SEÇKİN SEÇİLMİŞLERİN TORPİLLİ KADROLULARI

Teslime Tosun

İyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlayalım.

Herkesin malumu üzeredir ki, Konyaaltı Belediye Başkanı Sayın Cem Kotan, Büyükşehir Belediyesinde taşeron işçi iken belediye başkan adayı gösterildi.

O dönemde bir çok kesim ve bazı paralı belediye başkan adayları Kotan’ı “İşçi” diye aşağılamaya çalışıyorlardı. Bir nevi Cem Karaca’nın şarkısındaki “İşçisin sen, işçi kal” diyorlardı.

Gün geldi ve Cem Kotan seçimi kazanarak belediye başkanlığı koltuğuna oturdu.

İlk kucağında bulduğu sorun personel maaşları oldu. Ve ilk icraatını “İşçilerimize, emekçilerimize maaşları ödeninceye kadar maaş almayacağım” oldu.

O dönem Cem Kotan’ı eleştirmiş, “Maaş almıyorum demekle olmaz. Sen artık belediye başkanısın ve çözüm üretmen gerekiyor” demiştim.

Aradan geçen süre içinde Konyaaltı’nda inanılmaz bir tasarrufla Başkan Cem Kotan işçilerin maaşlarını denkleştirmeye, borçları ödemeye başladı.

Seçimlerin hemen ardından Cimer’e bir şikayet dilekçesi veriliyor. Şikayete konu olan seçimleri bir aydan daha az süre kala 67 işçiye usulsüz olarak kadro verildiği öne sürülmüş.

Bu şikayet üzerine hazır belediyede denetimde olan Sayıştay müfettişleri bu konuyu da soruşturuyorlar. Cem Kotan’da kendi iç denetimini yaptırıyor.

Müfettişlerin yaptığı soruşturmanın sonunda “Kadrolu işe alımlar usulsüz ve art niyetlidir” deniliyor. Ve rapor Antalya Valiliğine gönderiliyor.

Buraya kadar süreç anlaşılmıştır herhalde!

Hukuki süreç halen devam ediyor yani.

Şimdi işin perde arkasına bir bakalım hep birlikte. Raporların Valiliğe gönderildiğini öğrenen ve bu işe onay veren memurlar başlarına iş açılacak diye bir yandan, yakınlarını işe yerleştiren etkili ve yetkili partililer başka bir yandan, işçilerin ulaştığı bazı medya mensupları diğer yandan Cem Kotan’ı sıkıştırmaya çalışıyorlar.

Yani Cem Kotan seçim için can hıraş çalışırken, birileri de tam bu sırada iş bitiriyormuş.

Kadroya geçirilen 67 personelin içinde 5-10 tanesi gerçekten hak eden, 10 yılı aşkın süredir belediyede görev almış personel oluşturuyor.

Sıkı durun,

Geri kalanı ise seçimden birkaç hafta önce sözleşme yapılarak işe alınan ve hemen ardından kadrolu işçi yapılan örneğin İl Yönetiminde bulunan CHP İl Başkan Yardımcısı Anıl Akbulut’un yakın akrabası Tunay Deniz Akbulut, partinin mırmırları olarak tabir edilen bazılarının oğlu-kızı, örneğin Semih Esen’in koruması-şoförü-fotoğrafçısı ve Esen döneminde belediyede göreve başlatılıp, memur kadrosu alan İbrahim Koçak’ın eşi Zeynep Koçak, önceki basın müdürü görevini yürüten Onur Alptekin’in yeğeni Cihan Alptekin, meclis üyelerinin yeğeni, kızı, muhtarın kızı, oğlu, Antalya’da görev yapan bazı üst düzey bürokratların yakınları gibi doldurmuşlar kadroyu sizin anlayacağınız.

En komiği de şimdilerde CHP’den bir ilçe başkanlığına aday olarak ortalarda dolaşan bekar bir arkadaş sevgilisinin, kız kardeşini “Benim baldızım” diyerek işe yerleştirmesi olmuş. Kimse sormamış ona “Yahu sen bekarsın. Bu baldız nerden?” diye.

Peki bunlar nasıl kadroya alınmış acaba?

