilim döndüğünce size anlatayım. Hüsnü Şahin, Mehmet Tosun ve bir arkadaşları daha hep birlikte o dönemdeki belediye başkanı olan Erdal Öner'in Dokuma fabrikasının arazisini satmaması için fabrikanın önünde çadır kurup eylem başlatmışlar. Bir süre sonra herkes destek vermiş filan. Bu arada çadırda kalırken, bir yerlerinin soğuktan donduğunu esprili bir dille anlattılar. Eylemi nasıl sonlandırdıklarını ise anlatırken çok güldüm. Kim olduğunu hatırlamıyorum bunlara akşam yemeği vermek istemiş birileri. Bunlarda kalkmışlar yemeğe gitmişler. Söylemediler ama muhtemelen alkolü fazla kaçırmışlar. Sallana-tutuna fabrikanın önüne geri geldiklerinde ise çadırların sökülüp atıldığını, böylelikle eylemin sonlandığını anlattılar ama anlatırken aradaki esprileri duymanız lazım.
Her neyse, o gün çekilen fotoğraflar ile Hüsnü Şahin bu olaya vurgu yaparak sosyal medyadan bir paylaşım yaptı. Dokuma fabrikası önünde yaptıkları eylemin sonunda Hakan Tütüncü'nün kente böyle bir kültür merkezi kazandırdığı için teşekkür etmişti.
İşte olaylar bundan sonra başladı.
Olaya sosyal medyadan müdahil olan Yıldıray Sapan'ın sevenleri ve destekçileri, Dokuma'daki eylemi ve mücadeleyi CHP eski vekili Sapan'ın başlattığını ve davalar açtığına vurgu yaparak, kendisine de teşekkür edilmesi gerektiğini söylediler.
Daha sonra bu konu İdris Özyol, Hüsnü Şahin, Yıldıray Sapan ve Sapan'ın destekçileri arasında arasında döndü durdu. Ve sonunda Yıldıray Sapan'ın kendisine hakaret dolu bir mesaj gönderdiğini belirten İdris Özyol dün sabah adliyeye giderek eski CHP'li vekilden şikayetçi olmak istedi.
Ancak hesapta olmayan bir şey oldu.
İdris Özyol'un kesinleşmiş 3 günlük hapis cezası olduğu gerekçesiyle gözaltına alınıp, cezaevine konuldu.
Avukatlar olayı araştırınca ortaya tiraji komik bir şey çıktı.
Biliyorsunuz İdris Özyol, bir önceki yıl iki kişinin saldırısına uğramıştı. Bu konuyla ilgili olarak MHP Muratpaşa İlçe Başkanı Talu Bilgili'den şikayetçi olmuş, hatta bir önceki yıl yaşanan bu olay nedeniyle eylemler, basın açıklamaları filan yapmıştık. İdris Özyol doğal olarak bu konuyla ilgili eleştiriler ve başına gelenlerin sorumlusu olduğuna inandığı Talu Bilgili'yle ilgili veryansın edip, kendisinden şikayetçi olmuştu.
Meğer Talu Bilgili, hakkında yazılanları toparlayıp, kendisine hakaret edildiğini iddia ederek İdris Özyol'dan şikayetçi olmuş. Anladığım kadarıyla ve nasıl olduysa artık, İdris Özyol, gıyabında yargılanmış ve ceza almış. Cezası kesinleşmiş, haberi yok.
Yoldaşı-candaşı Ebru Küçükaydın yine İdris Özyol'un her zamanki gibi peşinde ve yine cezaevi kapılarında. Kendisiyle telefonla görüştüğümde İdris'i hapisten çıkarmak için çabalıyordu.
Muhtemelen gecenin ilerleyen saatlerinde İdris Özyol cezaevinden çıkmış olacaktır.
Ama bakar mısınız bizim çay-kahve sohbetimizin geldiği noktaya.