KÖŞEBAŞI
GÜNDEM
Dün gündemimiz hayli yoğundu. Sabah erken saatlerde Sayın Dış İşleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun katılacağı "Doğu Akdeniz Çalıştayı"na iştirak üzere Akdeniz Üniversitesinin yolunu tuttum.
Sayın Bakanımızın önce Rektör Özlenen Özkan'a uğrayacağı söylenince, toplantının yapılacağı salon ile rektörlük binasının arasındaki mesafe azdı, bizde arkadaşımla o yöne doğru gittik. Bir süre sonra Sayın Bakanımız rektörlük binasından çıktı. Antalya valisi Ersin Yazıcı, Rektör Özlenen Özkan ve bir grup ile birlikte salona doğru yürüdük. Burada canlı yayından önce Sayın Dış İşleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, onlarca kişinin arasında yüzümde maske olmasına rağmen beni tanıyarak, "Gel seninle fotoğraf çekinelim" dedi. Birlikte fotoğraf çekildikten sonra toplantıya geçildi.
Dış İşleri Bakanımız Sayın Çavuşoğlu, Libya Dış İşleri Bakanı Tahir Silaya ile ikili ve bölgesel gelişmeleri değerlendirdi. Dış İşleri Bakanımız bu çalıştayda dünya siyasetine çok önemli mesajlar verdi. Sayın Çavuşoğlu, "Sorunların temel sebebi, paylaşmayı bilmemektir. Zenginlik varsa paylaşalım, sorunları diplomasiyle çözelim. Hakça paylaşımdan yanayız, moral olarak da hukuken de güçlüyüz" dedi. Bu çok önemliydi. Türkiye'nin tavrını net olarak masaya koymuş oldu.
----------------
Çalıştay sırasında cep telefonum çaldı durdu. Dışarı çıktım ve beni arayan numaraya geri döndüm. Karşımdaki kişi dün "Esrarengiz danışman" adıyla duyurduğum yazı konumun kahramanı Dr. Muhammet Çakmak'tı. Sayın Çakmak, son derece nezaketli bir şekilde olayları kısaca anlattı. Bende size aktarayım.
"Öncelikle Desird Tasarım Ar-Ge firmasında 20 gün önceden proğramlanmış bir ziyaretim olacaktı. Bu nedenle Antalya'ya geldim. Ne genel merkezin, ne de genel başkanımızın bana tevdi ettiği bir görev nedeniyle Antalya'ya gelmedim. Hiç kimse ile bu anlamda da görüşme yapmadım. Ben 2010 yılından bu yana CHP'deyim. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun akademik anlamda danışmanıyım. CHP Parlamento grubunda danışmanım. Ancak benim siyasete karışmam gibi bir şey söz konusu değil. Zaman zaman akademik raporlar hazırlar ve Sayın Genel başkana sunarım. Siyasete karışmıyorum, çünkü benim partideki misyonum farklı" dedi.
FETÖ HAİN BİR DARBECİDİR
Benim yazımda alıntıladığım Fetö terör örgütü elebaşısı için kullandığı cümleler için "O dönemde Türkiye'nin siyasi iklimi belliydi. Ancak ondan sonra ben defalarca FETÖ'nün hain bir terör örgütü olduğunu, Fethullah Gülen'in alçak bir diktatör olduğunu belirterek hain darbe girişimini defalarca lanetledim." dedi.
Sayın Dr. Çakmak ayrıca kendisinin Kemal Kılıçdaroğlu'nun talebi ile Bağcılar'dan aday olduğunu belirterek "İstanbul Bağcılar'da CHP'nin oyunu yüzde yüz arttırmış birisiyim. Partiye bu kadar bağlı birisiyim. Ancak Kemal beye saldırmak isteyenler her seferinde, benim üzerimden yürümeye çalışıyorlar." dedi.
Antalya'daki yaptığı görüşmeler ile ilgili olarak "Ben 52 yaşında birisiyim. Partideki misyonumu bilen birisiyim. Gittiğim hiç bir ilde ne il başkanlarına haber veririm, ne de ziyaret ederim. Bu güne kadar hiç bir il kongresine dahil olmadım, müdahale etmedim, katılmadım. Bu sefer de aynı şeyi yaptım ve hiç kimseye haber vermedim, ziyaret etmedim, hiç bir siyasetçi ile görüşmedim. Sayın İl Başkanımızın haberinin olmaması bu nedenle doğaldır. Esrarengiz bir şey yoktur. Antalya'da farklı bir siyasi çekişme var ve benim üzerimden kurban kesmeye kalkıyorlar." dedi.
Dr. Çakmak ayrıca, "Sayın muhittin Böcek Başkanımız büyük bir hastalık geçirdi ve insan olarak iyileşmesi için her gün dualarımdaydı. Ancak Sayın Mehmet Hacıarifoğlu'nu da tanıyorum, gittim yanına ve (Hayırlı olsun) dedim. Bir kaç hoş sohbetten sonra ayrıldım. Ayrıca bir arkadaşımın yanına gitmiştim. Bir süre sonra oraya Konyaaltı CHP İlçe Başkanı Onur Duruk geldi. Misafirliğe gittiğim yerdeki arkadaşlarımı tanıyorlardı. Onunla bir kahve içtim. Çok kısa bir sohbetimiz oldu. Ama bu sohbet konusu kesinlikle siyaset değildi. Bunun haricinde hiç kimse ile görüşmedim. Kim "Görüştüm" diyorsa yalan söylüyordur. Benim ismimi buradaki zalim rekabetin ortasına atmasınlar lütfen" dedi.
Bende cevap hakkını kullandırma adına bu yazıyı özet olarak veriyorum.
Şimdi bu ziyareti "Genel başkanımız beni aradı, sayın baş danışman ile görüştüm. Kendisine bilgi aktardım, şöyle kararlar aldık" diyenler ve bunu CHP piyasasına pompalayanlar için her halde çok açık bir açıklama olmuştur.
NOT: Sayın Dış İşleri Bakanımızla birlikte rektörlükten yürüyerek toplantı salonuna doğru geldiğimizde, sayın rektör Özlenen Özkan hanımefendinin, "aldığı ücreti tıp fakültesi öğrencilerine bağış yapacağını beyan eden, ama her nasılsa fahri danışmanı" Mevlüt Yeni askeri nizam "Hazır ol" vaziyetinde bekliyordu ve yüksek sesle "Hoş geldiniz sayın bakanım" dedi. Sayın bakanımızın onlarca kişi içinden beni tanıyıp, yanına çağırarak fotoğraf çektirmek istemesi olayını görünce Sayın Yeni'nin yüzünü size şöyle tarif edebilirim. Önce kıpkırmızı oldu,. sonra morarır gibi renge dönüştü. Son gördüğümde kanı çekilmiş gibi, bembeyaz bir yüzle, alt dudağını sarkıtmış, salonun en üst köşesinde tek başına oturmuş, elindeki cep telefonuyla oynuyordu. Kesin yine şekeri tavan yaptı.