NE OLDU ŞİMDİ?

Teslime Tosun

Köşebaşı

Geçtiğimiz günlerde sevgili meslektaşım ve arkadaşım Ali Buldu, yaklaşık 2 yıl önceki bir adli olayın hikayesini anlattı ana haber bülteninde. Ali'yi dinledikçe oturduğum koltukta küçüldükçe küçüldüm.

Bundan yaklaşık 2 yıl önce Antalya Emniyet Müdürlüğü bir operasyon yaptı. "Trafik mafyasına" karşı bir operasyondu. Yol kenarlarında, ara sokaklarda park eden araçları, emniyet ile anlaşmalı trafik otoparkı sahibi ve çalışanları sahada görevli trafik polislerine çektiriyorlar ve para kazanıyorlardı. İddia buydu.

(Benimde aracım basın aracı olmasına rağmen ara sokakta, polis tarafından çekici marifetiyle otoparka çekilmiş ve o dönemde taksi parası, çekici parası, ceza derken yaklaşık 600-700 liraya mal olmuştu bana.)

Trafik Denetleme Şube Müdürü, otoparkın sahipleri, eski milletvekili Burhan Kılıç'ın da içinde bulunduğu bir grup gözaltına alınmış, bazıları tutuklanmıştı. Bu arada gazeteci Ali Buldu'nun da bu trafik mafyası ile işbirliği içinde olduğu, Ali Buldu'nun trafik ile yaptığı eleştiriler de buna delil olarak dosyaya sunulmuştu. Tabi bizde meslektaşımız filan dinlememiş, manşetten vermiştik haberi. (Gazeteci dediğin 30 yıllık meslektaşını bile haber yapar) diyerek yapmıştık haberi.

Aradan iki yıl geçti öğreniyorum ki, herkes o davadan beraat etmiş! Delil olarak sunulan 6 aylık telefon konuşmalarından bir şey çıkmamış.

O günden sonra Ali Buldu ile arkadaşlığımız devam etti. Ama içinde bir yerlerde bana kırgınlığını hep hissetmişimdir. Bu nedenle tapu gibi beraat kararı alan sevgili meslektaşımdan (Gazeteci olarak değil) dostu olarak ondan hepinizin önünde özür diliyorum.

Eeeee ne oldu şimdi?

Yani içinde işadamı, gazeteci, eski milletvekili, polisin bulunduğu torba kimler ve neden hazırlandı? Bu kadar alengirli dosyalar, gözaltılar boş yere miydi? Kim kime operasyon çekti anlamadım. Otopark sahibine desem, bilemedim bu kadar kapsamlı hazırlanmaya gerek varmıydı? Trafik Şube Müdürü ve polisler desem? Polis kendi adamlarına neden böyle bir operasyon yapsın?

Aklıma tek ihtimal geliyor. O günlerde il başkanlığı için ismi geçen Burhan Kılıç. O günlerde Rıza Sümer'in görevden alınacağı ve AK Parti milletvekilliği yapan Kılıç'ında Ankara ile görüşüp il başkanlığı için adım attığını herkes duymuştu. Eyvallah! siyasi bir operasyonu adli bir operasyonla tamamladılar diyelim.

Peki o torbada Ali Buldu'nun ne işi vardı? Birileri Ali Buldu'ya sarı kart, kırmızı kart filan mı gösterdi?

Her şeyi geçtim. Bir kumpas bu kadar mı ucuz olur?

Birkaç gün önce "Korkuyorum" başlıklı bir yazı kaleme aldım. Bu olanları 2 yıllık süreç içinde izledikten sonra korkmamam mümkün mü?

Ali'nin kemikleri kalın, bu olayda diş geçiremediler. Ali Buldu'yu ekarte etmek isteyenler, her zamanki gibi baltayı taşa vurdular ve Ali Buldu bu olaydan daha bilenmiş ve daha güçlü bir şekilde çıktı.

Sözü yine Ali Buldu'nun bir paylaşımı ile tamamlayalım. Bildiğim kadarıyla uzun yıllar Antalya'da görev yapan sevgili polis şefi Akif Aktuğ'un yazdığı kitabın son paragrafı: "Devletin bazen aklı karışır, suçluyla suçsuzu yer değiştirir. Zamanın ruhuna göre değil vicdana göre adalete güveniriz ve asla devlete küsmeyiz."

Ben eminim Ali Buldu şimdi devlete küsmeden, kendisini o torbaya sokmak isteyenlere hesap soracaktır.

Şimdi onlar korksun!

NOT: MİLLİ EĞİTİM YAZIMIZA YARIN DEVAM EDECEĞİZ