Dün Antalya Büyükşehir belediyesinde Mayıs ayı devam meclisi vardı. Pazartesi günü ben gittikten sonra ASAT meclisinde olaylar yaşanmıştı. Devam meclisinde büyük tantana çıkar diye bu sefer meclis toplanırken erkenden basın locasında konuşlandım.
Zaten ben gelmeden herkes yerini almıştı. Meclisin CHP'li bölümünde ön sıralarda Konyaaltı B. Başkanı Semih Esen, Manavgat B. Başkanı Şükrü Sözen, Muratpaşa B. Başkanı Ümit Uysal, Kumluca B. Başkanı Mustafa Köleoğlu ve Gazipaşa B. Başkanı Mehmet Ali Yılmaz koyu ve hararetli bir sohbette.
Bu arada Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç girdi salona. Selam vermek veya ön sıralara geçmek için az yürüdü, belediye başkanlarına doğru bir hamle yaptı. Belediye başkanlarından hiç birisi yüzüne bakmayınca, hani elinizi uzatırsınız, karşınızdaki o an başka bir şeye dalar ve siz ne yapacağınızı şaşırırsınız ya, başkanım da tam o duruma düştü.
Yüz hatlarını görmeniz gerekiyordu. Bir insanın kıskançlığı yüzüne yansır mı? Adeta kıskançlık duygusunun vücut bulmuş haliyle neredeyse orta yerinden çatlıyordu. Demek ki Turgay Genç, sadece ilçedeki Muhtar Alkan Altun'u kıskanmıyor; diğer belediye başkanlarını da kıskanıyor. (Özellikle Konyaaltı'na çok heveslenmişti. Yazık, kimse vermedi ona Konyaltını)
CHP'li diğer belediye başkanlarının benim ilçemin belediye başkanını bilerek ve alenen dışlamaları kabul edilemezdi. Ne de olsa benim ilçemin belediye başkanıydı ve bir gazeteci olarak asla buna göz yumamazdım. Fotoğrafları çektim ve sosyal medyadan Başkanımız Turgay Genç'e destek çıkan mesajımı paylaştım.
Benim mesajımı paylaştıktan iki-üç dakika sonra telefon geldi ve başkanım gayri ihtiyari kafası yukarı kaydı ama hemen topladı. Sonrasında cep telefonunu bıraktı, adam adeta dünyadan koptu. Büktü boynunu küçük emrah gibi, eline bir kalem alıp, gündem kağıtlarının üzerine çizdi de çizdi.
Başkanım bu kıskançlık duygusu çok ağırdır. Sağlıksız bir ruh halidir ve sizi gerçekten çok yorar.
Genel Merkezde 'Abajur' lakaplı sekreteri geçemeyince devreye soktuğunuz Ak Parti için Hadi-Süleyman ve Mehmet Özışık kardeşler ne anlam ifade ediyorsa CHP'liler için aynı anlamda olan Gürkan Hacır'la işbirliğine gittiğinizi artık herkes biliyor.
Bununla ilgili olarak belediye başkanlığınız döneminde bir kere bile Döşemealtı'na gelmeyen Kemal Kılıçdaroğlu'nu ilçeye getirebilmek için didinip duruyorsunuz. Bu çabanızı takdir ediyorum.
Programa göre Antalya'daki 900 küsur muhtarı davet edecek, Kırkgöz Han'da muhteşem bir proğram yapıp, Kemal Kılıçdaroğlu muhtarlara hitap edecekti. Akşam ise Kemal Kılıçdaroğlu için lüks ORFE çiftliğini kapatacaktınız. Sayın Kılıçdaroğlu burada kalacak ve sizde milletvekilliği, genel başkan yardımcılığı gibi hayallerinizi gerçekleştirmek için romantik ortamı yaratacaktınız.
Ama heyhaat!. Bu olmadı, olamadı, olameyoru. .
Kılıçdaroğlu, dün Isparta ardından, şuraya burnumuzun dibine Burdur'a kadar geldi ama çubuk belini aşıp yine Döşemealtı'na gelmedi.
