KÖŞEBAŞI
MEZALİM ALTINDA BİR KADIN
Şimdi size mobbingi aşan erkek şiddetinin bir başka boyutuyla yaşatılmasını anlatacağım. Bu olay Antalya'nın göbeğinde bir okulda yaşanıyor.
Bir kadın okuyor, öğretmen oluyor ve müdür yardımcılığına kadar yükseliyor. Anacığıyla birlikte yaşam savaşı veriyor. Ancak okul müdürü erkek!
Beyefendi bilinmeyen gerekçelerle kadın müdür yardımcısını istemiyor. Ortada "Müdür yardımcısı kadının şu davranışları nedeniyle, şu olaydaki tutumu nedeniyle" diye bir şey yok. Bu konu bana geldiğinde yapabildiğim araştırma sonucunda öğrenebildiğim hiç bir gerekçesi yok erkek müdür beyin.
Müdür yardımcısı ile konuşmuyor, konuştuğunda ise öğretmenlerin yanında kadın müdürü aşağılıyor, görev vermiyor veya görevlerini yaptırmıyor ve hatta okulun anahtarını bile vermiyor. Müdür yardımcısı hanım, 5 dakika odasından geç çıktığı anda okulda onu kilitleyip gidiyorlar. Tekrar ediyorum arkadaşlar müdür yardımcısını OKULA KİLİTLEYİP GİDİYORLAR...Hem de bir defa değil, 5-6 defa kadıncağızı okula kilitleyip gitmişler.
Bu mobbingi aşmış, erkek olarak kadına şiddet olayına geçmiş benim nazarımda.
Ben kısa kısa yazıyorum. Bunun gibi onlarca şekilde erkek müdür tarafından tüm öğrencilerin ve öğretmenlerin karşısında bu halde küçük düşürülüyor. Kendi başınıza geldiğini farz edin. Her gün böyle bir çalışma ortamında bunu yaşarsanız psikolojiniz ne hale gelir siz düşünün.
Erkek müdür takmış kadın müdür yardımcısına tek talebi var, "Git bu okuldan. Seni istemiyorum"
Şimdi sıkı durun
Müdür yardımcısı öğretmen hanımefendi konuyla ilgili olarak Milli eğitim Müdürlüğüne bir dilekçe ile müracaat ediyor, bağlı bulunduğu Eğitim-Bir-Sen'den yardım istiyor.
Sizce ne olur? Normal şartlarda bu müdüre soruşturma açılır. Milli Eğitim Müdürlüğünde 40 tane müfettiş var. Yaklaşık 1.5 yıldan bu yana dosyanın kapağı bile açılmıyor. Öğretmen hanımın bağlı bulunduğu Eğitim-Bir-Sendika yetkilileri der ki, "Eyy müdür bey, sen bizim üyemize zalimliğe varan bu şiddeti, mobbingi yapamazsın. Hele dur, sendika olarak biz arkasındayız" der değil mi?
İşte bunların hiç birisi olmuyor. Müfettişler kadın müdür yardımcısına her dosyasını sorduğunda "Biz çok çalışıyoruz, çooook. Ama elimizde de çok dosya var. Sana sıra gelmediiiiii" diyorlar.
Sendika yetkilileri ise eski başkan Mustafa Çoban'ın arkadaşı olan bu müdürün sırtını sıvazlayıp, "Bizim müdürümüzün canını sıkan kadın müdürü geçici görevle başka okula atamasını sağlarız" diyorlar. Kadın müdür yardımcısına ise "Biliyoruz yaptıklarını ama, gel biz seni geçici görevle başka okula aldıralım" Çözüm bu, iyi mi?
İlçe Müdürü değişti biliyorsunuz. Eskisi "Ben bir şey yapamam. Arkasında sendika var" diyor. Eski ama Yeni müdür ise sanki artık "Etliye-sütlüye karışmayayım, ne haliniz varsa görün" dercesine tavır içinde . .
Kadın müdür için ise her gün yeni bir MEZALİM yaşayacağı okula gitmek zorunda.
Bakın yukardan aşağı, İl Milli Eğitim müdürlüğü yetkilileri, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, olayı soruşturacak müfettişler, sendika filan hepsi erkek müdürün yaptığı bu mezalime göz yumup, günahına ortak oluyorlar.
Şu yukarda saydığım tüm kurum ve kuruluşların tümünün başındaki müdür, müfettişler ve sendika yetkililerinin hepsi erkektir. Benim gözümde hepsi erkek dayanışması içindedir.
Yaptığınız en hafif tabir ile ayıptır, günahtır.
Son sözüm müdür beye olacak. "Çakalın torunu" seni çok iyi tanıyorum. Nereden cesaret alarak bunları yaptığını da çok iyi biliyorum. Beni tanımak istersen, akrabalarına, köylülerine bir zahmet soruver. Bir kadına yaptığın bu zulümü, diğerleri gibi ben görmezden gelmeyeceğim, susmayacağım.
NOT: 1 Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Er, eğitim camiasının çok hoşuna giden bir şey yapıyor. Yerinde durmadan okulları geziyor, ilçelere gidiyor. Okullar, ilçelerdeki öğretmenler yıllar sonra il milli eğitim müdürünü karşılarında görünce çok şaşırıyorlarmış.
NOT.2 Hüseyin Er geçtiğimiz günlerde ise Gündoğmuş, Akseki-İbradı'ya gitti. İbradı'da hiç kimse onu karşılamadı. Önüne düşüp, "işte bizim okullarımız bunlar" demedi. Veya "Bizim ilçe olarak şunlara, şunlara ihtiyacımız var" diyemedi. Çünkü oraya atanan İlçe Milli Eğitim Müdürü Yıldırım Solaklar atandığından buyana ilçeye adım atmadı. İzin-rapor,izin-rapor böylece neredeyse bir yıla tamamlayacak. Yeni Müdür Hüseyin Er'de onu oraya gönderemedi. Demek ki gücü yetmedi!
O zaman ne diyoruz? Helal olsun Yıldırım bey!
NOT: 3 Şimdi kadıncağıza yapılan bu zulmü yazdık ya, korkarım kadın müdür yardımcısını Antalya'nın en ücra noktasına atamasını yaparlar, müdür de yerinde kalır. Böylece kadın bir kez daha cezalandırılır. Bağlı olduğu sendika başkanı Eyüp Bülent Miran'da "Sorunu çözdük" diye üyelerine rahatlıkla bilgi verir.