Platform oluşturma hazırlıkları içinde olan 15 derneğin başkan ve üyeleri Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’yü, ziyaret etti. Nezaket ziyaretinde bulunan dernek üyeleri, oluşturacakları platform hakkında da Başkan Tütüncü’ye bilgi aktardı. Dernek üyelerinin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Tütüncü, “İdeolojimiz, partilerimiz, felsefelerimiz, meşreflerimiz bunlar birbirinden farklı olabilir, olmalıdır da… Sonuçta bütün partiler bizim. Bu ülkenin bütün insanları bizim. Nazım’da bizim, Necip Fazıl’da, Özdemir Asaf’ta, Cemal Süreyya da bizim. Sezai Karakoç’ta, Cahit Sıtkı da bizim. Hepsi bizim. Ve bu güzel ülke hepimizin… Ben hiç birinizi hiç birinizden, hiç birinizi de kendimden ayırt etmiyorum. Demokrasilerde kafa sayısınca düşünce, yürek sayısınca da sevgi vardır. Ben hepinizi çok seviyorum. Her zaman sizlere kapımız gönlümüz sonuna kadar açık.” diye konuştu.
Bu belediye hepimizin belediyesi
“Bu belediye şahsımın belediyesi değil, hepimizin belediyesidir.” diyerek sözlerine devam eden Tütüncü, “ Buranın sahibi, sizlersiniz. Bizler gelip geçiciyiz. Makamlar kalıcıdır. İnsanlar buradan hep gelirler geçerler. Önemli olan bizler buradayken güzel bir esere daha imza atabilmek. Önemli olan o eserlerin mutluluğunu da birlikte yaşayabilmek. Sizin mutluluğunuz benim mutluluğum. Bu şehirdeki her bir hemşehrimizin mutluluğu bizim mutluluğumuzdur. “ dedi.
Antalya’ya 1980’li yıllarda büyük göç
Başkan Tütüncü, dernek başkanlarının Kepezle ilgili sorularını da yanıtladı. Kepez’deki büyük değişim ve dönüşümü anlatan Tütüncü, Antalya’ya göç dalgasının 1980’li yıllarda başladığını hatırlatarak, bu yıllarda özellikle bacasız sanayi denilen turizmin yükselmesinin beraberinde Türkiye’nin değişik yerlerinden Antalya’ya göçleri sonuçladığını söyledi. Şehirciliğin temel kurallarının olduğunu belirten Tütüncü, “Şehircilik anlayışında önce bir arazinin üzerinde hukuki problemler çözülür. Sonra onların imar planları yapılır. Daha sonra alt yapıları yapılır. O arazi parçalarının üst yapıları yapılır. Sonrasında da insanlar gelir oraya yerleşir. Şehircilik normalde bu şekilde ilerler. O dönemde devlet yeterince arazi üretemediği için, hukuki problemi çözülmüş alanlarda sosyal konutlar yeterince inşa edilemediği için, vatandaş devletten hızlı hareket etiği için Antalya’nın Kepez bölgesinde ciddi bir gecekondu stoku oluştu. Anadolu’dan gelenler Kepez’e yerleştiler. Ekonomik bir biçimde güçlenenler Antalya’nın diğer ilçelerine dağıldılar. “diye konuştu.
Kepez’in mülkiyet sorunlarını çözdük
“İşte! Böyle bir manzaranın içerisinde yaklaşık 30 yıldır Kepez’in biriktirdiği mülkiyet sorunları vardı.” diyerek sözlerine devam eden Başkan Tütüncü, “ İmar sorunları vardı, şehircilik sorunları vardı. Bu sorunlarında çözülmesi lazımdı. Bizden önceki belediyeler bu sorunları çözmek istediler. Çeşitli nedenlerle ertelenerek günümüze kadar geldi. Kepez’in mülkiyetle ilgili bütün sorunlarını çözmüş olmaktan büyük mutluluk duymaktayız. Hangi mahalleye gidersek gidelim, Dokuma mahalleleri hariç diğer mahallerimizde mülkiyet sorunlarının olduğu bir Kepez’den, bugün ters göç olgusuyla karşı karşıya kaldığımız bir şehri meydana getirdik. Bu çok kolay olmadı. Biz burada 50 bine yakın tapu verdik. Her tapunun 4 kişilik bir aileye hitap ettiğini hesaba katarsak, 200 bin insanı ilgilendiren adım atıldığını bahsedebiliriz. 90 binden fazla gecekondu kaldırdık. 90 bin gecekonduyu kaldırırken, en ufak bir kavga, gürültünün olmaması son derece önemliydi. 90 bin gecekondunun kaldırılması, 50 bin tapunun verilmesi Kepez’in şehirciliğin de çok büyük bir adımdır. Kepez’in 68 mahallesi var. 50 mahallemizdeki revizyon imar planlarıyla vatandaşlarımızın arsalarını hem kat artışıyla, hem de değer artışıyla daha kıymetli hale getirdik. Onlar kendi, arsalarına daha büyük, güzel, daha nitelikli konutlar yapabilme imkanına sahip oldular. Dolayısıyla yapabildiğimizin en iyisini yapmak suretiyle, vatandaşımızın mülkiyet sorunlarını çözmek suretiyle arsalarını, evlerini daha da kıymetli bir hale getirdik. Vatandaş eliyle bir yapılaşmanın önünü açtık.” ifadelerini kullandı.
