Dün ABB Meclis toplantısı vardı. Verimli bir gündü ama meclisten sonra ASAT'ın meclis toplantısı vardı. Ben ona kalamadım ama asıl tantana o zaman kopmuş. Başkan Muhittin Böcek 55 dakika geç katılmış, Ak Partili ve MHP'li Belediye Başkanlarına atar yapmış. Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü sosyal medyada yaptığı açıklama ile Başkan Muhittin Böcek'i kınadı. Yani epey aksiyon yaşanmış.
Her neyse ben izlediğim bölümlerden size bilgiler vereyim. Öncelikle Korkuteli Belediye Başkanı Ömer İşlek, adeta şov yaptı. Meclise getirilen 58. maddeye sıra gelince İşlek söz alarak "Bu kararı meclisten oylatmanıza gerek yok. Çünkü bu maddede geçenlerin tamamı geçersiz kılındı. Çünkü Çevre Şehircilik Bakanlığı projeyi r'esen, 21 Mayıs 2021 günü, onayladı ve 5 binlik ve binlik planlara işledi. Üstelik askı süresi içinde de hiç bir itiraz olmadı dedi.
Saadet Partili Korkuteli Meclis üyesi Mehmet Manavoğlu ise 'Benim bildiğim en az 200 civarında itiraz var' dedi. Sayın Manavoğlu'nun ne söylediğini anlayabilmem için bana dekoder lazımdı. İşlek yeniden cevap vererek, "Resmi belgeler bir süre sonra hem ABB'nin hem de Korkuteli Belediyesinin sistemine düşer. Oradan bakarsınız" dedi.
İşlek ile yaptığımız kısa görüşmede ise "Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanımıza çok teşekkür ediyorum. Korkuteli'lerin haklarını hukuk altına aldılar. 180 itiraz dilekçesi karşısında hukuka bakmadan, 'sosyolojik' diyerek, türkçesi siyaseten karar aldılar. Buna karşın, 360 vatandaşımızın "Belediye ve pazar yeri binamızın yapılsın" diye verdikleri dilekçesini ise dikkate bile almamışlardı. Ben de dahil herkese kanuna saygılı olacak" dedi.
Bunları konuştuktan sonra meclisin arka odalarına daldığımda Ak Partili meclis Başkanvekili Sayın Abdurrahman Yılmaz ve Döşemealtı'nın CHP'li Belediye Başkanı Sayın Turgay Genç ile karşılaştık. Bol kahkahalı sohbetimiz esnasında Başkan Turgay Genç'e "İyi ki sizi gördüm. Size soracaklarım vardı" dedim. Kahve içmeye beklediğini söyledi.
Ama benim kahve beklentim geçtiğimiz haftaydı. Bu nedenle "Başkanım kahve içme aşamasını geçtik. Ben yazılı sorayım size sorularımı, siz de bana yazılı olarak cevap verirseniz sevinirim" dedim.
Neden "geçtiğimiz haftaydı" onu açıklayayım da insanların kafasında soru işareti kalmasın.
Benim memleketim bildiğiniz üzere Döşemealtı. Memleketimin belediye başkanına hep destek olmaya çalışmışımdır. Hep pozitif bakmışımdır olaylara. Elimden geldiğince.
Ancak artık iş çığırından çıkmaya başladı.
Bahçeyaka Muhtarı ve Döşemealtı Muhtarlar Dernek Başkanı olan Alkan Altun benim öz yeğenimdir. Her ailede olan miras kavgaları nedeniyle yeğenim ile yaklaşık 10 yıl görüşmedim. Son günlerde görüşmeye başladım. Sonrasında öz yeğenim bir kaç yazıma müdahale etmeye kalkınca, "Yazacağım yazıyı sana mı soracağım?" diyerek başımdan attım.
KISKANÇLIK DUYGUSUNUN ESİRİ OLDU
Yeğenim olduğu için söylemiyorum, Alkan Altun Döşemealtı'nda çok sevilir, saygı duyulur. Mahallesine hizmet için çırpınır durur. Özellikle pandemi döneminde yardıma muhtaç olan ailelere gıda yardımı yaptı. Fırıncılarla anlaşıp, binlerce ekmek dağıttı. Evinde, eşiyle çocuklarıyla maske yaptı, mahallesinde olmayanlara bile dağıttı. 23 Nisan geldi, evden çıkamayan çocuklar için palyaço yapıp sokak sokak dolaşarak eğlendirdi. Son kapandığımız 17 gün boyunca en az 5-6 defa toptancı Hal'e sabah saat 04.00'de gidip, oradan salatalık, biber, domates gibi sebzeler getirip mahallesindeki ihtiyacı olanlara dağıttı.
Her şey kararında olması gerekiyor. İnsanlara yardım konusundaki büyük özverili çalışmayı takdir ederim ama ben değil kimse onun kadar yapamaz. Ben insanların nankör olduğuna inanırım. Yeğenimin bu huyu babasına çekmiş.
