Önceki gün “İl Başkanları ne yapıyor?” başlıklı bir yazı kaleme aldım.
Diğer partilerin il başkanlarıyla ilgili, yaptıkları çalışmalarla ilgili olarak benim tarafımdan göründüğü şekliyle bir fotoğraf çektim ve bunu yayınladım.
CHP İl Başkanı Nuri Cengiz’le yazdıklarıma itirazlar geldi.
Gelen telefonları ve WhatShapp mesajlarını geçiyorum. Gelen eleştirilerin özetini sosyal medyada yazının altına Recep Tokgöz beyefendi yazmış. Gelen tepkilerin çoğunluğu aynı yöndeydi.
Sayın Tokgöz yorumda “Teslime bacı CHP İl Başkanına haksızlık yapmışsın. Takip ettiğim için biliyorum. Diğer il başkanları siyaseten ne yapıyorlarsa CHP İl Başkanı da aynısı yapıyor. Günün büyük bir bölümünü partide ve Antalya’nın her köşesinde partisi için çalışıyor. Sizin de dediğiniz gibi CHP gibi her konuda muhalif olanları bir arada tutmak, kavgayı önlemek başlı başına bir başarı. Üstelik parasını pulunu bu yönde harcayarak kimseye muhtaç olmadan layıkiyle işini yapmaya çalışıyor. Bunları niye yazıyorum, diğer il başkanlarını bir yana alıp, CHP İl Başkanının ayırdığın, ayırımcılık yaptığın için yazıyorum” demiş özetle.
Dedim “Sizde hata yok, ben ne demek istediğimi yazıda anlatamamışım”
Tokgöz ve bazı arkadaşların yorumlarında haklıydılar. Yazıda sadece CHP İl Başkanı Nuri Cengiz’e eleştiri vardı.
Kısaca özetleyecek olursak Sayın Nuri Cengiz’ i protokol görevinin haricinde halkın içinde görünmediğinden, soğuk davranışlar sergilediğinden, yakın buldukları haricinde düğüne derneğe gitmediğinden, ev ziyaretlerinde bulunmadığından, ilçe çalışmaları yapmadığından bahsetmişim.
Ama asıl yazının devamında “Sosyal medyaya bakarsanız 6’lı masanın çıkardığı aday Cumhurbaşkanı olacak, 6’lı masadaki liderlerin gösterdiği herkes de milletvekili olacak!. Bana inanın, yok öyle bir dünya Sayın Cengiz! Sosyal medyaya bakarsanız, geçtiğimiz iki seçimde de Ak parti yerle yeksan olması gerekiyordu. Seçimler sosyal medyada yapılmıyor. Milletin çok büyük tereddütleri var.” Demişim.
Bakınız insanlar sosyal medyada en çok tanıdıklarıyla, yakınlarıyla etkileşim içinde oluyorlar. Sosyal medyayı en iyi kullanan kesim ise CHP tabanıdır. Kimse bunu inkar edemez!
İşte bir yerde ben buna dikkat çekiyorum.
CHP’li partililer sosyal medyada seçim alıp, seçim veriyorlar. Seçimi kazanmışlar gibi bir hava ile gaza gelmiş vaziyetteler. Öyle ki; Ak Partililer için özel mahkemeler bile kuracak olanlar var.
Siz önce bir seçimi kazanın da, iş mahkemeye kalsın.
Yani kendileri yazıyorlar, kendileri oynuyorlar. Seçimi kaybedince de “Ohooo iki makarna paketine oy verdi bu millet” diye suçu vatandaşa atıyorlar.
İnandığı partinin ekonomiyi düzelteceğini, haksızlıkların giderilip, adalet dağıtılacağını, pazarda domatesi 20 liraya değil, 3 liraya alacağını umut ederek oy veriyor.
Yani vatandaş umuda oy veriyor.
İnanmadığına oy verir mi?
Siz vatandaşa ne vaat ediyorsunuz? Vaat ettiklerinizde inandırıcı mısınız?
Neden CHP İl Başkanını eleştiriyorum?
Çünkü bu ülkenin bir kesimi CHP’yi kurtarıcı parti gibi görüyor ve kendisini kurtaracağını umut ediyor.
Kurtarıcı parti gibi görülen ve kendilerini böyle lanse eden bir partinin il başkanı genel seçimi kazandıklarını kontra garanti gibi görüp, klimalı odada akşama kadar Ak parti dedikodusu yapmaya hakkı olamaz diye düşünüyorum.
Sayın Nuri Cengiz’e nasıl il başkanlığı yapılacağını söyleyecek kadar hadsiz değilim.
Ama eleştiri yaparak harekete geçirmeye çalıştım.
Antalya sokaklarına çıkın bakalım, partiliniz olmayan oylarına talip olduğunuz insanlara sorun bakalım CHP Antalya İl Başkanını tanıyan var mı?
Daha dün 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Cumhuriyet Meydanında törene katıldı. Kendi tanıdığı partilileri haricindeki arkada sıralanmış sıradan vatandaşların arasına karışıp selamlaştı mı? Protokolde yerini aldı, o cayır sıcakta bekleyen vatandaşlara 2 sayfa dolusu hazırlanan metni okudu, fotoğraf çektirip gitti.
Geçenlerde büyükbabası CHP’li, 12 eylül döneminde parti kapatılınca SHP kurucularından olan, CHP açılınca partisine geri dönen, en eski CHP’linin torunu “Ben il başkanı kim bilmiyorum” diyor.
“Bilmiyorsa onun ayıbı” diyerek bunu geçiştiremezsiniz. Partiyi temsil ediyorsanız, her vatandaşın oyuna talipsiniz. Tabanınız, kemik oylarınızın oranı belli ve bu oy oranı ile iktidar olmanızın imkanı yok. Öyleyse diğer partilere oy verecek vatandaşları ikna etmeniz gerekiyor.
Bunun için de yukarda dediğim gibi çevrenizdeki üç-beş kişiyle akşama kadar ak parti dedikodusu yaparak bunu başaramazsınız.
Esnafa, iş insanlarına, memura, işçiye, çiftçiye kısaca temas etmeniz gerekiyor. Bu nedenle sokağa inmeniz lazım.
Biraz uzun oldu ama bilmem anlatabildim mi?
NOT: Sayın Nuri Cengiz insan olarak saygı duyduğum birisi. Sakin kişiliğini, toplayıcı ve toparlayıcı yönünü ise ayrıca beğenirim. Böyle algılanmasına neyin neden olduğunu bilmiyorum ama bu güne kadar hiç bir şahsi sorun yaşamadım. İlk fırsatta gidip kendisini ziyaret edeceğim ve çayını içeceğim.