TEFECİ CHP'Lİ
Okuyucularımızın yeni yılını kutladıktan sonra bu yılın ilk köşesini sizler için yazdım.
Gazetecilikte şöyle bir olay yaşanır. Birileri veya kamu kurum ve kuruluşlarla ilgili yazı yazmaya başlarsanız bu konuyla ilgili olanlara bilgi ve belge akışının yolunu açarsınız.
Geçtiğimiz günlerde CHP Kepez'deki bir taciz iddiası ile ilgili köşeyi yazdıktan sonra yine CHP'li bir kardeşimiz, "O'nu yazıyorsun da CHP'nin yönetimindeki tefecileri neden yazmıyorsun" sorusuyla karşılaştım.
Olayı anlattı ama böyle bir konunun belgesi olmadan yazmayacağımı söyledim. Bir yandan o arkadaş, bir yandan ben belge aramaya başladık ve aradığımız belgeye ulaştık.
Evet gelelim iddialara
CHP Antalya İl başkan yardımcısı M.G tefecilikle suçlanarak 14 Aralık 2020 tarihinde hakkında TCK 241-1 maddesi gereğince "İki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası istemi ile dava açıldı. Yine aynı iddianamede TCK 43. maddesi gereğince ise dörtte birinden, dörtte üçüne kadar arttırılması istendi.
Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı Selçuk Ural, M.G. için ayrıca TCK 53. madde gereğince kamu görevlerinden men edilmesini talep etti.
Serik İlçesinde yaşayan M.G. aynı zamanda CHP İlçe Başkanı İbrahim Demir'in de yakın akrabası. Burada iddianamenin tamamını yazamayacağım ama özetle vereceğim.
İddiaya göre Adnan Ege, Ali Ünal, Mehmet şimşek ve Perihan Ünal isimli müştekiler özetle "2018 yılı içinde faizi ile M.G.'den para aldık. Ana paranın haricinde faizin, faizini, o faizinde de faizini ödememize rağmen, hem bizi hapise attırırız diyerek tehdit, etti, hem de icraya vererek gayrimenkullerimize el koydu" demişler.
Savcılığa yapılan bu şikayetin üzerine emniyet müdürlüğü harekete geçerek M.G. ve aracı olan N.Ö.'ye karşı operasyon düzenlemiş.
Antalya Cumhuriyet Savcısı Selçuk Ural'da 14 Aralık 2020 tarihinde yani, bundan 16 gün önce hazırladığı ve asliye ceza mahkemesine gönderilen iddianamesinde "Sanık M.G.'nin müşteki Perihan Ünal ile Ali Ünal arasındaki alacak-borç ilişkisinin gayrimenkul alım-satım işine ilişkin olduğu savunmasının ve her iki ilişkide gayri menkulün, teslim alamadığından bahisle senet aldığı ve gayrimenkullerin devrinin yapılmasından önce elden bedelini nakit olarak ödediği savunmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, atılı suçlardan kurtulmaya yönelik olduğu için itibar edilemeyeceği, Para alıp-verme ilişkisini sonuçta müştekiler ile M.G. ve N.Ö arasında yakın akrabalık ilişkisi olmamasına rağmen bu denli yüksek meblağlarda ticari ilişki dışında borç alıp verme bulunulmasının beklenemeyeceği, müştekilerin anlatım ve beyanları doğrultusunda şüphelilere atılı suçları uzun zamandan bu yana mutat meslek haline getirilerek teselsül eden eylem biçiminde, zincirleme biçimde tefecilik faaliyetinde bulunduklarına dair dosyada yeterli delil elde edildiği anlaşılmakla kamu davası açılmıştır" diyor.
TEFECİ CHP'Lİ
"Hak-hukuk-adalet" söylemini dillerinden düşürmeyen CHP'liler, kendi İl Başkan Yardımcısı bu arkadaşa yaptığı tefecilik eylemi için ne denir sizce?
Bakın arkadaşlar, ortada konuşulan rakamlar öyle böyle rakamlar değil. M.G. Perihan Ünal ile oğlu Ali Ünal için parayı elden verdiğini söylüyor. Siz bir daireyi, bir dükkanın tapusunu almadan milyon liraları şakkadanak karşı tarafın eline sayan kaç kişi tanıyorsunuz?
Ben pazarda alış-veriş yaparken bile önce domates poşetini elime alıyorum, sonra pazarcının parasını veriyorum.
Bazı müştekilerden örneğin alınan para 1.5-2 milyon civarında. peki geri ödenen ne kadar. Müştekilerin ifadelerine göre faizin, faizi, birde onun faiziyle birlikte bu rakamların kat kat fazlasını geri ödeme yaptıklarını ama borçları bir türlü bitiremediklerini anlatıyorlar. Mesela Perihan Ünal'ın ifadesine göre " Oğlum 220 bin lira para aldı, karşılığında 500 bin liralık senet verdi. borcu ödemesine rağmen hacizleri kaldırmadı. Toplamda 770 bin lira geri ödemelerine rağmen borçtan kurtulamadıklarını belirterek, "Borcum olmamasına rağmen, konuşmaya gittiğimde bana (Oğlunu hapise attırırım) diyerek benden de 165 bin liralık senet aldı" diyor.
Pandemi döneminde esnafın, vatandaşın en zor döneminde tefeci olarak milletin boğazına çöküp, elindeki mallara, gayrimenkullere el koyan CHP İl Başkan yardımcısına ne denir sizce?
Bunu soruyorum çünkü ben söyleyecek bir söz bulamıyorum.
Yine karşılaştırmış olacağım ama bunu bir AK Partili yapmış olsaydı, daha kafadan "Tefeci zihniyet, garibanın mallarına çöktü. Partili hükümet yetmedi, şimdide kendileri bire bir vatandaşı soyuyorlar" diye CHP'liler yeri-göğü inletirlerdi.
Kafadan ben de yazardım. "Ak Partili tefeci" diye.
Garibanın malına çökme işini CHP İl Başkan Yardımcısı yapınca kimden ses çıkacak bakalım.
Veya bundan sonra "Devlet bankaları tefeci gibi vatandaşa muamele ediyor" diye nasıl konuşacaksınız? Ak Partililere laf atarken, dönüp size demeyecekler mi, "Hangi garibanın hakkını korudunuz? Siz değil misiniz vatandaşın en zor gününde tefecilikle mallarına çöken" diye.
Hangi partili olursa olsun, vatandaşın malına göz koyan kim varsa, yatacak yeri yok arkadaşlar.
İL BAŞKANININ HABERİ YOK!
Geçtiğimiz günlerde yapılan bu operasyonu CHP İL Başkanı Nusret Bayar'a sordum. Bilgisinin olmadığını söyledi. Telefonda canı çok sıkıldı. Ama yapacak bir şey yok!
Yani sizin anlayacağınız, hem İl başkan Yardımcısı M.G., hem de yakın akrabası CHP İlçe Başkanı İbrahim Demir bu olayı İl başkanı ve partinin yetkililerinden gizlemişler.
Suçları, ayıpları karşılaştırmak gibi olmasın ama sayın Nusret Bayar Başkanım, AK Partililere yönelik Serik'teki rüşvet olayı diye, belki abartıyorum ama 10 defa basın açıklaması yaptınız. Sizin İl başkan yardımcısı daha beterini yapıyor bakınız. Tefecilik yaparak, garibanın malına çöküyor. Bu daha büyük suçtur, ayıp ve günahtır. Buna ne açıklamasında bulunacaksınız çok merak ediyorum"
Bu günlük bu kadar. .
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.