VE İSTİFA GELDİ
Eğitim-Bir-Sen Antalya Şube Başkanı ve Memur-sen Antalya İl Başkanı Mustafa Çoban'ın akşam saatlerinde istifa ettiğine dair bilgiler geldi.
Çoban, Eğitim-Bir-Sen'li üyelerine yazdığı kısa mesajda "Değerli başkanlarım. 5 yılı aşkındır yürütmüş olduğum Eğitim-Bir-Sen şube başkanlığı görevimi bıraktım. Benimle beraber yol yürüyen önce yönetim kurulu kardeşlerim ve siz değerli ilçe başkanlarıma ve yöneticilerime çok teşekkür ederim. Beraberce, kardeşçe sendikamızın büyümesi ile alakalı çok mesafe kaydettik.l Bunlar hep sizin emeğinizle beraber oldu. Hepinizden Allah razı olsun diyorum. Süreç içerisinde kalplerinizi kırdığım başkanlarım varsa, helallik isterim. Benden yana eğer bir hakkım varsa helal olsun. Bundan sonraki süreçte Antalya Eğitim-Bir-Sen başkanımızın öncelikle benim ve hepinizin başkanıdır. Teşkilat kültürü çerçevesinde yeni başkanımızla hep beraber yol yürüyeceğiz ve yol alacağız. Rabbim birliğimizi ve dirliğimizi daim eylesin" demiş.
Ardından Tüzük gereği en çok oyu alan yedek üye Süleyman Çelik'in katılımıyla yönetim kurulu toplantısı yapılmış ve genel merkezin bilgisi dahilinde yönetim kurulu ortak kararıyla Eyüp Bülent Miran seçildi. Şube sekteri Mehmet Merdun; şube teşkilatlanma M. Orhan Özlekr, Mali işler Necip Dal, Basın iletişim Hakan Kumru, Hukuk ve top.Sözcüsü Celalettin Ak, Eğitim ve Sosyal İşler Süleyman Çelik olarak görevlendirildi.
Bu gelişme üzerine birkaç şey söyleme gereğini hissediyorum.
Geçtiğimiz ay, yani yılın son günlerinde benim Ankara'ya gidip, genel merkezde kiminle ve ne konuştuğumu çok merak ediyordunuz.
Genel merkezin tavrı, "Diyarbakır'ın ardından yeniden biz görevden almayalım, istifa etsin" deniliyordu. Bu güne kadar gelinmesinin ana nedeni buydu. Mustafa Çoban siyasetteki ağabeylerine güvenerek istifa etmemek için direnmesiydi. Siyasetteki ağabeyleri bazı konularda deşifre olup, mensubu bulundukları iktidar partisinde ağır eleştiriler alınca Mustafa Çoban yalnız kaldı. Beni susturabilmek için aklınıza gelmeyecek yöntemler denedi. Yine olmadı. Sendika her gün üyelerin istifasıyla kan kaybediyordu ve genel merkezin baskısı arttı. Aldığım bilgiye göre (Doğruluğunu tek yerden teyit edebildim. 2. ve 3. yerden teyit alamadım bu bilginin) Genel merkez sonunda elindeki "Zimmet ve oluşan zararın başkan Çoban'a rücu edilmesi kartını) ortaya sürünce istifa kaçınılmaz hale geldi.
Aslında bu istifa birkaç gün önce yapılan ve sosyal medyada yayınlanan "Hepimiz kardeşiz" başlıklı fotoğrafın çekildiği gün yapıldı. Ancak yemin üzerine yapılan yeminlerin ardından hiç kimse bir şey söylemedi.
Benim yazıların altına yazılan ve Mustafa Çoban'ı destekleyen "Sarı Öküzü yedirmeyiz" diyenler vardı. Sizin sarı öküz atta oldu.
Şimdi daha önceki yazımda belirtmiştim. Geride kalan yönetim kurulu üyeleri için söylediğim bir tek cümle vardı. Neydi o cümle? Hatırlatalım efendim. "Bu yapılanların tümüne sizde ortaksınız"
İşte bu cümlemi yazın bir kenara.
Bence sendikanın geleceği için en kısa sürede olağanüstü kongreye gidilmesi gerekiyor.
Bakalım süreç içinde göreceğiz.
NOT: Sayın Mustafa Çoban, sizi tanımam. Sizde beni tanımazsınız. Tekrar ediyorum, benim düşmanım değilsiniz. Yazdıklarım sadece gazetecilik refleksi ile yazılmış haberlerdir. Ben manav değilim, domates satmıyorum. Ban gazeteciyim ve benim işim yanlış olanı eleştirmek, doğru olanı övmektir. Bu yazıların tamamı kişisellikten uzaktır. Ancak beni itibarsızlaştırmaya çalışmak için yaptığınız yorumlar var ya, işte onları yazdım bir kenara.
NOT: Eğitim-Bir-Sen'in başkanı değişti. Şimdi sırada Milli Eğitim İl Müdürü var. Süreç içinde gelişmeleri birlikte izleyeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.