Nur topu gibi yeni bir imar sorunumuz geliyor haberiniz olsun.
Birileri Çakırlar, bölgesindeki muaazzam portakal-mandalina-limon, zeytin bahçelerini, mutlak koruma altındaki tarım arazilerini imara açtırmak için müthiş kulis ve girişim içindeler.
Bir süreden bu yana o bölgede arazi toplayan simsarlar vardı. Öyle böyle değil o simsarlar, bildiğin iş dünyasının düpe düz sırtlanları, yamyamları.
Kırcamide imar düzenlemesi yapılınca ve bu hayata geçirilince, önlerinde nasıl olsa bir örnek de oluştuğu için hemen kolları sıvamışlar. Bir süreden bu yana arazi toplama işi yapıyorlarmış.
Ardından başlamışlar Semih Esen'in kapısını aşındırmaya.
Oradaki yerli atadan arazi sahiplerini de önlerine katmışlar.
Çakırların yerli halkından birisinin örneğin 10 dönümlük portakal bahçesi olsa, her yıl aldığı mahsül belli, kazanacağı para belli. 'Ama 10 dönümlük araziye yapılacak residanslardan 10 tane kendisine düşmüş olsa, üçünü satsa, beşinin kirasıyla çalışmadan yan gelip yatacaksın' olgusunu çok para kazanmak ve çalışmadan yaşamak fikrini de iyice kafalarına yerleştirmişler.
Bu işin içindekilerin neredeyse hepsinin gözünü para hırsı bürümüş vaziyette.
Hele Rus ve Ukrayna'lılar geldikten sonra, hele ki konut fiyatları uçtuktan sonra daha bir dellenmişler.
Çakırlar bölgesini imara açtırmak için çeşitli argümanlar sunuyorlar.
Tıpkı Kırcamide olduğu gibi, bir yandan "İki kardeşiz, onun arazisinden imar geçti onun daireleri oldu, benim arazim tarım arazisinde kaldı. Zaten tarım yapmıyoruz." diyerek çoğu yerde portakal-limon-mandalina ağaçlarını sökmüşler, sulamamışlar, kurumaya bırakmışlar ki, tarım bakanlığından tarım yapımına uygun değildir diye tescil ettirmeye çalışıyorlar.
Bir yandan "Şehirde konut ihtiyacı had safhaya ulaştı. Şehir burnumuzun dibine dayandı, burasının gelişmesi lazım. Bizim de kentin nimetlerinden faydalanmamız lazım" diyorlar.
Çakırlar bölgesinde imar uygulamasının yapılması ve imara açılması için burada sayamayacağım kadar çok argüman sunuyorlar.
Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen'i kıskaca almaya çalışıyorlar.
Siyasi baskı altına almaya çalışıyorlar.
Bu nedenle çok ama çok fazla üzerine gidildiğini az-çok öğrendim.
Geçenlerde Başkan Semih Esen bir açıklama yaptı. "İlçemizin nüfusunun kontrolsüz şekilde artmaması için her türlü önlemi alacağız. Ayrıca ilçemizde kentsel genişlemeye izin vermeyeceğim. Çünkü Konyaaltı bunu kaldıracak durumda değil. Bu konuda yalnız kalsam da geri adım atmayacağım" dedi.
Millet bunu sadece savaştan dolayı geçici olarak Antalya'ya ve özellikle Konyaaltı'na hicret eden Rus ve Ukraynalılar için söylediğini zannederek yorumlara boğdular.
Halbuki Başkan Esen orada Çakırlar bölgesini imara açtırmak isteyen simsarlara karşı bir uyarı yapıyordu.
Evet başkan, tahminlerin doğrudur. Maalesef seni tek başına bırakacaklar.
Kendi partinin meclis üyelerinden bazıları bile şimdiden bu sırtlan simsarlara önderlik etmeye çalışıyorlar.
Ama Konyaaltı halkını arkana alabilirsen emin ol bunu çok değil tahminen 10 sene kadar erteleyebilirsin.
Senin karşına çıkacak rakibinin seçim bildirgesinde şimdi ortada olmayan ama git gide dozajını arttırarak kamuoyunun gündemine taşıyacakları ve kendilerinin ortaya attığı "Çakırlardaki imar sorunu" diye bir şeyi çözeceğini vaat ederek oyları toplayacaklardır haberin olsun.
"Sorunu yaratıp, sorunu çözme vaadi" bayıldım bu taktiğe.
NOT: Yeni ulaşım zamlarınız hayırlı-uğurlu olsun. Benim bir önerim var.
Otobüsçüler Odası ve Şoförler Oda başkanlarına sesleniyorum. Otobüs ve taksi ücretlerine her seferinde zam yapmak için uğraşıyorsunuz. "Geçinemiyoruz, para kazanamıyoruz" diye söyleniyorsunuz.
Ne diye Başkan Böcek'i ve meclis üyelerini ikna edebilmek için ha bire gider pusulaları hazırlıyor, her ay sanki akü veya lastik değiştiriyormuş gibi akü, lastik parasını bile ve hatta aracın yıpranma payını bile aylık gider hesabına katıp yükseltmeye çalışıyorsunuz ki?
Bence 15 günde bir zam yapılmak üzere bu kararı meclisten çıkarttırsanız nasıl olur?
Nasıl olsa bu halkın itiraz etmek, zamları protesto etmek gibi bir şeyleri yok.
Başka dönem olsaydı zam nedeniyle otobüs şoförünü dövmeye, taksi şoförünü kendi levyesiyle haşatını çıkarırlardı.
Gazeteler çarşaf çarşaf başkana giydirirlerdi.
Şimdi bir yerel gazete başlık atmış "Zorunlu zam" diye.
Halk ise gıkını çıkarmıyor!
O nedenle lütfen ulaşım zamlarını otomatiğe bağlayın. 15 günde bir zam istiyoruz. Açıklama da yapıp durmayın, nasıl soyulduğumuzu duydukça asabımız bozuluyor. Verin otomatik zammı, geçin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.