Dün kadına yönelik şiddetle mücadele günüydü.
Yıllar önceki bir olayı size anlatayım. Oradan devam edelim. Bir dönem polis; halkla arasında barış imzalamak için Şarampol Karakolunun kapısına kocaman, devasa “Evinize hoş geldiniz” yazısı astırmıştı.
Karı-koca kavgasında genel işleyiş ise evinde şiddet gören kadın karakola gider, polis o kadıncağızı saatlerce orada bekletir, ifadesini almaz. Arada bağırıp, çağırırlar. Çoğunluğu erkeklerden oluşan ve kadın polisin numunelik bulunduğu emniyet teşkilatı, kocasından şikayetçi olan kadına öyle bir suçluluk psikolojisi uygularlardı ki, kadıncağız şikayetçi olacağına bin pişman olurdu. Kocasından şikayetçi olduğu için bir yudum suyu çok gören polisleri bilirim.
Bunun gerekçesi ise “Biraz sonra kocası gelir, iki laf söyler, bizde bir-iki ikna eder evine göndeririz. Yuvayı yıkmayız. Aynı şey bizim de başımızda” diye bakarlardı. Eşi gelince, polislerden azar işiten, aşağılanan kadıncağız mecburen kendisine iki güzel söz söyleyen kocasının peşine takılır, yeniden işkence evine geri dönerdi.
Ama gün geldi kadınların ısrarlı mücadelesi sonuç verdi. Evindeki şiddetten kaçıp, sığındığı karakolun kapısında da “Evinize hoş geldiniz” yazısıyla karşılaşan kadınların yaşadıkları şoklar bitti.
Geçenlerde Üçgen Mahallesinde iki polis Halk Eğitim Merkezinde bulunan kadınlara KADES programını anlatmak için gelmişlerdi. Kadın olarak beni de yolda görünce elime bir afiş ve tanıtım broşürü verdiler. “Telefonuna KADES programını indir. Yanındayız” dedi.
Gözümün önünden geçti yüzlerce kadının çektiği eziyet. Nerdeeeen, nereye?
Elbette bunda siyasi partilerimizin de katkısı büyüktür.
Dün Ak Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, Kepez Belediye Başkanı Av. Hakan Tütüncü, Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keyik Yılmaz ile parti il yöneticileri, kadın üyeler kadına şiddetle ilgili dövizler hazırlayıp bu konuyla ilgili basın açıklaması yapmışlar.
Antalya’da oldukça tanınan bir internet haber sitesi ise biraz alaycı bir şekilde “İktidar Partisi sokakta kadının hakkını arıyor” diye yayın yapmış.
Bu artık, “İktidara vurayım, ama her şekilde vurayım. İyi bir şey yaptıklarında da vurayımın” kin ve nefretini akıtmasının haberidir. İktidar Partisinde eleştirdikleri ne varsa, kendilerinin iktidara geldiğinde neler yapmak istediklerinin içlerinden depreşen, dışarıya taşmasını engelleyemedikleri diktanın ucudur.
Yemin ediyorum, bu gibi zihniyettekiler iktidara gelseler, biz asıl o zaman diktatörlüğün ne olduğunu anlarız. Kendi düşünce yapılarından başkasına tahammülleri olmadığı gibi, kendi düşüncesinden olmayan herkesi aşağılamak için fırsat arıyorlar.
Adam İl Başkanı, hitap ettiği kesim sokakta! Kadına olan şiddete karşı olduklarını basın açıklamasıyla sokaktaki insanlara ulaşmaya çalışıyor. Bunun neresiyle alay edilebilir. İktidar partisi olarak her erkeğin başına sanki bir polis dikmesi gerekiyor.
Yapmayın yahu
Aynı şeyi kendi zihniyetindeki partinin il başkanı yapsa, alkış tutar!
KADEM:
KADEM isimli kuruluşu beğenirsiniz beğenmezsiniz bilemem ama bana göre çok takdire şayan mücadelelere imza attılar. İçlerinde Cumhurbaşkanının kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın olmasına rağmen, tüm baskılara rağmen “İstanbul sözleşmesinin” kaldırılmasına karşı geldiler.
Kadınlara aşağıladığını her zaman düşündüğüm kendi cenahlarındaki bir çok kişiye karşı beyanatlarda bulunup, mücadele ettiler. Kuruldukları günden bu yana kadına şiddetle mücadele ediyorlar, kadınların eğitimi ve gelir seviyesini yükseltmek için çalışmalar yapıyorlar.
Önceki yıllarda “Şiddete göz yumma, Sen varsan, şiddete yer yok, Şiddete hakkın yok” gibi sloganlarla toplumda farkındalık yaratmak için çırpındılar. Bu yıl ise “Sevgi ile şiddet yan yana gelmez” sloganı ile çalışmalarını sürdürecekler.
“Şiddetin bahanesi olmaz” diyen KADEM bu yıl verdiği “Aşk, sevgili, eş gibi kelimeleri sık sık cinayet, şiddet ölüm gibi kelimelerle bir araya getiren hastalıklı yaklaşımların önüne geçebilmek, medyaya yansıyan acı olaylar, özellikle şiddet mağdurlarının acıya katlanmak için çeşitli bahanelere sığındıklarını ortaya koyuyor. Oysa ki, sevgi; şiddet, cinayet, istismar ile yan yana gelemeyecek bir kavram” diyorlar.
Tamamına katılıyorum. Şiddetin bahanesi olamaz, aşk ve sevgi hiç olamaz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.