YAZININ ŞEHVETİ

YAZININ ŞEHVETİ

Öncelikle 30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutluyorum. Kurucu liderimiz, atamız Mustafa Kemal Atatürk'ü ve kurtuluş savaşında özveriyle çarpışan tüm silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyorum. 

Şimdi gelelim yazı konumuza. Bundan üç gün önce "Okul bahçeleri çocuklarındır" başlıklı bir yazı yayımladım. Bu yazıyla ilgili okuyucularımdan ağır eleştiriler aldım. 

Özellikle Milli Eğitim camiasından okuyucularımın bu yazının öncesini sizlere anlatmam gerekiyor. Uzun süreden bu yana okulların bahçelerinin halı sahalara kiraya verilmesi nedeniyle bir yazı kaleme almak istiyordum ama bir türlü fırsat olmadı. 

Sonra sosyal medyada bir fotoğraf ve altındaki açıklamayı gördüm. "Meltem Mahallesinde bulunan Adem Tolunay Anadolu Lisesi çerçeveli Atatürk portreleri, İstiklal Marşı ve Atatürk'ün gençliğe hitabesini çöp konteynerine doldurmuşlar. Vatandaşlarda bunların fotoğraflarını çekip, vali, milli eğitim müdürü ve savcıları göreve çağırıyoruz" diyordu. 

Önce yayınlayan kişinin profiline baktım. Tek taraflı paylaşımlar yaptığını görünce yaptığı paylaşımın ekran görüntülerini alarak, Milli Eğitim Camiasından güvendiğim bir arkadaşıma gönderdim. "Hocam böyle bir şey var. Nedir acaba?" dedim. Arkadaşım "Bunlar eskidiği ve aşırı yıprandığı  için atılmıştır. Değiştireceklerdir" dedi. 

Sonra o fotoğrafı cep telefonumda bulunan bir uygulama özelliği var. Google'nin bir özelliği aslında. Fotoğrafı koyuyorsun. Sana aynısının veya buna benzerlerinin nerede yayınlandığını ve tarihini veriyor. Ama bu fotoğraf çıkmadı. Buna benzer çeşitli fotoğraflar çıktı ama bu çıkmadı. 

Paylaşımdaki fotoğraf ile haberde çıkan fotoğraf aynı değil. Ama yine de Atatürk Portresini tutan adamın üzerindeki kırmızı tişört ve olay tamamen aynısıydı. 

"Yazının şehveti" diye bizim camiada bir deyim vardır. Ben bu yazıyı yazarken yazının şehvetine kapılmış, Mehmet Orhan Özbek Hoca başta olmak üzere onu sevenler ve destek olanlarla da fena halde kafa bulmuştum. 

Lafı eğip-bükmeye gerek yok. Bu konuyla ilgili olarak eleştiri getiren tüm okuyucularım ve 'panpişlerim' diye kafa bulduğum insanlar haklı çıktılar. Ben geçmişte yayınlanan bir fotoğraf ve yazıyı yeniymiş gibi paylaşım yapanlara inanmış oldum. Yeterince araştırma yapmamış ve okuyucularıma yanlış bilgi vermiş oldum.  En önemlisi de kul hakkına girdim.  

Bu konuyla ilgili Mehmet Orhan Özbek hocamızdan ve okuyucularımdan özür diliyorum. 
Ama geri kalan yazdığım okulların öğrencilere ait olması gereken halı sahaların derhal okul bahçesinden çıkartılıp, öğrencilere iade edilmesi konusunda ısrarımı sürdürüyorum. 

Son olarak yapılan tüm ağır eleştirilerin, bir kelimesini bile ayırt etmeden kabul ediyorum. Ama emin olunuz ki, bu eleştirileriniz beni motive etti. Bundan sonra çok daha dikkatli ve özenli olacağımı beyan ederim. Eleştirerek, yorum yaparak tepki gösterdiniz de bende yanlış yapmaktan dönmüş oldum.  İyi varsınız. Saygılarımla