Uzun süreden bu yana yaradanıma hep “Allah’ım bana hızlı ve güzel ölüm ver. Süründürme! Bir tarafı felçli bırakıp, bakılmam için kimsenin eline bırakma” diye dua ediyorum.
İnsan eti çiğdir, ağırdır. Yatalak halde çekene çok zor, bakımını yapana daha da zordur!
Ali Orhan abimiz işte benim dualarımdaki o hızlı ve güzel ölümü yaşadı.
Tezcanlılığını, hiperaktifliğini ölümünde de gösterdi. Yaklaşık 15-20 gün içinde lösemi olduğunu öğrendik, hastanede telefonla görüşebildim, derken beyin kanaması geçirdi ve bu dünyadan bir Ali Orhan Lazoğlu geldi geçti.
Rize’nin Hemşin ilçesinde doğa için verdiği mücadele ile ismini duyuran ve Karadeniz bölgesinin efsanesi Vatandaş Kemal’in oğluydu. Gözünü budaktan sakınmayan hırçın bir Karadenizliydi.
Antalya onun vazgeçilmeziydi.
Bizler, Antalya’lılar onun Antalya için verdiği mücadelenin %10’nu bile vermedik, veremedik, vermiyoruz. Ama o Antalya’nın dağına sahip çıktı, şehrin her köşesine sahip çıktı. İnsanına sahip çıktı insanına.
Bu gün herkes kendi tanıdığı penceresinden Ali Orhan’ı sosyal medyalarında yazacaklar. “Büyük devrimci Ali Orhan, Çevre için mücadele eden güzel insan, haberleri ile rantçıların korkulu rüyası olan, efsane gazeteci, can ciğer dostum” gibi şeyler yazacaklar.
Ben ise ne yazacağımı bilmiyorum.
Sanki kendi ölümümün arkasından yazı yazıyormuşum gibi hissediyorum kendimi.
O’nun tarafından takdir görmek en büyük gurur kaynaklarımdan birisiydi.
Güzel bir yazının arkasından telefonum çalar ve ‘Ali Orhan’ arıyor ibaresinin hemen ardından “Tostos ne güzel giydirmişsin kız. İnce işçilik uygulamışsın adama” diyen neşeli sesini bir daha duymayacağım artık.
Bizim camiada herkesin bir lakabı vardır. Benim lakabım ismimin ve soy ismimin üç harfinden oluşur. Testos. Ama hep o bana Tostos derdi. Ama onun çoklu lakapları vardı. “Sakallı, Papaz, lazoğlu” gibi. Bu lakapların hangisini kullanırsanız kullanın Ali Orhan olduğunu bilirdiniz.
Geçenlerde Almanya’ya gittiler bizim gazeteciler cemiyeti üyeleriyle birlikte. Geldiğinde aramıştı. Bol kahkahalı bir görüşmede “Abi sonunda vaftiz oldun mu kilisede” dedim. “Tostos kiliseye girdim, herkes benim yanıma geldi günah çıkarmaya. Kilisenin zangoçları bile üstad diye karşıladı” demiş kahkaha atmıştık.
Bir sonraki görüşmemizde şehrin birkaç ismiyle ilgili konuları aktarmıştı. Bazı bilgiler vermiş, bazı konulara dikkatimi çekmişti. Evdeydi ve neşesi yoktu. “Abi ne oldu?” dedim. “Gribal enfeksiyon herhalde. Biraz yorgunum” dedi. Bu arada arkadan torunlarının sesleri geliyordu. “Dikkat et kendine” dedim ve kapattık.
Aradan kısa bir süre geçti ve nefes almasında sorun yaşamaya başlayınca hastaneye gitmiş. Ali Buldu sosyal medyasında duyurdu önce hastalandığını. Aradım telefonla “Abi hayrola, gözünü toprağa mı diktin? Vermezler sana” dedim. “Vücudumda kanla ilgili bir şey varmış. Araştırıyorlar bakalım ne çıkaracaklar. Kalça kemiğimden bile biyopsi için parça aldılar. Vücut kan üretmiyormuş” dedi. Biraz daha konuşup moral verdim. Kapattık.
Sonra ağırlaştığını öğrendim.
Yine aradım. Çoğu telefonlara bakmaz iken benim telefonumu açmıştı. Zor nefes alıyordu. “Bana çok bir şey söylemiyorlar tostos. Ama ben anlıyorum bazı şeyleri. Bakalım tedavi edeceğiz, atlatacaksın diyorlar” dedi.
Abi sen ki Ali Orhan’sın o ne ki? Hıııh! Dedim.
Zorlanarak da olsa telefonda güldü. Biraz daha “Abi sen harikasın, bunu atlatırsın” gibi moral verdim ama “Tostos bitkinim, yorgunum” dedi. Tamam abi sen konuşarak fazla yorulma sonra yine görüşürüz” dedim.
Bu görüşmenin ardından olaylar hızla gelişti. Önce beyin kanaması geçirdi. Beyin kanamasını durdurmak için ameliyat edildi ama bir daha uyanamadı.
Doktorlar kaç gündür uyandırmak için çabalıyorlardı. Vücudunun savaşmadığını, geri dönmek için çabalamadığını söylediler.
Öylece gitti dağ gibi adam.
İşte koca bir hayatın, gazetecilik mücadelesinin, yaşamın ardından yazılacak en fazla yazı bu kadar!
Hepimizin kişisel tarihi işte bu kadar!
Son sözlerin hep “Yorgunum tostos” diyordun.
Bu dünyada çok yoruldun, yordular seni.
Şimdi dinlen abi.
Çok güzel öldün, şimdi dilediğin kadar dinlenebilirsin artık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.