LİYAKAT MI?

Teslime Tosun

KÖŞEBAŞI 

LİYAKAT MI? 


Merhabalar efendim. Şu Antalya Milli Eğitim ile ilgili artık bir şey yazmayayım diyorum. Çünkü bana gına geldi artık. Ama öyle garip şeyler yapıyorlar ki, yazmasan olmuyor, görmezden gelsen olmuyor. Kısaca olmuyor olmuyor. 

Mesela geçtiğimiz hafta TES Genel Başkanı Talip Geylan MEB Bakanı Sayın Ziya Selçuk'a bir twet atarak yönetici adayları mülakatı ile ilgili olarak "Adayların yazılı sınav başarılarını rencide edilmemesi için gerekli tedbirleri alacağına inanıyorum. Liyakate görev alacak tüm yönetici adaylarına başarılar diliyorum" demişti. Sayın Milli Eğitim Bakanımız da yöneticilerin liyakate göre atanacağını duyurmuştu. 

Buraya kadar her şey normal. Çünkü olması gereken zaten liyakate göre yönetici atamasıdır. 

Şimdi sıkı durun! 

Antalya'da müdür mülakat komisyonunda kimler var bakalım. İlki Mehmet Orhan Özbek, ikincisi Aksu İlçe Milli Eğitim müdürü Yakup Hoplar hocamız. Yakup Hoplar ismini herkes biliyor artık. Hamleder, mamleder, ehliyet sınavı, Konyaaltı öğretmenevi daha birsürü şey. Hatırlarsınız veya bilenler bilmeyenlere anlatsın artık. Neden müdür mülakatında görevlendirildiğini irdelemeyeceğim bile.


MÜDÜRLÜK SINAVINA GİRMEDEN ŞUBE MÜDÜRÜ OLAN YETENEKLİ BAY ÖZBEK

Burada ilginiç isim Mehmet Orhan Özbek ismidir.  Bu saygıdeğer beyefendinin çok büyük yetenekleri ve Antalya Milli Eğitimine çok büyük hizmetleri vardır!  Aldığım bilgiye göre kendileri Avni Tolunay proje okulu müdürü olmasına rağmen yaklaşık iki yıldan bu yana kadrosu olmamasına rağmen Milli Eğitim müdürlüğünde şube müdürü olarak görev yapmaktadır. Yani yazılı sınava girmiş, mülakattan geçmiş ter dökmüş, emek vermiş orada görevli 10 kadar şube müdürünün yanında 11. olarak sınavsız şube müdürü yapılan Mehmet Orhan Özbek şimdi müdürlük için yarışacak öğretmenlerin karşısında karar verici olarak görev yapacak iyi mi? 

Avni Tolunay'a 1.5-2  yıldır adım atmamış bu arkadaşın aslında müdürlük görevininde sona ermesi gerekiyor. Sayın yetkililer ben yanılıyorsam düzeltsinler lütfen. Proje okullarında yöneticilik yapanlar 6 ay başka bir yerde görevlendirilirlerse yöneticilikleri sonlandırılır. 

Bunlar ne yapıyor. Mehmet Orhan Özbek proje okulu müdürü, ama MEB Antalya'da kadrosuz şube müdürlüğü yapıyor. Tam 2 yıldır bu görevde arkadaş. Avni Tolunay proje okuluna Aldemir Konuk'un müdürü geçici olarak bakıyor, Aldemir Konuk okuluna  ise bir başka müdür bakıyor, bu böyle sinsile halinde devam ediyor. Gömlek düğmesi gibi. Bir kere yanlış ilikleme, sonuna kadar o yanlış gidiyor.  Yönetmelikler, yasalar vız geliyor, tırıs geçiyor. Çünkü Antalya Milli Eğitim ve Yüksel Arslan'a çok ama çok gerekli birisi. Sayın Özbek olmaz ise o müdürlük yönetilemez. Mehmet Orhan Özbek bir yana, diğer 10 kadar şube müdürü bir yana. O kadar yani!

Peki özelliği nedir bu arkadaşın? 

Söyleyelim efendim. Eğitim-Bir-Sen'nin teşkilatlanma yani üye kazandırma başkan yardımcısı. 

Siz şimdi kendinizi müdürlük sınavını başarıyla geçmiş olan bir öğretmen olarak düşünün. Karşınızda sizin müdür olabilmenize karar verecek olan mülakatta görevli Yakup Hoplar ve Eğitim-Bir-Sen teşkilatlanma başkan yardımcısı Mehmet Orhan Özbek var.  Ve siz Eğitim-Bir-Sen'li değilsiniz. 

Sizin o mülakatı kazanma şansınız ne kadar?  

Ne düşünürsünüz?

İçinizden geçen hisleriniz ne olur? 

Günlerce sınava hazırlanmışsınız. Eşinizden, çocuklarınıza ayıracak zamanınızdan kısmışsınız.  Keyifli anlarından vazgeçip sınava çalışmışsınız. Zamanınızı harcamış, emek vermişsiniz. Bir umut kariyer yapmak ve müdür olmak istiyorsunuz. Karşınızdaki ise bir sendikanın teşkilatlanma başkan yardımcısı. Hiç emek harcamadan şube müdürlüğü koltuğuna oturmuş birisi ve sizin hakkınızda karar verecek. 

Hani liyakat? Nerde kaldı liyakat?

Sakın yanlış anlaşılmasın burada sendika adı da önemli değil. Başka bir sendikalı başkan yardımcısı da olabilirdi. Camianın itiraz ettiği nokta,  mülakatta görevli birisinin sendika kimliği olmaması gerekiyor. Ben de "Evet mülakat sınavında hangi sendika olursa olsun karar verici noktada olmaması gerekiyor. Bu etik değildir. Öyle olmasa bile insanlar o sendikaya üye olmadığı için haklarının yenildiğini düşünecektir" diyorum. 

Sayın Yüksel Arslan'ın eğer ak saçlı bir yol göstericisi olsaydı kesinlikle bunları fark eder ve Arslan'a bunu iletir. Sayın Arslan'da müdahale ederdi diye düşünüyorum. 

 Sayın Arslan'ı da anlıyorum. Antalya için artık   "Saldım çayıra, mevlam kayıra" moduna geçmiş.