SOSYAL MEDYA ÇAMUR EKİBİ HÜCUUUUM
CHP'li yöneticiler üzerlerinden şaşkınlığı attılar.
Küçük bir özet geçelim. Serik CHP İlçe Başkanı İbrahim Demir'in yeğeni CHP İl başkan Yardımcısı M.G.'nin "Tefecilik iddiası" ile hakkında dava açıldığını yazdım.
Serik İlçe Başkanı İbrahim Demir'in damadı Yusuf Kabaağaç'ın "Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapmaktan" yani torbacılıktan yattığı cezaevinden tahliye olur olmaz, Muratpaşa Belediyesinde işe başlatıldığını yazdım. Onlarla birlikte CHP İl ve ilçe yöneticilerinin Muratpaşa Belediyesinde çalıştığını yazdım.
Seneler önce bir seri katilin, polis katilinin de Muratpaşa Belediyesinde çalıştığını yazdım.
CHP İl Başkanı ve diğer yöneticiler, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal önce derin bir sessizliğe büründü. Taban kaynamaya başladı. İl yönetimine ve belediyelerde çalışanlara karşı büyük bir tepki oluştu. Bunlar önce bana karşı ne tepki vereceklerini şaşırdılar ve sonunda üzerlerindeki şaşkınlığı silkeleyip hücuma geçtiler.
Önce il yönetimindeki arkadaşlar son derece düzeyli bir şekilde "Biz CHP'de çalışıyoruz ama hele bir sorun neden çalışıyoruz. Kimse bize torpil yapmadı. Biz Muratpaşa Belediyesinde çalışırken siyasete girdik. Bankamatik memuru değiliz. Diğer kurum ve kuruluşlar bize kapalı, oraları AK Partinin torpilliler doldurmuşlar. Biz çalışmayalım mı?" türünden açıklamalar geldi.
Haklılar.
Çalışmayacaklar mı? Elbette çalışacaklar, elbette evlerine ekmek götürecekler, Ama hep beraber Muratpaşa Belediyesinde çalışmaları zorunlu mu?
Olaya başka bir yönden bakarsak, CHP'li Muratpaşa Belediyesinden de Ak Partili birisini işe almasını bekleyemeyiz! O'da ayrı bir konu.
CHP'li bir kızımız var. İsmi Deniz. Sayın Semih Esen için Çakırlar bölgesinde, Hurma bölgesinde, Hacısekiler, Geyikbayırı ve üst taraftaki köylerde günlerce tanıdığım bu kız taban tepti, seçim çalışmalarına katıldı. Sonra ne oldu? Seçim biter bitmez, bu kızımızın telefonları çalmaz oldu. Kendisi aradığında ise ilk günler, "Yoğunluk var, sonra görüşelim" denildi, sonrasında telefonlarına dahi çıkan olmadı. Yani Deniz kızımıza hiç kimse sahip çıkmadı.
"Çaycı Metin'in kızı" Gül Ustaer CHP'de siyaset yapmak istedi. Ön seçimlerde kelli-felli partililerden daha fazla oy aldı. Ama CHP'deki sistem onu bir adım öne gitmesine izin vermedi. Bu gün tanıdığım tüm CHP'liler sosyal medyadan "Gülümüz" diye taziye mesajı yayınlıyor. Ama en güzel yazıyı Ayhan Zor yazmış. Okumayanlara tavsiye ederim. lütfen Ayhan Zor'un yazdıklarını okuyunuz.
Ben "CHP'nin zencileri" diye işte böyle çalışan kadınlara diyorum. Bu gibi partinin tabanında yer alan gerçek CHP'lilere sahip çıkmayacaksınız ama tüm il örgütü, ilçe örgütleri çapraz belediyelerde görev alıp, "Biz emekçiyiz, evimize ekmek götürüyoruz" diyeceksiniz. . . . . .Diyebilirsiniz.
Şunu da yazmadan geçmeyelim. Muhittin Böcek seçildiği günden bu yana Büyükşehir'den fazla işten çıkarma yapmadı, yani kadroları boşaltmadı. İl Başkanı Nusret Bayar ile bu yüzden karşı karşıya geldiler. Bayar CHP'de çalışanlar, onların yakınları ve gençlerin işe alınmasını talep etti ama karşısında bir blok ile karşılaştı. Bayar, Muhittin Böcek'in ördüğü duvarı yıkamadı. Tabandan gelen baskıyı göğüslemek zorunda kaldı. CHP'liler mecbur, Muratpaşa, Konyaaltı ve Döşemealtı Belediyelerinde sıkışıp kaldı. Kadrolar Büyükşehire dahil olsaydı, ilçe belediyelerindeki ve özellikle Muratpaşa Belediyesindeki yığılma bu kadar dikkat çekmezdi.