İşte bu nedenle ilçede çok seviliyor ve sosyal medyada büyük takdir topluyor. Kimisi "Varol muhtarım" kimisi, "Belediye başkanı evinde yatıyor, muhtarımız çalışıyor.", "Başkan Turgay Genç, azıcık senden ders alsın" kimisi "Muhtar Alkan Altun tek başına koca belediyenin binlerce çalışanına ve Belediye Başkanına bedel" diye yorumlar yazıp, gaz veriyorlar.
Muhtar Altun'un bir paylaşımını binlerce kişi beğenip, yüzlerce yorum yağarken, Turgay Genç'in yaptığı paylaşımlar, anca 200-250 gibi komik rakamlarda kalıyor. Koca ilçenin başkanısın ve belediyenin binlerce çalışanı var ve beğeni oranı yerlerde sürünüyor. Yorum olayına hiç girmiyorum.
Yalan yok, başkan Genç'in yerinde kim olsa kıskaçlık krizine girer. Kendisine gelecek dönemde rakip görüp, önünü kesmek isteyebilir. Ama Alkan Altun'un Belediye Başkanı adayı olmak gibi bir durumu hiç yok.
Belediye Başkanı Turgay Genç elbette bunları okuyor ve anladığım kadarıyla tüm zerrelerine kadar kıskançlık içinde çatlıyor. Yakın çevresinin yalancısıyım. Çevresindekiler aralarında mavra döndürüyorlar. "Turgay Genç başkan, Alkan Altun diye onulmaz bir hastalığa tutuldu." diye, bir de kahkahalar ile gülüyorlar.
Her neyse, Başkanımız Turgay Genç kendince Muhtar Alkan Altun'un ilçedeki karizmasını yerle yeksan etmek için bir ortam hazırlıyor. 10 kadar muhtarla birlikte Alkan Altun'u da çağırıyor makamına. Amacı makamında yeğenim olan Alkan Altun'u madara etmek.
Ama evdeki hesap çarşıya uymuyor.
Alkan Altun bu. Teyzesinin yeğeni.
Başkan Genç, fikirler tartışmasında cevap veremediği Alkan Altun'u susturabilmek için bitkin bir sesle "Çık dışarı" diyebiliyor. Alkan Altun ise, "Haddini bil başkan! Ben senin azarlayabileceğin ne evindeki çocukların, ne de personelinim. Gerçi insan olan, ağırbaşlı bir belediye başkanı, personeline de böyle davranamaz ama yine söylüyorum HADDİNİ BİL" diyor.
Başkan genç, son bir hamle ile zevahiri kurtarmak için "Ama senin vizyonun yok" diyor. Muhtar Alkan Altun ise (tahmin ediyorum) sahibi CHP Genel merkezine yakın bir gazetecinin (Yani Hadi-Süleyman Özışık kardeşlerinin AK Parti ne ise CHP için aynısı olan bir İstanbul'lu gazeteciye veya yakınına ödenen 100 bin lira civarındaki parayı kast ederek "O kadar para verip vizyon sahibi olunmaz. Vizyon insanın kendisidir." diyor.
(Başkanım yeri gelmişken 100 bin törkiş liraya kaç kilo vizyon alabiliyoruz?)
İşte bu olayları ben, kendi yeğenimden değil, üç-beş gün sonra 3. şahıslardan öğrendim.
Annemin ölüm yıldönümü nedeniyle bir hafta kadar önce Döşemealtı'na mezarlığa gittim. Dönüşte belediyeye giderek basın danışmanı olan sevgili meslek büyüğüm Deniz Akgün ile görüştüm. Deniz abime karşı sonsuz bir saygım vardır. Ben mesleğe onların yanında çömez olarak başlamış birisi olarak, elbette bu saygımı göstermekle mükellefim. Deniz abi uzun yıllar gazeteciliğin yanı sıra STK temsilciliği de yapmış, itidallı birisidir. Sağ duyusu hep ön plandadır.
Kendisine "Artık Döşemealtı'nı koruyup, kollama adına sustuğumuz yeter. Başkan köpeksiz köy bulmuş gibi eli değneksiz geziyor. Kendisine çalışmaları konusunda destek oldukça şımarmaya ve muhtar Alkan Altuna hasetliğinden, kıskançlığından artık ne yaptığını, ne konuştuğunu bilmez hale geldi. Bu güne kadar sormaya fırsat bulamadığımız, memleketlimiz olduğu için iltimas geçtiğimiz bir çok konularımız birikti. Ancak son yaptığı davranış şekli bardağı taşırmıştır. Ben yeğenim ile görüşmüyor olabilirim ama yine de benim yeğenimdir. Hiç tanımadığım insanlara yapılan haksızlıklara karşı dururken, sırf belediye başkanının kıskançlık krizine girerek kendi öz yeğenime karşı sergilediği tutumu kabul edemem " şeklinde bir görüşmemiz oldu.
