1
  • BIST 9549.89
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Antalya 17 °C

VELİ TERÖRÜ

Teslime Tosun

Yazın kendisini hissettirdiği bu günler için, iyi bir hafta geçirmenizi dilerim.

Geçenlerde birisi nereden bulmuş ise bir okuyucum telefonumu aradı.

Kendisini tanıttı. Kepez bölgesinden bir okuldan bahsedip, şöyle bir soru sordu “Arkadaşımın oğlu okulda biraz yaramazlık yapmış. Okul müdürü bu çocuğu çağırıp elinden imza almış. Bir daha yaparsan seni disipline vereceğim demiş. Bu müdür ailesinden habersiz çocuktan imza alabilir mi?” diye bir soru sordu.

Konuyu tam anlamadım.

Bu soruyu ne için soruyorsun? Dedim, ama daha bunu derken benim jeton düştü.

“Yok ya, merak ettik de onun için sorduk” dedi. Zaten arayan adamın telefondaki sesinden anlaşılacağı üzere hinliği anında kavramıştım.

Bu çakallık karşısında benim sinirlerim yerinden zıpladı. “Siz şu anda bunun cevabını zaten biliyorsunuz ama hinlik yapıyorsunuz. Eğer gazeteci olarak ben (reşit olmayan bir çocuktan imza alınmaz. Kimmiş o müdür bakayım) desem siz çocuğu eğitmeye çalışan müdürü çarmıha germek için hazırsınız. Cimer, valilik her yere şikayet edip, bir de benim haber yapmamı isteyeceksiniz” dedim.

“Ya biz onun için değil, hani ailesinden habersiz müdür çocuktan nasıl imza alır diye şey ettik. Sen bilirsin diye seni aradık” diyerek çaktırmadan çakallık yapmaya devam etti.

O dakikadan sonra yardırdım karşımdaki kişiye.

“Bu ülkede veli terörü diye bir şey oluştu. Sanki siz sadrazamsınız, çocuklarınız da sadrazam çocuğu. Evde asgari aile eğitimi veremediğiniz çocuklarınızı öğretmenlerin başına musallat ediyorsunuz. Öğretmen ne yapsın? Çocuğa A dese başı belaya giriyor, B dese CİMER soruşturması yiyor. Artık çocuklara eğitim vermeye korkan öğretmenler oluştu bu ülkede. Öğretmenler artık vazgeçti aile eğitimi veremediğiniz çocuklarınızı disiplin etmeye çalışmaktan. Kendi ağzınla söylüyorsun (yaramazlık yapmış, sınıfta arkadaşlarıyla kavga etmiş) diye. Öğretmen artık tek kelime etmiyor çocuklara, müdüre paslamış. Müdür muhtemelen çocuğa biraz da sorumluluk yüklemek, yaptığı davranışların bir bedeli olacağını hissettirmek için onunla bir daha yaramazlık yapmayacağına dair kendi aralarında sözleşme yapmış. Şimdi siz bunu anlatırken sanki müdür çek-senet mafyası da çocuğa zorla senet imzalatmış gibi konuşuyorsunuz. Bu dakikadan itibaren bu konunun takipçisi olacağım. Eğer o müdürü şikayet etmeye kalkarsanız, ona zarar vermeye kalkarsanız gücüm yettiğince arkasında ben duracağım. Kapat ulan çakal telefonu” dedim ve telefonu yüzüne kapattım.

Okullar açıldığında eğitim ve öğretim yılı başladı denir. Yani okulda hem eğitim, hem öğretim yapılır.

Biz öyle öğrendik, öyle biliyoruz.

Elbette çocuk kıymetlidir. Her anne-baba için çocuğu üstün varlıktır. Ama gelin, görün ki bazı aileler adına sevgi dedikleri ama hastalıklı bir hal alan davranış biçimleri nedeniyle ortaya bencil, disiplinsiz, agresif ve her anlamda tembel, üşengeç, merhametsiz, acıma duyguları olmayan çocuklarını ortaya çıkardılar.

Ve şimdi bunlara yarının gelecek nesli olarak eğitim vermeye çalışan öğretmenler yukarda örneğini verdiğimiz ailelerin hedef tahtasına haline geldiler.

Elbette kötü örnek olan öğretmenlere karşı tedbirimizi elden bırakmayalım ama sevgili aileler, yapmayın, etmeyin böyle. Öğretmenlerin üzerine bu kadar gidilmez.

Bazen sınıfta yaramazlık yapan çocuğa (Oğlum veya kızım onu öyle yapma) dediği için (Sen benim çocuğumu sınıfta arkadaşlarının arasında rencide ettin) diye öğretmene mavi gökyüzünü dar etmeye çalışanlarını biliyorum. Sınıfta ne olup bittiğine dair çocuklarınızı ispiyoncu gibi kullanmayın.

Ne bu böyle ya?

Başına bir şey gelecek diye öğretmenlerimiz insiyatif almaktan, eğitim vermekten vazgeçti. Okullarda sadece ders öğretiliyor artık. Bunun sizde farkındasınızdır.

Çok değerli Antalya Milli Eğitim Müdürü ve Kepez İlçe Milli Eğitim Müdürümüz buradan sizlere sesleniyorum. Eğer böyle bir şikayet gelirse lütfen dikkate almayınız. Lütfen veli terörüne karşın öğretmenlerinizin ve müdürünüzün yanında yer alınız.

 

NOT: Çok sevdiğimiz bir kaptan amcamız var. Uzun yıllar uluslararası kaptanlık yapmış birisi. Şimdi emekliliğin tadını çıkartıyor. Her gün mahalle komşularıyla ve eşiyle birlikte falezlerin üzerindeki Subaşı parkına yürüyüşe gidiyor. Yürüyüşlere başladığından bu yana tek bir şeyden şikayet ediyor.

Falez Otelin arkasından parka giriş yapıp; Cam piramidin etrafında dolaşıp, geri dönüyorlar. Ama bu arada o geniş parkın hiçbir yerinde tuvalet yok!

Bir tuvalet vardı biliyorsunuz piramitli yolun sonunda, meydana doğru. Orayı da hangi işletmeci bilmiyorum kilitlemiş. Girişte yapılan bir başka tuvalet daha var ama onu da işletmeye vermişler. O’da canı isteyince açıyor galiba tuvaleti.

Artık kaptanlık anılarını değil, parktaki tuvalet maceralarını anlatıyor. Millet parkın her yerine bırakıyormuş artık. Erkekler çalı dibine, ağaç arkasında yapıyorlarmış ama kadınlar için biraz sıkıntılıymış.

Eğer bir gün çiş yapmaya çalışan bir amcayı görüp, polise 'Teşhirci' diye ihbar ederlerse hiç şaşırmayın. 

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Park-Bahçeler daire başkanına veya o parkın sorumlusu kimse ona sesleniyorum. Lütfen o parktaki tuvalet sorununu gideriniz. Bakın vatandaş parkın içine ede ede geziyor haberiniz olsun.

Bu yazı toplam 2455 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 3
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Antalya Haberal | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.