Antalya Kahveciler Odası Başkanlık seçimine iki gün kaldı. Aynı zamanda federasyon başkanı da olan Murat Ağaoğlu, “Allah gecinden versin” stresten kalp krizi geçirmez ise eğer, seçimin galibi gibi görünen Aşur Boydak’a bütçesi enkaz halinde bir oda teslim edecek gibi.
Aşur Boydak kazanırsa, Murat Ağaoğlu, Antalya Kahveciler Oda başkanlığının yanı sıra, federasyonu da kaybedecek. Elbette federasyon başkanlığına kim gelirse gelsin, önce bir denetimden geçirip de öyle teslim alacak. E peki bu denetim yapılırsa ortaya neler çıkacak?
Bence asıl korku işte orada başlıyor!
Azıcık ucundan anlatayım ben size
TESKOMB Başkanı ve bir dönem Ak Parti Milletvekilliğine de seçilen ve milletvekilliği döneminde “Fahri başkanlık” yapan Abdülkadir Akgül’e hediye puro satın alırken tanıştığı Edip Özbay, yani Murat Ağaoğlu’nun eski ortağı, iş yaptığı, federasyonun şirketine müdür yaptığı şahıs bakın neler diyor?
Sayın Edip Özbay, Murat Ağaoğlu ile ilgili olarak “Tanıştığım güne lanet olsun. TESKOMB Başkanı Abdülkadir Akgül puro içmeyi çok severmiş. O dönem özel purolar sattığım bir mağazam vardı. Akgül’e puro hediye etmek için mağazama geldi. Böylece tanışmış olduk. Puro işini bıraktıktan sonra Federasyon adına bana şirket kurdurdu. Federasyon adına kurulan ama sonradan şahsileşen şirkete, federasyonun üst katındaki bir yeri kiraladık. O dönemde başında olduğu kefalet kooperatifinin çalıştığı Antalya’daki Halk Bankasının müdürünün Ankara’da mobilyacılık yapan kardeşinden 3 bin liralık mobilyayı, afaki bir rakamla satın aldırdı. Dolaylı yoldan ‘para takdim etme’ işte budur. Ardından kahvecilere ucuz mal satma adına toptan alınan çay-oralet-kahve gibi işlerde komisyon alma işine girişti. Hatay’daki oralet firmasını, Rize’deki fabrikan alınan çay işindeki komisyonunu sorun lütfen kendisine. Federasyonun kurduğu şirkete alınan mallardan komisyon alıyor mu? Bu arkadaş o kadar beceriklidir ki, Çin’den okey takımı getirme işimiz ne olmuş? Bunu da sorarsanız kendisine çok sevinirim. Fotokopi fatura işlerine hiç girmeyeceğim. Sizin bir yazınızın altına yorum yaptım diye beni telefonla arıyor ve Ankara’ya gelince yanıma gelecekmiş. Acaba hangi yüzle gelecek?” dedi.
Ne diyelim. Edip Özbay için söyleyebileceğim tek şey var, “1.5 metre gördüğün suyun derinliğini, dibinde yosun mu var, çamur mu var bilmeden, pislik bulaşmasın diye paçanı sıvamadan ne diye dalıyorsun çaya?”
Her neyse, işte bu gibi nedenlerle Murat Ağaoğlu, federasyon başkanlığını kaybetmemek için eskiden kimi adam yerine koymuyorsa onunla bir araya gelmişler. Pek kimse yok yanında ama bazı eski yol arkadaşlarını yanına toplamaya başlamış.
Birbirlerini andıkları anda, ağızlarından sinkafsız söz çıkmayan Santral Mahalle muhtarı Yavuz Karacan’ın ardından, daha düne kadar ağıza alınmayacak sözler söylediği “Zimmetine para geçirmek ve görevi kötüye kullanmak” suçundan birlikte yargılanıp, ceza alarak, mahkum oldukları Hüseyin Özsoy’da son anda sahneye çıktı.
Sayın Özsoy, kendisinden 25 yaş küçük eşini adaleli ve üçgen vücutlu genç birisine kaptırmanın getirdiği ezikliği üzerinden atmış demek ki, Aşur Boydak karşısında zayıf kalan Murat Ağaoğlu adına piyasaya çıkmış ve kahveci seçmenine sahip çıkmaya çalışıyor.
Böyle durumda adama gülerler ya. .
Yavuz Karacan’ı daha önce uyarmıştım. Murat Ağaoğlu’na yaklaşan herkesin başına bir şey geliyor diye. Son örneği Edip Özbay’ın düştüğü durumları öğrenince bir kez daha bu adama selam dahi verenin, ilahi bir adalet kılıcıyla başına çeşitli işler geldiğini teyit etmiş olduk.