Şimdi gelelim, sosyal medyadan diğer paylaşımlara. Öncelikle CHP'nin sosyal medyayı çok iyi kullanan, ağzı iyi laf yapan, istemediği birisi milletvekili adayı olsun, belediye başkan adayı olsun sosyal medyadan yerin dibine sokan tipler de var. O kadar yaygara koparıyorlar, o kadar çamur deryasının içine sizi çekiyorlar ki, bu tiplere kendi partilileri bile bulaşmaktan çekiniyor. İşte biz bunlara "Sosyal medya çamur ekibi" diyoruz.
İşaret fişeği çakıldı "SOSYAL MEDYA ÇAMUR EKİBİ HÜCUUUUUM" diye bunlar atağa geçtiler.
Birisi yazmış, "Yarın size bu gazetecinin bu bilgileri nerden aldığını, neden yazdığını, kimlerin adamı olduğunu" açıklayacağım türünden. Çünkü bu arkadaşlar iki gündür işaret bekliyorlardı.
O söylemeden ben söyleyeyim "Öncelikle AK Parti yanlısı, Menderes Türel'in adamı olduğumu, hatta onun gazetesinde 8 ay çalıştığımı, Muhittin Böcek'in adamı olduğumu, Yıldıray Sapan ve onun çevresindekilerin bana haber verdiklerini" yazacaklar.
Sosyal medyada Teslime Tosun'u bitirme savaşının ana omurgasının hazırlanmasında benim çevremde olan bazılarının da yardımı olduğunu biliyorum. Acı ama gerçek bu.
Daha önce yazdım, bir daha yazmamda sakınca yok. Menderes Türel meslek büyüğümdür. Ailesi 80 yıldır gazete sahibidir. Antalya camiasında gazetecilik yapanların yüzde 90'ı Yeni İleri gazetesinde yetişmiştir. "Adamı" derseniz, hiç itirazım olmaz, kabulümdür. Muhittin Böcek'i Anap İlçe Başkanlığı yaptığı dönemden bu yana tanırım, sever saygı duyarım. "Adamı" derseniz kabulümdür. Ümit Uysal'ı 90'lı yıllarda CHP Gençlik Kolları Başkanı olduğu gün ilk haberini yapan kişi benim ve sonrasında Adliye koridorlarında süren dostluğumuz vardır. "Adamı" derseniz kabulümdür.
Ama Yıldıray Sapan derseniz, orada bir durun. Eşine şiddet uyguladığı zaman DHA'da adliye muhabiriydim ve haberini yapan kişi benim. Kadına şiddet uyguladığı günden bu yana kendisinden zerre hazzetmediğim gibi aynı duyguları onunda bana karşı yaşadığından eminim. Ne telefonla, ne yüz yüze asla görüşmedim, aracı kullanarak temas etmedim.
Ama benim CHP aleyhine yazdığım yazıları alıp paylaşıyorlar. Buna da engel olamam ki?
Gelelim, bana karşı açılan sosyal medya savaşının maddi boyutuna. hazırlıklarını buna göre de yaptılar.
Öncelikle ev arkadaşımın ihaleyle aldığı işyerini dillerine dolayacaklar. "Aslında o otopark, ev arkadaşının değil, Teslime Tosun'un" diye. Çünkü bunu aleyhine yazı yazdığım eski bir meclis üyesi yarım aklıyla bana laf sokuşturmaya çalışırken söylemişti. O söylemde üzerime yapıştı kaldı. Ama bundan gocunmuyorum ben. . . Söyleyebilirler.. .
İnternet haber sitemin aboneliklerini dillerine dolayacaklardır. "Filanca abone olmadı, para vermedi ondan bunları yazıyor" diyebilirler. Veya "filanca kurum Teslime Tosun'un internet sitesine abone, o kurumun başında da şu kişi var. O kişi veya siyasetçi veya belediye başkanı veya her kimi ortaya atacaklarsa artık CHP il örgütü ve Ümit Uysal aleyhine onlar yazdırıyor" diyeceklerdir.. . . Diyebilirler.
Ama "İL BAŞKAN YARDIMCISI M.G HAKKINDA TEFECİLİK İDDİANAMESİ HAZIRLANMADI, TORBACI DAMAT VE SERİ-POLİS KATİLİ MURATPAŞA BELEDİYESİNDE ÇALIŞMIYOR, CHP İL VE İLÇE YÖNETİCİLERİ BELEDİYELERDE ÇALIŞMIYOR, BUNLARIN HEPSİ GERÇEK DIŞI VE YALAN" demeyeceklerdir. . . . DİYEMEZLER!
Meselenin özü orası. "BU YAZILARIN TAMAMI YALAN" diyebiliyor musunuz? Bana onu söyleyin yeter.
NOT: CHP'li Deniz kızımız ile Gül Ustaer'i kızımızı karıştırmayın lütfen.