İnanmayacaksınız ama milli eğitim onaylı olmayan lalettayin bir yerlerden “Portakal yetiştiriciliği, fasulye yetiştiriciliği” gibi sertifikaları alarak kadrolu işçi olmuşlar.

Sanki Konyaaltı Belediyesi, belediye değil Mehmet Mursi’nin çiftliği. Uçsuz-bucaksız portakal bahçeleri var veya dönümlerce fasulye yetiştiriyorlar

Her neyse, üstelik Cem Kotan hali hazırda bunların hiç birisinin işine son vermemiş!

Peki günlerdir köpürtülen konu nedir?

İşte o da Cem Kotan’ı yıpratmak için örgütlü bir çalışmadır.

Bizim arkadaşlar yazıyorlar. Ama onların yazdıklarını ben sizin anlayacağınız şekilde tercüme edeyim. “Belgeleri MEB onaylı değil ama üniversite mezunu. Tamam bu işçiler torpille alınmış ama devlette devamlılık esastır. Sen torpille işe alınan seçkin seçilmiş partililerimizin yakınlarına çalışmadan maaş almasına sağla” diyorlar.

Bunun anlamı şudur: Üniversitede Sosyal Bilimlerden veya iki yıllık sivil havacılık bölümünden mezun olmuş birisini MEB onaylı olmayan, lalettayin bir yerden bir haftada verilen belgeyle Fasulye yetiştiricisi olarak kadroya alıp, iş olmadığı için hiçbir yerde çalıştıramazsın.

Yani Sayın Kotan’ (Hak-hukuk sloganlarda var. Müfettişlerin tespit ettiği usulsüzlüğü görmezden gel. Sen de bu usulsüzlüğe göz yum. Suyun akışına bırak kendini) diyorlar.

Cem Kotan bu, hayatı mücadeleyle geçmiş adam, suyun akışına bırakmaz kendini, aksine akışa direnip tersine yüzmeye çalışır.

Sırf seçkin seçilmiş partililerin, üst düzey bürokratların torpille usulsüz bir şekilde işe alınan yakınları nedeniyle Başkan Kotan’ın ne işçi düşmanlığı kaldı, ne solculuğu kaldı, ne insanlığı kaldı.

Olaya başka bir açıdan bakacak olursak eğer,

Kepez Belediyesinin nüfusu 650 bine dayanıyor ve en geniş coğrafyaya sahip bir ilçe. Burada personel sayısı 2 bin 300 civarında.

196 bin nüfuslu Konyaaltı Belediyesinde sizce kaç personel ile çalışması gerekir?

3/1 oranında olması gerekiyor değil mi?

Hadi tahmin edin bakalım Konyaaltı Belediyesinde kaç kişi çalışıyor?

Neredeyse Kepez Belediyesi işçisi kadar yani bin 823 personel var. Konyaaltı İlçesinin sınırları belli. Bunun yarısı ile tüm hizmeti verebilecek kapasitede. Yani en fazla 900 civarında personel olması gerekirken iki katı personel var.

Bu bir belediyeye yük değil midir?

Konyaaltı’ndaki 196 bin insanın vergisiyle kusura bakmayın CHP’li yöneticilerin eşlerini, sevgililerinin kız kardeşlerini veya bir avuç seçkinlerin rahat etmesi için harcanamaz!

Sevgili Cem Kotan, haddime değil ama Konyaaltı’nda oturan bir sakin olarak diyorum ki, belediyenin sırtındaki kamburdan bir an önce kurtulman gerekiyor.

Biliyorum, bu personeli sen almadın. Ama vebalini senin sırtına yıkmaya çalışıyorlar.

Belediyenin personelini kesinlikle yarı yarıya düşürmen gerekiyor.

Yoksa Konyaaltı halkına hizmet eden bir belediye başkanı değil, anca seçkin seçilmişlerin, etkin bürokratların eşleri, kızları, sevgililerine maaş yetiştirmeye çalışan bir belediye başkanı olarak anılırsın.

Bunlarla mücadele ederken, elbette seni yıpratmak için her türlü eylemi gerçekleştireceklerdir.

Vatandaş için sakın bunlardan yılma, korkma, geri çekilme ve taviz verme!

Anca o zaman bir avuç seçkin seçilmiş partilinin değil halkın belediye başkanı olursun.