SEÇEMİYORUZ

Teslime Tosun

Bu gün TESK Başkan vekili seçilen Adlıhan Dere’den bahsedeceğiz.

Sayın Dere’nin başkan vekili seçilmesinin bir adım sonrası, görmek istediğimiz nokta TESK Genel Başkanlığı koltuğudur. O zamana kadar kader neyi getirir, neyi götürür bilinmez ama temennimiz elbette bu yönde olacaktır.

Antalya’daki 74 oda başkanı ve iki federasyon başkanı hiç firesiz Adlıhan Dere’nin yanında hizalandılar.

Kendilerine yakışanı yaptılar tebrik ediyorum.

Türkiye Esnaf Konfederasyonu çok önemli noktadır ve bu güne kadar hiç Antalya’lı genel başkan vekili seçilmemişti.

Antalya eğer Ankara’da bir güç olacaksa, Antalya’daki odalar daha güçlü bir şekilde yapılarının başında kalmak istiyorlarsa işte bu Adlıhan Dere’nin sayesinde olacaktır.

Her dönem Ankara’lı bir oda başkanının TSEK’in başında yer almasından Anadolu’da büyük bir rahatsızlık yaratıyordu. Karadeniz, Güneydoğu, iç Anadolu, Ege, Marmara bölgelerinde bulunan 80 ilin tamamı maalesef “Bizi başkan seçmezler” diye geri duruyordu.

İşte burada Adlıhan Dere, Ankara’yı kendisine hedef aldı.

Antalya’da, Kütahya’da, Sivas’ta, Kars, Ardahan, Edirne, Muğla, Şanlıurfa’da esnaf oda başkanları seslerini Ankara’ya ulaştırmakta güçlük çekiyordu.

Adlıhan Dere, göreve geldiği günden itibaren Bursa senin, Kahramanmaraş benim tüm Türkiye’yi dolaşıyor. Oda başkanlarının ayaklarına kadar gidip, sorunları yerinde dinlemeyi ve Ankara’ya döndüğü andan itibaren de sorunların çözümü noktasında hükümet ile, bakanlar ve özellikle Ticaret ve Maliye Bakanlığı ile çok ciddi diyaloglar kurup, sonuçlarını erkenden almaya başladı.

Adlıhan Dere’nin Antalya’yı temsilen TESK Başkanvekili seçilmesi Antalya’lı esnaf için büyük bir şanstır. Antalya’daki oda başkanları ve siyasi çevre bunun çok iyi farkına vardı. Oda başkanları, siyasetçiler, bürokrasi kesimi Adlıhan Dere’yi desteklemek için her gün AESOB’daki odasını dolup taşırıyorlar.

Yolunuz açık olsun Sayın Dere, Allah sizi de bizi de utandırmasın. Başarılar diliyorum.

Ha unutmadan, Şoförler Odası Başkanı Mehmet Ali Alkan’ın yaklaşık 20-25 günlük Karadeniz turundan dönmüş.

Hoş gelmişler, sefa getirmişler.

Elbette Adlıhan Dere’ye hayırlı olsun ziyaretinde bulunup, tam destek verdiklerini açıklamış.

Neyse konumuz bu değil!

Paranın gözünü seveyim. 45-50 derecede taksici ekmek peşinde koşsun, başkan Karadenizin yaylalarında paraları ezsin. Sonra da sanki Antalya’daymış gibi açıklamalar yapsın.

Merak ettiğim bir konu da iki aile çıktıysanız tatile Ayşe yengenin yeni Volvosu’yla mı gittiniz yoksa taksicinin alın teri olan yeni aldığınız ve içini yeniden dizayn ettirdiğiniz VİP araçla mı gittiniz?

VİP Araçla gittiyseniz benzin parasını cebinizden vermemişsinizdir kesin.

Her neyse, elbette bu sırada başkan ve çantacısı olarak yetiştirdiği sevgili yeğenim Tahsin Tosun ve eşi de Mehmet Ali Alkan abilerinin ve Ayşe yengelerinin tatilde rahat etmesi için ellerinden geleni yapmışlardır.

Şoförler Odası yönetiminde yer alan, hele 1.80’ni aşkın boyu ve okkalı kilosuyla benim yeğenim Ayşe yengesine ve Mehmet Ali abisine asla valizleri taşıttırmamıştır. Kibar ve görgülü adamdır benim yeğenim. Sayın Alkan eğilmesin diye ayakkabısını bile bağlar.

Şimdilerde Mehmet Ali Alkan ve Ayşe yengesi üzülür diye, beni yani öz halasına düşman olmuş. Ben Mehmet Ali Alkan'la ilgili yazdıkça, o yerinden zıplıyor "Benden ne istiyorsun?" diyordu. Şimdilerde ise  “Benim seçtiğim yol onu ilgilendirmez” diye haber gönderiyor.

Ne yapacaksınız?

İnsan hayatta arkadaşını, dostunu, doktorunu, avukatını, muhasebecisini seçebiliyor ama kardeşini, yeğenlerini seçme gibi bir şansları hiç yok!

Tamam mı sevgili Tahsin Tosun oğlum. Şimdi seni de yazmış oldum.

Bu günden itibaren Mehmet Ali Alkan abin ve Ayşe yengen seni daha çok severler. Üzülmeyesin diye teselli ederler. Ama yine de halan olarak seni son bir defa uyarayım.

Esnaf siyaseti çok çetrefillidir. Kullanışlı ingiliz anahtarı olmazsan kimse kimseyi sırtında taşımaz.

Bu günün şartlarında kimse kimseye haybeden para kazandırmaz.

Bu gün sürdüğün sefa, üç gün sonra sana eziyet  olarak geri dönerse yanında yörende kimseyi bulamazsın. 

Düştüğün çukurda çıkabilmek için debelenir durursun.

Ama bu arada sen çoktan satılmış olursun da haberin olmaz.