KİTLE AYNI KİTLE

Teslime Tosun

Pazartesi Döşemealtı Belediyesini yazdık, bu gün borçların olduğu liste pankart olarak asıldı.

1 milyar 421 milyon, 440 bin, 557 lira 58 kuruş borcu varmış belediyenin.

Döşemealtı’nda yaşayan vatandaş sayısı 86 bin 109 kişi yaşıyor.

Üşenmedim telefonun hesap makinası ile kişi başına düşen borç miktarını öğreneyim dedim.

Telefonun hesap makinası bölmeye yetmedi. Tahminen kişi başı 2 milyon civarında borcumuz var.

Hadi bakalım Döşemealtı’lılar pamuk eller cebe.

Bu arada Menderes Dal’da personele neden para ödemeyeceğinin, hizmet anlamında kendisine gelecek eleştirileri şimdiden bu pankartla ilan etmiş oldu.

Para vardı da, biz mi hizmet yapmadık misali

(Elbette Turgay Genç buna bir video ile cevap verdi. Sanki kamulaştırma bedeli borçtan sayılmıyor gibi savunma yaptı. Ödeseydiniz kardeşim el attığınız yerlerin parasını. Sonrasında pankart indi)

SÜRGÜN VE EZİYETLER

Son günlerde tüm belediyelerle ilgili duyuyorum ve belediye başkanlarının neredeyse hepsi, personele yönelik seçim intikamı yemini etmiş gibi davranıyorlar. Onlardan fazla da kraldan fazla kralcı davranan ispiyoncular çoğaldı.

Ha, devletin işinden izin alıp, parti çalışmalarına katılanlar, ön saflarda siyaset yapmaya çalışanlarla ilgili diyecek bir şeyim yok ama sırf yeni seçilen meclis üyelerinin, yeni yeni piyasaya çıkan bu dönemin adamlarının gönlü istedi diye gariban çalışanların da canına okumayın.

Hele bazı belediye başkan akrabaları var ki, bazı belediyelerde ellerinde kağıt kalem, sürgün edilecek, eziyet edilecek personelin isim listesini çıkartıyormuş.

Bu yapılanların geri dönüşü de olur. Yaradan bazı hesaplarını bu dünyada görüyor, haberiniz olsun.

KİTLE AYNI KİTLE

Yeni belediye ve yeniden seçilen başkanlarımıza hayırlı olsun ziyaretleri hız kesmeden devam ediyor. Her gelen en az bir çay içimi yani 15 dakika desek, belediye başkanları ziyaretçi ağırlamaktan önlerinde dağ gibi duran sorunlara bakamıyor bile.

Ne diyelim mecbur bu süreci yaşayacaklar.

O değil de, daha önce yazdığım gibi ya iddianame ile ‘suçun vasfının değişmesi’ ihtimali göz önüne alınarak veya ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılacak olan Mesut Kocagöz’ün halini düşünemiyorum bile.

Histeri krizine tutulmuş gibi bir kitle düşünün ve cezaevinin kapısından çıkan Mesut Kocagöz'e zafer kazanmış komutan muamelesi çekip, onu omuzlara almak için hücum ettiğini düşünün.

Allah göstermesin de Kocagöz’e dokunacağız diye adamı öldürür bunlar valla.

E benim içimdeki şeytan durur mu?

Aklıma şeyhlerin, şıhların müridlerinin kutsal saydıkları adama bir kere dokunabilmek için kendilerinden geçtikleri anları izlemişsinizdir.

Kafamda  Kocagöz’ü karşılayacak kitle ile şeyhlerine kul köle olan kitle bir anda aynı duruma geldi

Gözümün önünde canlanan bu imgeler, destur savuş; destur savuş. .