Antalya Ticaret Borsası (ATB) düzenlemiş olduğu Kent Buluşmaları'nın konuğu Antalya Valisi Münir Karaloğlu oldu. Toplantıya ATB Meclis Üyeleri, İl Tarım Müdürü Mustafa Özen ve çeşitli sektörlerden iş adamları katıldı. Valiu Karaloğlu Antalya için 2019 yılının çok güzel geçeceğini ve yapılan erken rezervasyonların turizm için yeni rekorlar kırılacağının göstergesi olduğunu söyledi. Vali Karaloğlu Antalya'da tarımın önemine dikkat çekti. Karaloğlu, " Sadece yerli ve yabancı 20 milyon turisti değil, Türkiye’yi doyurmaya çalışan bir kentte yaşıyoruz" dedi. Son iki yılda yaş sebze ve kırmızı et tüketiminde artış olduğunu söyleyen Karaloğlu, "Tüketimdeki bu artış turizm hareketliliğine bağlanabilir" diye konuştu.
Bölgesel çözümler yapılması gerekir
Tarımda tuta faktörünün ortadan kalkması için devlet ve çiftçi örgütleriyle beraber çalıştıklarını ve bölgesel zözümler için çaba harcandığını ifade eden Karaloğlu şöyle konuştu: "Geçen yıl domates üreticisini canından bezdiren tuta ile meyvede çeşitli zararlılar ile mücadele ettik. Bu mücadeleyi çiftçi ile birlikte yapmalıyız. Bu zararlılarla mücadelede en büyük sorun sera atıklarının bertaraf meselesidir. Bunun bir türlü bertaraf edilmesini sağlayamadık. Bölgesel çözümlerle bunu çözebiliriz. Bu sorunu kent olarak çözmemiz gerekiyor. Sera atıklarını mutlaka bertaraf etmeliyiz. Atıkları seranın bir köşesinde saklayarak zararlının yaşaması için ortam oluşturulmuş oluyor. Yakarak yok etme de doğru değil. Biyolojik metodlarla yok edecek metotlar üretmeliyiz."
Rusya 100 bin ton Domates alacak
Rusya ile diplomatik ilişkilerin iyi olduğunu ve bu durumun sebze ihracatını olumlu yönde etkilediğini belirten Karaloğlu, "Antalya Türkiye’yi de doyuran, 500 milyon dolarlık ihracatı olan şehirden bahsediyoruz. Her geçen yıl ihracatımız artıyor tarımda. Rusya bu yıl 100 bin ton domates alacağını ifade etti" dedi. Gazetecilerden birinin Marketlerde ve pazarlarda fiyatlar için denetim yapılıyor mu sorusuna Karaloğlu şu cevabı verdi: "Denetim tabiki yapılıyor. Son noktada gidip sadece marketi, zinciri oluşturamazsanız bunu sağlayamazsınız. Bataklık durur, siz sinekle uğraşırsınız. Kesin çözüm değil. Şu an markete gidip denetim yapmak, sistemdeki aksaklıkları gidermeden sadece gidip markette ya da pazarda denetim yapmak sorunu çözmez. Anlık çözer. Kökten çözmez. Kaliteli üretmek ve kaliteli malı, en uygun fiyatla son tüketiciye ulaştırabilmek, yeni hal yasasının mantığı bu. Türkiye’de maalesef bizim üretimden son tüketiciye zincir tam çalışmıyor. Bizim tarladan çıkan ürün vatandaşın mutfağına gidinceye kadar yüzde 30 kaybımız var. O nedenle zaten fiyatlar yüzde 30 artmış demek. Bu zinciri düzenleyerek kaybı, yüzde 5’lere getirdiğiniz zaman, yüzde 25 fiyat avantajımız olacak. Bizim problemimiz bu. Enflasyon konuşuluyorken, domates konuşuluyor. Zinciri tam oluşturamadıktan sonra bu işi daha çok konuşuruz. Hedef kaliteli üretmek, son tüketiciye ucuz ulaştırabilmek, bu hepimiz için büyük bir sorumluluktur. Bunu sağlayacak çağdaş alt yapıyı da kurmamız gerekir. Komisyonculuk, meselenin yüzde biri bile değil. Sadece komisyonculuk konuşuluyor oldu. Bu doğru değil, sistemin tamamını konuşmamız gerekir." MAHSUM ALTAŞ