(Görüşme detaylarına girmiyorum. İki-üç meslektaş bir araya gelince elbette içinde argo kelimelerin uçuştuğu bir sohbet etmiş olabiliriz. Burada son derece kibar yazdım)
Deniz Akgün ağabey bana, başkan ile görüşüp, konuyla ilgili bilgi alacağını ve benimle bir kahve içerek konunun üzerinden geçeceğimizi söyledi. Aradan geçti tam bir hafta. Yani 7 gün. O günden bu yana kendilerinden hiç bir şekilde haber alamadım.
Şimdi gelelim benim yazılı sorularıma:
Daha ilk baştan başlayıp, günümüze geleceğiz elbette.
İLK SORULARIMIZ
Öncelikle Alaattin Ayata kimdir? Sizinle bağlantısı nedir?
Döşemealtı Belediyesinin şirketi olan Döşemeyol A.Ş. firmasının hastane ihalesini alan firmayla bir ilişkisi var mıdır?
CHP Genel Merkez'den size bu beyefendiyi önerdiler mi? Önerdiyse kim önerdi?
4 yıl önce 26 milyon 300 bin lira karşılığında yapılan bu ihaleyi iki gün sonra 25 milyon 500 liraya başka bir firmaya taşere ederken "İnşaatın en az yüzde 20'sini ihaleyi verdiğim firmanın yapması gerekiyor" demediniz mi?
26 milyon 300 bin liralık ihalenin damga vergisini ihaleyi alan firma ödemesi gerekirken 150 bin törkiş lira civarında tutan damga vergisini bile neden belediyeye ait Döşemeyol A.Ş, ödedi? (Sayıştay denetiminden geçtiniz mi? Eğer geçtiyseniz bunu denetiminden nasıl geçirdiniz size helal olsun. Ama emin olun mütahitin devlete ödemesi gereken vergiyi bile Döşemaltı'lılara ödetmenizi kimse kabul etmez)
90'lı yılların emlak mafyası olarak kayıtlara geçen 'Çalkaya talanı' dosyasının bir numaralı sanığı Erkan Karaçayır ile dostluğunuz nasıl Sayın Başkanım Turgay Genç.
Osman Çiçekdağı neyiniz olur acaba? Konyaaltı'ndaki ofisinden çıkmıyormuşsunuz. Dost ziyaretiyse pandemi var sayın başkanım dikkat edin.
Sayın Başkanım Turgay Genç, sorularımı söz verdiğim gibi yazılı olarak soruyorum. Kestane kebap, acele cevap.
Çok bana kızarsanız ve yazdıklarımda suç unsuru olduğunu düşünürseniz eğer Döşemeyol A.Ş.'nin avukatı olan MHP'nin değerli Milletvekili adayı Şükran Akça hanımefendiye talimat verirsiniz ve bana dava açarsınız olur biter.
Sorularımızın cevaplarını aldıkça yeni sorular elbette soracağız. Şimdilik bunların cevaplarını bekleyelim.
NOT 1: Döşemealtı'nda CHP İl Başkan yardımcısı Yıldıray Veltan'ın beyefendinin yeni kurduğu, içini acayip döşediği ama açılışını henüz yapmadığı "Emlak yatırım, danışmanlık" firmasına gelinceye kadar arada soracağımız çok soru olacak. Ama merak etmeyin özel hayatla ilgili ne sizin, ne de çevrenizdekiler ile ilgili tek bir soru bile sormayacağım.
NOT 2: Hakkını yemeyelim, Belediye Başkanı Turgay Genç'de Döşemealtı'na yardım yaptı ama nasıl?
Antalya'nın yerlisi benzin istasyonları sahibi hayırsever bir işadamına (Ferit Sezer beyefendi değil, Semih Beken aldı) Migros'tan gıda paketleri aldırıp, alınan gıdaları Döşemealtı Belediyesi yazan kutulara doldurarak en fazla (Yazıyla bin kadar, rakamla 1.000 kadar) gıda yardım paketlerinin bir kısmını TOKİ evlerine götürüp dağıttı. Bu gıda paketlerinden 100 adetini CHP İlçe Başkanlığına, 50 paketini İyi Parti İlçe Başkanlığına, 20 paketini Alevi Kültür Derneğine gitti. Eyy Döşemealtı'lı ihtiyaç sahibi yörükler, yanın kendi fakirliğinize. Döşemealtı Yörükler Derneğini bir kaç arkadaş ile ben kuruyorum şimdi. Merak etmeyin, az kaldı. Sizin de haklarınızı savunacağız.
Gerçi işadamlarından gelen gıda yardımlarının kutularını değiştirip en fazla bin tane gıda yardımı yaparak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tüm belediye başkanları önünde yüzüne karşı (Videokonferans toplantısında) İlçemizde 20 bin gıda paketi dağıttık." diyerek gerçekleri gizleyip, doğru olmayan bilgileri sundu. İhtiyaç sahibi ailelerin müracatları Kültür Müdürlüğünde daha yeni alınmaya başlamış ama başkanım Genç, Genel başkanına ihtiyaç sahibi bilmem kaç tane aileye alış-veriş kartı dağıttık" diyebildi.