SUSSAM DİYORUM!

Teslime Tosun

Sussam yazmasam diyorum, ama içimdeki o hayvani gazetecilik dürtüsü beni esir alıyor.  Bakın geçtiğimiz yıl yazdım. Dedim ki; Antalya'da bir grup gazeteci var. Bunlar yeni yıl gelirken ajandalarını açıyorlar yurtdışında hangi fuarlar var defterlerine not ediyorlar. 
Turizm firmaları, devletin bazı kademeleri yaklaşık 20 yıldır, 25 yıldır topluyor bu değişmeyen, değiştirilmesi dahi düşünülmeyen listedeki gazetecileri turizm fuarlarına, yaş meyve sebze gibi bilumum fuarlara götürüyorlar. Tüm masraflarını götüren firmalar, devletin bazı kademeleri karşılıyor. Bunlar oraya gidiyor ve üç-beş kare fotoğraf çektirip geziye çıkıyorlar. 
Bunu eleştirenlere ise "Biz yurtdışında turizm elçileri gibi çalışıyoruz." ,  "Turizm firmasının sahibi benim arkadaşım, benim masrafımı o karşılıyor.", "Ben kendi masrafımı karşılıyorum kardeşim kimse benim masrafımı ödemiyor.", "Bizim Antalya turizmine, Türkiye Turizmine  yaptığımız katkılar parayla ölçülemez"  gibi bla bla bla bla! diye saydırıyorlar. 
Hele bir "Sarı zeybekler" grubu var ki, sormayın gitsin, Fette gezi nerde, bunlar orda. 
20 yıl, 25 yıl kardeşim. Doymadınız mı daha. Sizin yerinize gençler gitsin artık! Ufukları açılsın çocukların. Onların imkanları yurtdışına gitmeye yetmez, ama böyle gezilerle onların mesleki anlamda gelişmelerine katkı sunulur. 
KANIKSADINIZ, GÖRMÜYORSUNUZ!
Bir çoğunuzda gazetecilik refleksi kalmadı. Gide-gele kanıksadınız. Önünüzdeki haberi görünmüyor, görseniz dahi yapmak için harekete geçmiyorsunuz. Artık sizin katkı koyabileceğiniz hiç bir şey yok. Yeter artık, turizm firmalarının da yakasından düşün.
Numunelik olarak bir tane genç gazeteci giderse orada haberi o yapıp geliyor. İsim isim yazmak istemiyorum, hepsi mesleğe gönül vermiş canavar gibi gazeteciler. Mesela Hürriyet'ten Ceren Deniz, DHA'dan Mehmet Çınar, İbrahim Laleli, mesela İleri Gazetesinden Mahsum Altaş, İHA'dan İsa Akar, Yeni Yüzyıl Gazetesinden Hazel Berkalp var, Son Haber Gazetesinden Eyüp Koçak. 
Genç gazetecilerin önünde bent gibi, kocaman bir baraj duvarları gibi duruyorsunuz. Yeter artık çekilin kenara. . . 
Not: Burada Sayın Gazeteciler Cemiyet Başkanımıza da iki çift sözüm var. Sayın Başkanım hemen her yıl 10 Ocak "Çalışan Gazeteciler Günü'nde turizm fuarlarındasınız. Etkinlik yapmak isteyen, gazetecileri sizin nezdinizde kutlamak isteyen hiç kimse karşısında muhatab bulamıyor. Sayın başkanım, "İkinci başkan, genel sekreterimiz burada, yönetim kurulu üyelerimiz burada. Hepsi beni temsil edecek kapasitedelerdir" filan diye yuvarlak geçmeyiniz. Bir kere de yukarda sayacağınız isimlerden birisini gönderin de çalışan gazeteciler sizi bir yıl yanlarında görsünler.