Bu program için tıpkı kendinize kilolarca vizyon kazandırmak için BARBAR'ca para harcadığınız gibi yine TRİO'larca ve BARBAR'ca organizasyon parası harcayacaktınız ama iyi ki Kılıçdaroğlu gelmedi. Bu paraların tamamı Döşemeyol A.Ş veya belediyenin kasasından yani Döşemealtılıların cebinden çıkacaktı.
Şimdi gelelim sorularımıza
Nereden Döşemealtı'na geldi bilmiyorum ama TOKİ' konutlarında yaşayan Mustafa Yavuz isimli birisi var. Ağzı iyi laf yapan bu arkadaşımız seçim döneminde Turgay Genç'in bir anda büyük destekçisi olmuş.
Şimdi de Turgay Genç'in desteği ile Mustafa Yavuz kardeşimiz CHP Genel merkezde spor kurulu başkanı Kenan Nuhut'un yanında yardımcısı olmuş. Buraya kadar güzel değil mi? Karşılıklı vin-vin durumu.
(Kenan Nuhut denilen kişi de aslen Çorum'ludur. DYP Çorum Milletvekili adayı, sonrasında DP Genel İdare Kurulu Üyeliği yapmış. DP'nin Ankara büyükşehir belediye başkan adayı birisi. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'ye kazandırdığı bir isim. 2014 yılında ise CHP'den Çorum Belediye başkan adayı olmuş. Sayın Nuhut nereye aday olsa kazanamamış ama sonunda CHP'ye spor kurulu başkanı olabilmiş. Başkan Turgay Genç ise Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın diye neredeyse adamı pamuklara saracak)
Şimdi ilk sorumuz: Döşemealtı Belediyesi veya Döşemeyol A.Ş. Mustafa Yavuz ve Kenan Nuhut'un seyahat ve uçak biletlerini parasını neden ödüyor? Bakın ödüyor mu? demiyorum, "Neden ödüyor" diyorum.
Mustafa Yavuz, kimdir de Ankara'dan Antalya'ya gelirken uçak bileti alınıyor. Döşemealtı Belediyesinin şoförü ve lüks aracı ile karşılanıyor mu?. Hangi sıfatına göre araç ve şoför tahsis ediliyor?
Geçtiğimiz günlerde Ankara'dan İstanbul'a yolculuk edecek Mustafa Yavuz isimli şahsın gidiş-dönüş bin 100 liraya uçak bileti alınıyor. Bakın rakam da veriyorum size. Bu arkadaş ineceği Sabiha Gökçen Havalimanını beğenmediği için alınan bin 100 liralık uçak bileti iptal edilip, 2 bin 800 törkiş liraya yeniden bilet alındı mı?
Döşemealtı Belediyesi'nin kiralık lüks araçlarından birisi Ankara genel merkezde şoförlü olarak gönderildi mi? Şoför daha sonra geri döndü mü? Araç halen CHP genel merkezinde kullanılıyor mu?
NOT 1: Kulağınızın üzerine yatıp, önemsemiyormuş rolü oynuyorsunuz ama dün yaptığınız acil kodlu toplantıdan haberim var.
Sayın başkanım değerli Naci Alın beyefendiden olaya nasıl yaklaşacağınıza dair taktikler alabilirsiniz. Kendisi şahsım konusunda oldukça tecrübelidir. Ama yine de size söylemem gerekiyor ki, Naci Alın beyefendi bana karşı açtığı tazminat davasını kaybettiği gibi üstüne birde benim avukatımın parasını icra yoluyla ödemek zorunda kaldı.
NOT 2: Sayın başkanım dün elinizde iki telefon vardı. Sol elinizde tuttuğunuz açık renkli cep telefonunuzun şifresini maalesef ve üzülerek söylemek zorundayım ki, gördüm ve anında beynime kazındı. O şifreyi değiştirseniz iyi olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.