Kepez Belediye Başkanı Hakana Tütüncü, göreve geldiğinde gecekondu mahallesi olan Ahatlı, Kültür, Yeni Doğan gibi mahallerde, muhteşem bir şehircilik olduğunu, bu bölgelerin şimdi çok değerli binalar, ticarethaneler ve konutlarla bambaşka günlere yürüdüğünü de sözlerine ekledi.
‘Kırcami çözülür, Altınova çözülmez’ dediler
Kepez’de inanılmaz bir değişimin 13 yıldır kendini hissettirdiğini belirten Tütüncü, “Türkiye’nin ilk akıllı hastanesini yapmakta Kepez’de bize nasip oldu “ dedi. Tütüncü, “Bu hastane, Sütçülerde 6-7 mahallenin tamamıyla değer kazanmasını sağlayan sonuçlayan bir adımdı. Göksu Mahallesi, Antalya’nın yeni Uncalı Mahallesi olarak tanımlanıyor. Göreve geldiğimizde ‘Altınova’nın sorununu çözmekle uğraşmayın. 45 yıldır kimse çözemedi. Kırcami çözülür, ama burası çözülmez’ diye tavsiye verenler oldu. 8 yıllık emeğimizin sonunda Altınova’nın imar problemini çözdük. Şimdi Antalya’nın ticaret merkezleri yükseliyor. Antalya’nın Hilton Oteli, şimdi Altınova’ya yapılıyor.” diye konuştu.
Masa Dağı eteklerine nitelikli konutlar
Masa Dağı’nın eteklerindeki 8 mahalleyi muhteşem bir şekilde değerlendirdiklerinin de altını çizen Başkan Tütüncü, “Oradaki hemşehrilerimizin arsalarını değerli hale getirdik, küçük küçük arsaları büyüttük. Daha büyük, daha nitelikli siteler yapılabilmesini sağladık. Şu an 8 mahallenin imar planları tescil aşamasında…2022 yılının ilk aylarında oradaki gecekondular tarihin karanlık sularına gömülecek. Orada son derece nitelikli konutlar yapılacak. “ dedi.
Rüya proje gerçek oldu
Antalya’nın şehir hastanesinin Kepez’e kazandırılmasının rüya bir proje olduğunu belirten Tütüncü, “Bunu da başardık. Masa Dağı’nın üzerindeki hastanenin inşaatı 2023’te bitecek. Göreve geldiğimizde sadece büyükşehir belediyesinin 150 kişilik semt evi varken, şimdi aynı anda yaklaşık 50 bin kişiyi misafir edecek, 50 tane kültür sanat merkezimiz mahallelerimizde yer alıyor. Dönemimizde Kepez’e, 130’dan fazla da okul yapıldı. “ diye konuştu.
Dokuma kültür sanat adası
Eski Dokuma Fabrikası alanına da değinen Başkan Tütüncü, “Dokuma Fabrikası şehrin merkezinde 500 dönümlük bir araziydi. Bir gece yarısı operasyonuyla Hollandalı bir şirkete peşkeş adı verilen işlemle yok olacaktı. Antalyalılar kurtarmak için hamle yaptı. Yıkımlar engellendi. Binalar kendi haline bırakıldı. O binaların hepsini yeniledik. Bilim merkezinden şehrin en zengin kütüphanesine, 13 ayrı müzeden botanik bahçelere, sanat galerisine kadar odağında halkın sanatla bulaşabileceği, çevreyle bulaşabileceği kültür sanat adası haline geldi. “dedi.
Antalya’ya, 19 Mayıs’ta kentin en zengin kütüphanesini armağan ettiklerini de hatırlatan Tütüncü, “Fabrikanın yıkılmaya yüz tutmuş trafo binasını, 100 bin kapasiteli şehrin en zengin kütüphanesine dönüştürmek bambaşka bir iş.” diye konuştu. Haber Merkezi