'Güçlü lobicilik' denildiğinde örnek olarak aklıma hep yahudi lobisi gelir.
Lobiciliğin kelime anlamı TDK'da 'dalancılık' olarak çıkıyor, yani yok. Lobi'nin kelime kökeni Fransızca ve bir yapıdan girilen salon anlamında filan. Ama siyasi anlamla kullanılınca Vikipedi'de "Hükümetler tarafından verilen kararları etkileme çalışmasıdır. Bu çalışmalar kanun koyucuları ve memurları etkilemeye yönelik her türlü faaliyeti kapsar." diyor.
Bunu yerel bazda ele alırsak yani Antalya olarak şöyle bir baktığımızda Otobüsçüler Odası ve Kırtasiyeciler Odası Başkanları bunu çok iyi yapıyor. Bakınız Mehmet Bayrak'ın lobi çalışmalarına ve bunun basında yansımalarına. Kaç tane kırtasiyeci vardır acaba Antalya'da?
Lokantacı, Restorant işletmecisi esnafı emin olunuz kırtasiyecileri 10'a katlar. Ama lobi çalışması dersen koca bir sıfır. Aynı şekilde Kahveciler Odasına bakınız. Yine kırtasiyecileri üçe katlar. Hemi de federasyon başkanı Antalya'dan olmasına rağmen, pandemi döneminde gıkı çıktı mı? Son olarak yaptığı "Aşı olmayanlar kahveye alınmasın" diye abuk bir açıklama yaptı, sonrasında nasıl toparlayacağını bilemedi.
Gelelim Otobüsçüler Odasına. Başkan Yasin Arslan lobicilik çalışmalarını en iyi yürütenlerden birisidir. Menderes Türel Başkanla olan sürtüşmesinde Cumhurbaşkanına kadar ulaşabilme ve lobicilik yapma yeteneğine sahip birisidir.
Hedefine kilitlendiği anda onu yerine getirebilmek için elindeki her türlü entstrümanı kullanabilen birisi. Bu yetenekteki bir kişiye saygı duymak gerekir.
Geçtiğimiz ay yapılan meclis toplantısından önce "Ya mazot desteğini sürdürürsünüz, ya da otobüsleri yollardan çekeriz" tavrı ile istediği mazot desteğini yine kaptı.
Uzun süreden bu yana da zam talepleri vardı. Dün yine Ukome yetkilileri ve Muhittin Böcek Başkan'la toplantı yapmışlar. Kendi sosyal medyalarından açıklama yaptılar. "Sn. Muhittin Böcek ve Değerli bürokratları ile esnafımızın güncel sorunlarını masaya yatırarak veriler üzerinden taleplerimizi ilettik. Sayın Başkanımız taleplerimizi makul ve yerinde olduğunu, gereğini yapacağını taşıyan ve taşınanın memnun olacağını açıkladı" diye yeni zam taleplerini duyurmuş oldu.
Şimdi sıkı durun.
Başkan Yasin Arslan'ın uzun süreden bu yana yaptığı lobi çalışmaları sonuç verdi ve ben de size yeni zamların müjdesini vereyim. Tam bilet fiyatı 4 lira olması bekleniyor. İşe gidip gelme artık 8 lira olacaktır. Yani aylığa çarptığın zaman 240 lira civarında bir rakam çıkıyor. Otobüsleri kullanan herkes bütçesini ona göre ayarlasın artık.
Emeklilerin ücretsiz (Ki bu ücretsiz değildir. Emekliler indirimli olarak belediye otobüslerinden faydalanıyor. şimdi emekli olmuş 65 yaş altındaki bireylerden alınan indirimli ücretinin kaldırılarak tam ücret alınmasını istiyorlar. Buna gerekçe olarak 'genç yaşta emekli olmuş ama ikinci bir işte çalışıyor' deniliyor. 65 yaş üzeri olan bireylerimizin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tanıdığı haklarından faydalanarak biniyorlar. Devlet buna rağmen 65 yaş üzeri otobüsleri kullananlar için otobüsçülere bin lira civarında bir ücreti ödüyor. Yani bir çok kez şikayet konusu olan 65 yaş üzerine bedavacı muamelesi yapılması doğru değil. Onların ücretini devlet ödüyor.)
Gelelim evinden işine iki otobüs aktarma ile giden gariban asgari ücretlinin vereceği aktarma ücretine. Daha önce 1 lira olan aktarmalar, Muhittin Böcek döneminde ücretsiz oldu. Şimdi ise aktarma için 2.5 lira istendiği bilgisi geldi. Yani sabah işe gidip gelme aktarma kullanan bir asgari ücretli, ortalama 315 lira ulaşım parası verecek hale gelmiş oluyor.
O gariban için varın gerisini siz hesap edin.
Ne olacağını, nasıl bir zam yağmuruna tutulacağımızı önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.
Ben şimdiden söyleyeyim, sevgili Antalya'lılar yeni otobüs zamlarınız bu günden hayırlı-uğurlu olsun.
Güle güle kullanın zamlarınızı.
Ha bu arada Menderes Türel Başkan zamanında Antalya Büyükşehir Belediyesine ait 200 yepisyeni, sıfır otobüsler satın alınmıştı. Otobüsçüler Odasının lobi faaliyetleri sonunda, sırf otobüsçü esnafımızın para kazansın diye o gıcır gıcır otobüsler Antalya sokaklarına çıkartılmamış, bir yere park edilmiş ve öylece kaderine terk edilmişti.
Aradan tam 3 yıl geçti ve otobüsler hala ortada yok. Bu gün almaya kalksan, para yetmeyecek milyonluk, jilet gibi otobüslerin akıbetini bilen var mı acaba?
Bence o otobüslerin kullanma zamanı geldi artık.
UKOME Daire Başkanım Nurettin Tonguç ses verir her halde?
Ya da ULAŞIM A.Ş'den Av. Deniz Filiz ablam biliyordur otobüsler nerede park etmiş bekliyor diye. Kesinlikle kredilerini ödedikleri ama Antalya sokaklarına çıkartıp halkı ucuz taşıma yapmadıkları her otobüsün, şantaj demiyelim de otobüsçüler odasının lobi faaliyetine boyun eğmek demek olduğunu.
NOT: Bulunduğum bölgede sık sık elektrikler kesiliyor. Bu günkü gecikmem ondandır efendim. Elektrikler kesikti dersime çalışamadım gibi bir bahane oldu ama inanın şu yazıyı 3 seferde anca bitirebildim.