Sayın Karacan, duyduğum kadarıyla babanız rahatsızmış. Öncelikle geçmiş olsun. Ama emin olun bu günler daha iyi günleriniz. Yakında seçim derdine elinizde avucunuzda ne varsa gittiği gibi, oturduğunuz muhtarlık koltuğunu da kaybederseniz hiç şaşırmam.
Bak bugün komşu mahalleniz Çamlıbel Mahallesi için genç bir kardeşimiz Ramazan Çatal yerel seçimlere 2 yıldan az bir süre kala bu günden muhtarlık adaylığını açıklayıverdi. Kısmet olursa yarın da sizin mahallenin muhtar adayınız açıklar belki!
Aşur Boydak’ı ezip geçebilmek adına, destekçilere bazı kefalet kooperatif başkanları da dahil olmuş.
Bazı Kefalet kooperatif başkanları kendi kooperatiflerinden kredi çekmiş kahveci esnafını telefonla arıyorlar tek tek. “Oyunuzu Aşur Boydak’a vermeyin” diye. Bu borçlu ve zor durumdaki kahveci esnafına en hafifi mobbingdir, şantajdır.
Dediğim gibi, seçime iki gün kala Murat Ağaoğlu, güçlü rakibi Aşur Boydak karşısında hezimete uğramamak için her türlü enstrümanı kullanmaktan geri durmuyor. Bu normaldir. Her aday seçimi kazanabilmek için elbette çeşitli çalışmalar yapacaktır.
İşte bu nedenle Antalya'da aranılıp-sorulmayan, pandemi döneminde canı çıkan Antalya Kahveci esnafı bir anda kıymete bindi. Telefonlara cevap vermeyen oda başkanı, "Telefonum 24 saat açık, arayan herkes bana ulaşabilir" diyor.
Yav he he he
İşte bu haseple Sivas’tan, Gebze’den, Akhisar’dan, Şanlıurfa’dan üç-beş oda başkanı sıraya girdiler ve Antalya’daki memleketlileri olan kahveci esnafını telefonla arayarak taciz ediyorlar, Aşur Boydak'a oy vermemeleri için ikna etmeye çalışıyorlar.
Bunların arasında en çok Sivas Oda Başkanı Beşir Köksal’a güldüm. Üç adayla gidilen seçimde aldığı oy sayısı 187. En yakın rakibi 154 oy almış. İkinci rakibi 106 oy almış. İki rakibinin oy toplamı bunun aldığı oyu neredeyse ikiye katlayacak. Yani seçimi 33 oy farkla alabilmiş. En yakın rakibi olan Adem Ertuğ 17 kahveciyi daha ikna etse seçimi kaybedecek. Sivas Esnaf Odalar Birliği Başkanı olan Beşir Köksal’ın aldığı oya bakar mısınız? Eğer 17 kişi daha Adem Ertuğ’a veya Sedat Karabulut’a oy vermiş olsaydı, Sivas Esnaf Odalar Birliği seçimlerine de giremeyecek olan Beşir Köksal bu gün çıkmış Antalya’daki Kahveciler Odası seçimine burnunu sokuyor.
Te Allahım ya . . .
Antalya’lı kahveci esnafının iradesine ipotek koymak kimsenin haddi değildir!
Bazı oda başkanları bir de seçim günü Antalya’ya geleceklermiş.
Hoş gelirler, sefa getirirler. Ancak hemşehri ayağına Antalya’lı kahveci esnafının iradesine ipotek koymaya kalkarsanız, burada yaşayan insanlara biraz ayıp etmiş olursunuz.
Yanınızda getireceğiniz adamlarınızı da getirmezseniz iyi olur. Yoksa burada kavga çıkar ve bir Antalya’lı olarak Antalya’nın isminin böyle bir kavgada duyulmasını hiç istemem.
Yeri gelmişken buradan öncelikle Antalya Emniyet müdürlüğüne ve güvenlik şubesine seslenmek isterim. Seçim günü, “Oda başkanıyım” diyerek seçim salonuna dalacak özellikle yevmiyeli çok kişi olacaktır. Seçimin güvenliğini sağlamakla görevli olduğunuzu unutmamanız gerektiğini hatırlatırım.
Hele ki “Misafir oda başkanı” gibi sıfatlara filan hiç itibar etmeyiniz. Madem Aşur Boydak karşısında aciz kalan Murat Ağaoğlu’na destek vermeye geliyorlar, boş durmasınlar. Kapı önünde hemşehrilerini beklesinler.
Aynı hassasiyeti Muratpaşa Seçim Kurulu’nun ve Antalya İl Seçim Müdürlüğünün de göstereceğini düşünüyorum.
İyi olanın kazanması için her iki adaya da başarılar diliyorum. Ama köylüm olan Aşur Boydak’a biraz daha fazla başarılar diliyorum.