KÖŞEBAŞI
SİZİ ABİME SÖYLERİM HA
CHP cenahında kongre fiyaskosuna bayram nedeniyle az ara verildi ama hesaplaşma bitmedi. İl Başkanı Nusret Bayar ile yönetiminin beceriksizce manevraları nedeniyle parti meclisine aday olanların yarası derin ve acısı da ona göre derin. Bu nedenle Nusret Bayar'ın ve yönetiminin yakasını bırakmaya hiç niyetleri yok.
Özellikle Sosyal Medyadan Nusret Bayar ve ekibi ağır eleştiri almaya başladı. Ön seçimde listeden çıkan kadın adayın önüne kontenjandan ismi yazıldığında keklik gibi sekerek meclise koşan erkek milletvekilleri şimdi faturanın bir kısmı kendilerine yazılacağı için beyanat veriyorlar. Birisi çıkmış "Bize sabahın olduğunu soran yok" diye.
A efendi adama sormazlar mı, "Kendi ismin kontenjandan kadın vekilin önüne konulduğunda neden beyanat vermedin (Bana sabahın olduğunu soran yok" diye "O insan tırnaklarıyla kazıyarak, emeği ile listeden çıkmış. Neden benim ismimi ondan önce yazdınız?) diye. Senin hakkaniyet duygun sadece sana olunca mı kabarıyor? Emeğe karşı sizde bir gram bile saygınızın olmadığına inanıyorum.
Diğer milletvekili de beyanat veriyor, "Kibirli yönetimin tarihi ayıbıdır. Her kurultayda divanda mutlaka Antalya temsil edilirdi. Bu kurultay da onu bile beceremediler" şeklinde sözler ile Nusret Bayar, Hasan Şahin ve ekibine saydırdı.
Bayar ve Hasan Şahin takımı amaçları alttan alta "Milletvekilleri destek vermedi. Biz aslında 5 aday ismini vermiştik" diye bazı birebir görüşmelerde bu dedikoduyu ortaya salıp hiç olmaz sa tabandaki öfkenin birazını milletvekillerine paylaştırmaktı. (Sonra bu 5 isim 3 oldu, başka bir konuşmasında 7 olmuş. Kim ve neye göre, hangi kritere göre o isimler belirlenmiş onu açıklamıyor. [Ayrıca daha önce kendisi böyle bir konuda hop oturup hop kalkmıştı. Şimdi ne oldu da kime göre, neye göre isim belirlemiş acaba?)
Her neyse;
Her iki vekil de kendilerine karşı öz saygıları çok yüksek olduğu için hemen olaya müdahale edip, "Yok kardeşim yok. Nusret Bayar, Hasan Şahin ve ekibi bizden destek isteselerdi destek verirdik yani. Ama kuzum bir sor hele neden vermediniz diye. Aha bu Antalya il yönetimi kibirinden burunlarından kıl aldırmıyorlar.Bize sabahın olduğunu soran yok. Yoksa biz o kurultayı yıkar geçerdik. Divanda bile görev alamayan Bayar yönetimi bize dönüp, (Hele bir el atın) deselerdi valla-billa destek verirdik" anlamına gelen açıklamalarda bulunarak tabanın duymak istediği sözleri söyleyip sıyrıldılar aradan.
Nusret Bayar ve Hasan Şahin ekibi şimdi tabanın öfkesini ABB Başkanı Muhittin Böcek'e çevirmeye çalışıyorlar. (Bu arada unutmadan Hasan Şahin ve Çetin Osman Budak beyin Muhittin Böcek başkandan hiç hazzetmediğini en azından ben kendi kulağımla duyduğum için biliyorum. Çetin Osman Budak, Hasan Şahin, Ahmet Kumbul, kadın kolları başkanı Nilüfer Deveci bir araya gelince voltranı oluşturuyordunuz. Siz ne ara Ahmet Kumbul'u aranızda harcadınız? Nusret Bayar'a buradan uyarımdır. Ahmet Kumbul'u ortada bırakanlar size ne yapar bilemem"
Tam böyle bir ortamda bayram geldi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu, Antalya'da oturan kızının evine misafirliğe geldi. Nusret Bayar bayram günü koşturup Sayın Kılıçtaroğlu'nun evine bayramlaşmaya gitmiş. Eleştirilerden adam o kadar bunalmış ki, sosyal medyadan yayınladığı mesaja bakarmısınız? Bu kadar acemilik anca Nusret Bayar'da olurdu dedirtiyor.
"Genel Başkanımızın hepinize büyük selamı var. İktidara giden yolda herkesin büyük sorumluluk üstlendiğini belirten genel başkanımız, basında partimizi yıpratıcı söylemlerden kaçınılması, kurullar dışında parti içi konuların kamuoyu önünde yandaş basına malzeme verecek şekilde konuşulmaması gerektiğinin altını çizdi" diye.
Millet altına sıralamış. Bana göre en ilginci "Prof Dr. işsiz vatandaş" rümuzlu birisinden gelmiş. "Seçim döneminde atom karınca gibi çalıştık. Hepsi bu kadar. Aç susuz geziyoruz. . . Pişmanlık diz boyu. . . İyi günler dilerim tok gezenlere" demiş. (Son cümle içimi acıttı.)
Sayın Bayar, kurultay olayını elinize yüzünüze bulaştırdınız. Ebru Küçükaydın'ın ismini "Meral Akşener verdi" diyebilecek kadar pervasızlığa ulaştınız. Bu dedikoduyu siz yaymasanız bile yayanlara engel olmayarak olaya ortak oldunuz. Süreci yönetemediniz. Eleştirilerden bunaldınız ama bunun çözümü genel başkandan mesaj yayınlayarak olmaz. Sizin yaptığınız mahallede kavga ettiğiniz arkadaşlarınıza "Sizi abime şikayet ettim. Abim var ya, gelirsem onların kemiklerini kırarım" dedi diyerek mesaj yayınlamak gibi bir şey oldu.
Bunun çözümü istifa etmektir.
Haddim olmayan bu önerimi beğenirsin, beğenmezsin bilemem ama sizin bu beceriksizliğiniz yüzünden partiniz zarar görmeye devam edecek. Yönetiminizdeki arkadaşlarınız zarar görecek. Siz o koltukta oturmaya devam ettikçe insanlar içlerindeki intikam duygusuyla hareket edecekler. Tekrar ediyorum o zaman parti zarar görecek. Size yakışan "Önümdeki ilk büyük sınavda fiyaskoya neden oldum. Bana müsaade demektir" İşlerinizde kolaylıklar diliyorum.
NOT-1: Kumluca Belediye Başkanı Sayın Mustafa Köleoğlu, Finike Belediye Başkanı Mustafa Geyikçi'yle birlikte Sayın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bayram ziyaretinde bulunmuşlar. Kılıçdaroğlu acaba ahşap oba için harcadığı parayı sormuşmudur? Birde tekne mevzusu var. Doğrulatırsam bir ara onu da yazarım
NOT-2: CHP'nin kurultayında delege tarafından üzerleri çizilerek genel başkan yardımcılığı koltuğu giden Aykut Erdoğdu'nun yeğenleri ne olacak? Mesela Semih Esen'in özel kalem kadrosundan işe aldığı yeğen. Mesela Muratpaşa Belediyesinde olan yeğenler?. O kadar göze girebilmek çabası boşa mı gitti. Şimdi sırada hangi genel başkan yardımcısının şanslı yeğeni var acaba? insan merak etmeden duramıyor.