KÖŞEBAŞI
Siyaset Antalya'da ilginç günler yaşıyor. Bir taraftan CHP Nusret Bayar ve ekibiyle hızlanmış vaziyette. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olan Eşref Ural ile siyasi kaza yaşayan Önder Kurnaz'ın ekarte edilmesi gündemde. Tabanın tepkisiyle topu Kemal Kılıçdaroğlu'na atan Nusret Bayar rahat. Bu arada Eşref Ural olayı ise buzdolabına kaldırıldı. Ural CHP'li mi yoksa AK Parti'li mi belli değil. Tabanın gazı alındıktan sonra sessiz sedasız üye de yapılabilir, Bayar bunu mevzi kazanmak olarak görürse işler değişebilir.
İL BAŞKANI KONUŞTU AMA KONUSU KORONAVİRÜS
İktidar tarafında ise durum daha çetrefilli.
Kimsenin ulaşamadığı il başkanı olarak ismini altın harflerle Ak Parti tarihine yazdırmayı başaran İbrahim Ethem Taş geçtiğimiz günlerde bazı basın mensubu arkadaşlarımıza konuştu. Ama ne konuştu derseniz inanamayacaksınız. Ben arkadaşların sosyal medyadan verdiği flaşlarla öğrendim. Sayın İl başkanı İbrahim Ethem Taş, Manavgat'tta iktidarlarının yerden yere vurulması konusu olan Ulualan projesinin aslında Manavgat Belediyesinin olduğunu, ne Kumluca'daki olayları, ne Döşemealtı ne Muratpaşa ile ilgili konuşmamış ama KORONAVÜRÜS sayısını vermiş, Pandemi'nin Antalya'daki son halini filan anlatmış.
Dava adamı olarak kendilerini partiye vakfedenlere saç baş yolduracak açıklamalar.
Haddim değil ama sevgili İbrahim Ethem Taş kardeşim kendine çeki düzen vermen gerekiyor. Bak biraz dinlesen, insanların telefonlarına filan çıksan ufaktan ufaktan çevrendekilerin homurdanmalarını duyabilirsin. Sosyal medya da, gazeteciler arasında "Hiç kimsenin telefonuna çıkmıyor. Asla geri dönüş yapmıyor" diye adın çıktı. Sen kendince özel röportaj vermiş olabilirsin. Sakın bunu "Bakın isteyen basın mensupları bana ulaşabiliyor. İdris Taş abimin, Dilek Bozkurt ablamın sosyal medyada yayınladığı canlı yayınına katıldıydım" diye söylemeye kalkma, daha beter eleştiri alırsın haberin olsun.
Milli Eğitim ile bir arpa boyu yol kat edemediniz. Daha önce yazdım. İl Başkanı vatandaşlarla ilgili sorunların çözümü noktasında bir şey konuşuyor, ardından partiden birileri telefonla "il başkanını söylediğini boş ver" diyebiliyor. Bunu yazarken elimde somut olaylar, somut isimler olmasa yazarmıydım sizce?
Bakın geçtiğimiz haftanın son günü mesai bitiminde yanına Milli Eğitim'deki Ortaokul öğretmeninizi alıp İl Milli Eğitim müdürünün yanına gitmişsiniz. Ama hiç bir gelişme olmayacak. Orada ne konuştunuz bilmiyorum ama elbette o konuşmaların arasında tayin edilen ancak Milli Eğitim Bakanlığına, Antalya Valisi Ersin Yazıcı'ya, Milli Eğitim Antalya İl Müdürü Yüksel Arslan'a ve size adeta kafa tutarak koltuğunu yeni müdüre teslim etmemekte direnen İsmet Yıldız'ın da konusu geçmiştir. Sizden önce de Sayın Yıldız'ın Korkuteli Kadınlar Kolu Başkanı ve meclis üyesi eşi Tülay Yıldız yanında sözü geçen bir başka Korkuteli'li siyasetçiyi alıp il müdürünü ziyaret ettiği bilgisi geldi.
Emin olun onların söylediği olur ama sizin söyledikleriniz es geçilir.
Siz önce Milli Eğitim'deki kılavuzunuzu gözden geçirin. Sizin adınızı kullanarak millete yaptıklarını, sizin adınıza il müdürünü etki altına alarak neler yaptığına bir bakınız.
Üst düzey bürokratlar artık kimin sözüne kulak vereceklerini şaşırdılar. Alttan alta "İbrahim Ethem Taş görevden alınacak, filanca yerine gelecek, şu abimize yeniden görev verilecek, bu abimiz göreve ekibiyle hazır" türünden bilgiler sızdırdıkça, herkes bir beklenti içine giriyor.
Parti içindeki sizin tökezlemenizi bekleyenlere inat, o ekibin arasında başarılı olmanızı isterim. Sizi sevip, size inananları yerinize kim gelirse gelsin en kuytu köşelere savuracaklarını unutmayın. Sadece kendiniz değil, onlarında veballari artık sizin boynunuzda. O nedenle ne yaparsanız yapın ama başarılı olun.
NOT: 1-Her kurumun kalbi özel kalemdir. Antalya İl Milli Eğitim'in özel kalemine de dikkat çekmek isterim. Kimler referans olmuştur acaba?
NOT: 2 - Eğitim-Birsen'in sabık Başkanı Mustafa Çoban, yanına aldığı Hakan kumru ve Kenan Yazıcı'yla birlikte sahalara geri dönmüş ve mağdur rollerine bürünmüş. Mustafa Çoban'a yeni kurum bakıyorlarmış. İşiniz rast gitsin beyler!
NOT:3- Alanya'da bir soruşturma vardı hani? Ne oldu acaba o? Hani sevgililerini öğretmen gibi, okul bekçisini öğretmen gibi, mezun olan öğrencileri liseli gibi yarışmaya götürüyor gibi yurt dışı fuarına gezmeye götürme olayından bahsediyorum. (Benden duymuş olmayın, soruşturma geçiren öğretmen; müdür, bekçi artık kim varsa Sayın Dış İşleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu'nun Söbüçimen'deki babası Osman Çavuşoğlu'nun eline öpmeye gitmişler. Arkadaşlar Sayın Bakanımızın ismini kullandınız. Sayın bakanımızın ismine zarar verdiniz. Babasının elini öperek bu işten kurtulacağınızı zannediyorsanız hayırlı işler size. Eğer böyle bir şey gerçekleşirse Antalya'daki bütün soruşturma geçirenler Sayın bakanımızın babasının elini öpmek için Söbüçimen yaylasına gitmelerini tavsiye ederim. Sayın Bakanımızın babasını rahat bırakın. Yapmayın beyler, yaşlı bir adamı böyle işlerinize alet etmeyiniz lütfen
NOT: 4- Antalya İl Gençlik ve Spor İl müdürü Burhanettin Hacıcaferoğlu'nun İstanbul'a tayin edildiği bilgisi geldi.
Sayın Hacıcaferoğlu'na yeni görevinde başarılar dilerim.